TMMOB Odalar 29 Mart 2024, Cuma
Fiyatı 350

Sunuş


Yazar

Kula C. Misra

Çeviri Editörleri

Taner ÜNLÜ & M. Bahadır ŞAHİN & Cahit DÖNMEZ

Baskı Yılı

2014

ISBN

978-605-01-0602-2

Sayfa Sayısı

844

Cilt Tipi

Sıvama Kapak

Kağıt Cinsi

Kuşe Kağıt


İÇERİK TANITIMI

Maden yatakları genel anlamda bir ya da daha fazla mineral veya elementi ekonomik miktarda içeren bir kaya kütlesi olarak tanımlanabilir. Baskın biçimde kazanılacak olan metal veya ametal bakımından zengindir ve işletilmeleri durumundan kazanç boyutları vardır.

.....


EDİTÖRLERİN ÖN SÖZÜ

Maden yatakları genel anlamda bir ya da daha fazla mineral veya elementi ekonomik miktarda içeren bir kaya kütlesi olarak tanımlanabilir. Baskın biçimde kazanılacak olan metal veya ametal bakımından zengindir ve işletilmeleri durumunda kazanç boyutları vardır.

Kaya olma özelliğinden dolayı, maden yatakları da kayaların geçirmiş oldukları jeolojik süreçleri yinelemektedir. Örneğin, sedimanter bir yatak zamanla metamorfik bir yatağa, metamorfik bir yatak zamanla magmatik bir yatağa ve magmatik bir yatak da zamanla tekrar sedimanter bir yatağa dönüşebilir. Bu evrim yerkabuğunun oluştuğu andan başlayarak günümüze değin süregelmektedir. Maden yatakları bu çevrimin herhangi bir periyodunda kendine özgü bir alanda şekillenir. Sahada herhangi bir cevherleşme alanında gözlemlediğimiz yerleşim şekli, yalnızca bu sürecin bizlere ulaşmış olan en son dilimine ya da dönemine karşılık gelir. Maden jeologları bu en son yerleşim şeklini tip olarak tanımlarlar (örneğin, intrüzif granitik kayalar ile killi kireçtaşları dokanaklarında yer alan skarn tip yataklar gibi). Aslında maden yatakları ve maden jeolojisi disiplinlerinde tip kelimesinden çok, "kökenin anlatımı" kavramının vurgulanmasında yarar vardır. Zira tip kelimesi bir durağanlığı, buna karşın "kökenin anlatımı" kavramı bir hareketliliği veya sürekliliği ifade eder. Bu hareketliliğin açınımı ise maden aramacılığında prospeksiyon yöntemlerinin seçilmesine ev sahipliği yapar. Herhangi bir maden yatağı "skarn tip bir yataktır " cümlesinde yalnızca "skarn tip" kelimeleri ile yetinilmek zorunda kalınırken, aynı yatağın kökeninin anlatımıyla mekanların ve ortamların zamana yayılması söz konusudur ve aramacılığa yönelik birçok maden jeolojisi bilinmeyenine örneğin, nerede sondaj yapılmalıdır vs. gibi sorulara bu anlatımın içinde rahatlıkla yanıt bulunabilir. Bu ise ekonomik ve bilimsel kazanç boyutlarını gündemde ön plana taşır.

Tip kelimesi maden yatakları derslerinde bizlere öğretilen temel kavramlardan birisidir. Aynı ilkokula başlandığında bizlere öğretilen harfler gibidir. Harf sayısı sınırlıdır. Daha sonra hecelere ve kelimelere geçilir. Hecelerin sayısı ise sınırsızdır. Belki de ileri yaşlarda bile, yaşantımızda hiç kullanmadığımız heceler vardır. Maden yatakları disiplininde tip kelimesinin harflerle benzeşmesi, bu disiplini öğrenmek isteyenler için başlangıçta öğrenilmesi gerekli olan, ancak zaman içinde yeterli olmayan bir ögedir. Çünkü hiç bir maden yatağı bir diğerine benzememektedir. Oluştukları ortamda basınç, sıcaklık, hacim, Eh, pH, bileşim, çözelti ve/veya akışkanların türü-kimyası ve dinamiği vs. gibi özellikler aynı olsa bile, zaman ve mekan bileşenleri farklı olacaktır. Böylelikle her bir yatak kendine özgü ayrı bir tipi oluşturacaktır. Örneğin, Divriği tip, Hasançelebi tip, Murgul tip ve Kıbrıs tip vs. gibi. Bu bağlamda maden yataklarının genel öğreti disiplini içinde tip kelimesini teorik olarak öğrendikten sonra, meslek hayatında yeni yatak ve oluşumların bulunmasına yardımcı olacak ve her bir yatağa özgü farklı özgün karakterler taşıyacak olan kökenin anlatımı tümcesinin açınımının, ekonomik jeoloji açısından büyük anlam taşıdığının burada önemle vurgulanmasında yarar vardır. Çünkü prospeksiyon yöntemleri bu tümcenin içinde bir yerlerde saklıdır ve maden jeologunun görevi de bu gizliliğin gün ışığına çıkarılmasına katkı koymaktır.

