TMMOB Odalar 01 Mayıs 2024, Çarşamba

Gaziantep Güneş gazetesi yazarı Mehmet Gören depremlere ilişkin bir yazı yayımladı. Depremlere ilişkin geleneksel yaklaşımın yanı sıra Odamızın bilimsel yaklaşımını da anlatan yazıyı sizinle paylaşıyoruz.

Yayınlayan Birim: GENEL MERKEZ
Yayına Giriş Tarihi: 02.11.2011
Güncellenme Zamanı: 02.11.2011 11:11:43

Mehmet Gören - Gaziantep Güneş

Yaşı elli - altmış olanlar söyleyeceklerimi mutlaka duymuşlardır. Önceleri tepelerde kurulmuş şehir olan Gaziantep yılda birkaç kez sallandı mı, büyüklerimiz bir jeolog gibi hemen yoruma girişirlerdi:
"Çocuklar korkmayın, korkmayın! Bizim Antep‘ e bir şey olmaz...
"Neden olmaz? diye sorduğunuzda, verilen yanıtlar hep aynıydı:
"Bizim Antep kayaların üstüne kurulmuş.. Bir de mağaralarımız var ki, bunlar zelzeleyi bertaraf ediyor..."
Bilimsellikle ilintisi olmayan bir yaklaşım.

*          *         *

Ülkemiz coğrafyasının büyük çoğunluğunun deprem fay hattında olduğunu Marmara depremini yaşadıktan sonra öğrenmeye başladık.
Nasıl ki, 2001 Ekonomik Depremi sonrasında insanlarımızın bir kısmı neredeyse birer
ekonomist oldularsa..
Marmara depremi sonrasında da yine insanlarımızın sadece bir kısmı neredeyse birer jeolog oluverdiler.
En azından deprem kavramını duyduklarında jeologlara kulak verip, öğrenmeye çalıştılar.
Yerbilimcilere normal bir yurttaş kulak verirken, bu bilim insanlarına yeterince kulak
vermeyen  kurumlar olduğunu gözlemledik: BELEDİYELER…

*         *         *

Yapılaşma konusunda en önemli sorumluluk belediyelere düşmektedir. Ne var ki, gerek
Marmara depremi ve gerekse en son yaşanılan VAN - ERCİŞ depremiyle belediyelerin jeologlarla bilim insanlarıyla ve yasal kriterlerle ilgilerinin olmadığı ortaya çıktı.
Erciş‘te tek katlı kerpiç evler dimdik ayakta kaldı. Az ilerisindeki 7 ve 8 katlı binalar yerle bir oldu.
Bu binalara izin verilirken Zemin Etüt Raporları ince elenip sık dokunmuş muydu?
Sanmıyorum.. Rant ve elde edilecek para öncelikli olmuştur kanısındayım.
Jeoloji Mühendislerinin imzası var mıydı?
Jeoloji Mühendisleri Odası‘nın onayı ve kaşesi basılmış mıydı, bu kağıt olan binalara?
Sanmıyorum... Rant işleri, ahbap - çavuş feodal ilişkiler vb etkenler bu yasallığın önüne geçmiştir, düşüncesindeyim.

*         *         *

Van‘ da, Erciş‘te ve köylerinde 500‘e yakın insanın ölümü, 1000`i aşkın yurttaşımızın yaralanıp ağır bir şekilde mağdur olmasının sorumluları bellidir:
Rantçı müteahhitler, sorumsuz belediyeler.
İçişleri Bakanı bile bu korkunç durumu  şöyle açıklıyordu:
"Bu durum, felaketin kar hırsından doğduğunu gösteriyor."
İmar yapısı 3 katı öngörmüş. Buna karşın orada yükselmiş 7 veya 8 kat!
Olacak iş değil!
AK Parti Hükümet‘ inin bir önceliği de bu işlere göz yuman, izinler veren belediye
yöneticilerinden hesap sorabilmesidir.
İster AK Parti‘ li olsun, ister başka partili..
GÖZÜ - KULAĞI YERDE OLAN
SEÇKİN BİR KURULUŞ:
JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
TMMOB‘a karşı çok eski yıllardan beri hep sempatim olmuştur. Bu çatı altında yer alan özellikle yönetici kadroların, toplumsal sorumluluk ve duyarlılık noktasında hep öne çıktıklarını görmüşüzdür.
TMMOB‘un tüm Odaları‘nın gerektiğinde yerel gerektiğinde merkezi yönetimlere muhalif olduklarını, ilkeleri uğruna toplumsal mücadele verdiklerine tanık olmuşuzdur.
Toplumsal duyarlılık ve de sorumluluk duygularıyla hareket eden bir kuruluşumuz var Gazikent‘ te.
"Gözü kulağı yerde" olan seçkin bir kuruluşumuz: JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI.
Bu Odamızın Başkanı‘nın ismi: Ali Serindağ.
Sn. Ali Serindağ‘ı herhalde üç yıldır izliyorum.
Başkan Serindağ, yakın zamanlara değin  gündeme getirilmeyen "Gaziantep‘te de deprem riskinin olduğu" gerçeğini sürekli işleyen ve bu konuda kamuoyuna geniş açıklamalar yapan değerli bir bilim insanımız.
Van depremi sonrasında da yine önemli açıklamalarda bulundu: Dikkatimi en çok şu
satırlar çekmiştir: "Gaziantep‘te  deprem gerçeğinin yeterince önemsendiği söylenemez…"
Yani, 60‘ lı 70‘ li yıllardaki " Bizim Antep‘ e birşey olmaz... " söylemi hala devam ediyormuş!
Başkan Serindağ devam ediyor:
"Statik projelerin hazırlanmasında kullanılması zorunlu kılınan Zemin Etüt Raporları
konusunda özellikle Yapı Denetim Kuruluşları ve belediyelerin gerekli duyarlılık  ve dikkati
göstermedikleri zaman zaman gözlenmektedir."

*         *         *

Zemin Etüd Raporlarından sorumlu olan en başta belediyelerdir. Ne var ki, Sn. Serindağ‘ın da vurguladığı gibi, Metropol Gaziantep‘ in Belediyelerinde bu konularla ilgili Jeoloji Mühendisi istihdam edilmemektedir.
Büyükşehir‘ de 1 jeoloji mühendisi varmış.. Görevinin yeraltı sularıyla ilgilenmek olduğunu öğreniyorum.
Şahinbey‘ de 1 jeoloji mühendisi varmış.. Görevinin "Asfaltlama Bölümü" olduğunu öğreniyorum.
Şehitkamil‘ de ise jeoloji mühendisi yokmuş.
Bu mühendislerin bu işlerde değil, İmar Uygulamalarında yani, ruhsatların verildiği  servislerde çalıştırılması gerekmiyor mu?

*          *          *

Gaziantep Türkiye‘nin en önemli fay hattından Doğu Anadolu Fay Hattı‘ nın etki alanında yer almaktadır.
Gaziantep Merkezi‘ nin fay hattına mesafesi 45 kilometredir. Gölbaşı‘ındaki 7 üzerindeki şiddetin üzerinden tam 500 yıl geçmiş ve neyse ki, şimdiye değin görülmemiştir.
Ancak, görülmeyecek anlamı çıkaramayız.. Bu riskler var...
Bu potansiyel her zaman ortaya çıkabilir. Buradan hareketle, Gaziantep‘ in de bir deprem gerçeğiyle karşı karşıya olduğunu bilerek yaşamalıyız.

*          *         *

Gaziantep‘ in deprem gerçeğini tüm kenttaşlarımızın bilmesi önemlidir. Ancak asıl bunu bilmesi gereken…
Zemin Etüd Raporlarını ince eleyip sık dokuması gereken kurum.. Rantçılığa, parasal
kar hırsına sırtını çevirecek kurum…
Ahbap - çavuş ilişkiler.. Partidaşlık - Yandaşlık ya da Yoldaşlık duygularına kapılmayacak
kurum…
Vicdanıyla, Allah korkusuyla başbaşa kalarak karar verecek kurum..
BELEDİYELER, BELEDİYELER BELEDİYELER‘ dir.
Hangi Parti adına gelirse gelsin.

*         *         *

Yine uzunca bir makale yazdım, farkındayım. Dileğim inşallah bizim Belediyelerin bu  deprem gerçeğine bilimsellik doğrultusunda yaklaşıyor olmaları…
Dileğim, elli yıldan beri söylenegelen şeylere Belediyelerimizin itibar etmemesi..
Ve dilerim Belediye Yöneticilerimiz de tıpkı büyüklerimiz gibi:
"Çocuklar korkmayın, korkmayın! Bizim Antep‘ e bir şey olmaz " diye düşünmüyorlardır.

*         *         *

Eski Antep tepelerdeydi.
Yeni Antep eski bağların, bahçelerin verimli kırmızı toprakların üzerinde yükseliverdi.
Nefes alacak boş bir alan bırakmadan..
Ne uğruna? Tabi ki, kahrolası para uğruna...
Ne uğruna?
Tabi ki, gelecek çocuklara bedavadan servet bırakmak uğruna..
Sağlıcakla, Hoşçakalınız.


Okunma Sayısı: 4238