Maden jeologlarının bir maden yatağında nasıl çalışması gerektiği sorusu bu aşamada akıllara gelebilir. Öncelikle acele edilmeden ve her bir maden yatağının kendisine özgü bir tip olduğu düşünülerek, yoğun ve detaylı çalışmalar sonucu çalışılan yatağa özgü tüm parametrelerin ortaya konulması gerekmektedir. Örneğin, Lahn-Dill yatağında birçok maden yatakçı gelişmiş laboratuvar imkanları ile yatağın oluşum modelini ortaya koymak için çalışmışlar ve yatak hakkında 1847 yılından beri yüz elli yılı aşkın bir süredir birçok yayına imzalarını atmışlardır. Bu günlerde de yerbilimciler bu yatağın IOCG yatakları grubuna girip, girmediği konusunu ve/veya benzeşen ve ayrılan yanlarını yoğun bir biçimde tartışmaktadırlar. Mesleğimiz sabır ve özveri gerektirmekte, zamanla taşıdığımız bayrağı bizden sonraki meslektaşlarımıza teslim edebilme erdemi ile özgünleşmektedir. Ancak, taşıdığımız ve aktarmaya çalıştığımız bilimsel niceliklerin, başkaları tarafından kullanılmaya ve üzerine yeni bilgiler inşa etmeye ortam hazırlaması da büyük önem taşımaktadır.

Elimizde bulunan bu kitap, 2000 yılında Kula C. Misra tarafından hazırlanılmış olan Understanding Mineral Deposits (Maden Yataklarını Kavramak) isimli eserin bire bir tercümesidir. Kitabın telif hakkı Jeoloji Mühendisleri Odası tarafından Kluwer Academic Publishers yayınevinden alınmıştır. Yazar kitabında, maden yataklarını kavramak sözcüğünde, maden yataklarının jeolojinin diğer dalları (mineraloji, stratigrafi ve sedimantoloji, yapı ve tektonik, petroloji ve petrojenez, jeokimya, paleontoloji, jeomorfoloji vs.gibi) ile olan ilişkilerini özümsemekte, daha çok maden yataklarının yorumlanmasında kökenin anlatımı disiplinini ön plana taşımaktadır.

Burada kitabın çeşitli bölümlerinin çevirisini yapan dostlarımıza şimdiden teşekkür ederiz.

Her eser gününü yaşar. Yarın bu telif çeviri eserde de bazı eksiklikler olduğu gün ışığına mutlak çıkacaktır. Bu konudaki yardımlarınıza ve katkılarınıza ihtiyacımız olduğunun bilincindeyiz. Şimdiden yanılgılarımız konusunda eleştiri yapan meslektaşlarımıza da teşekkür etmek isteriz.

Almanya`da kapalı maden ocaklarına girdiğinizde, ocakta çalışan herkes o karanlık galerilerde birbirleriyle karşılaştıklarında veya birbirlerinden ayrılırken, biri diğerine "Glückauf" der. Anlamı "şansın bol olsun" demektir. Bu bir madenci selamıdır ve vedasıdır da.

Biz de önsözün sonunda elinizdeki kitabın sizlere yararlı olması dileklerimizle, şansınız bol olsun diyoruz.

Ankara, Şubat 2014

Taner Ünlü ve M. Bahadır Şahin

 


Tüm Kitaplar