TMMOB Odalar 24 Kasım 2024, Pazar
Yayınlayan Birim: GENEL MERKEZ
Yayına Giriş Tarihi: 22.09.2006
Güncellenme Zamanı: 22.09.2006 17:37:05

    Selçuk üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümünün kuruluşunun 30.yılı nedeniyle düzenlenen ve Hocamız Prof. Dr. Fikret KURTMAN adına yapılan sempozyum 20-23 Eylül 2006 tarihinde Konya'da gerçekleştirildi. Odamızın da desteklediği Sempozyum yürütme kurulu başkanı Prof.Dr. Muazzez Kararkaya ÇELİK 'in açılış konuşması ile başladı. Sempozyumda 2 konferans ve 114 bilimsel sözlü sunum gerçekleştirlidi. Sempozyumda Fikret KURTMAN , Mehmet AYAN, Engin mERİÇ, hocalarımıza bölüme yaptıkları katkılAR NEDENİYELE PLAKET VERİLDİ.

Sempozyuma odamız adına Yönetim kurulu üyelerimiz İsmet CENGİZ, Hüseyin ALAN ve Sami ERCAN katıldı. Sempozyum açılışında konuşan Oda başkanımız İsmet CENGİZ, meslektaşlarımızın zor koşullar altında ürettikleri bilimsel bilgilerin yayılması ve sınanması ve tartışılması için böylesi platformlara her zaman destek verdiklerini, ancak bu tür platformların artık yerel ve ulusal ölçekten çıkarak Uluslar arası boyutlara taşınmasının önemine değinerek, 2016 dünya jeoloji kongresinin ülkemizde yapılması için bir çalışma başlattıklarını, bu büyük hedefin odamızın öncülüğünde tüm meslektaşlarımızla birlikte başarılacağını aktardı. Oda Başkanı Konya'nın yerel jeolojik problemlerine de değindiği konuşmasında, özelikle Konya ovasındaki YAS problemine değinerek,

    Konya Ovası Ülkenin ovalık kesimlerinin % 40’lık bölümüne sahiptir. Ancak bu eşsiz ovada bugün yaklaşık 12.000 ruhsatlı ve 15.000 ruhsatsız yani kaçak kuyu ile yer altı suyu bilinçsizce çekilmekte kısacası hortumlanmaktadır. Dsi NİN verilerine göre, Konya Ovasında yer altı su seviyeleri her yıl 1 metre düşüyor. Son 20 yılda yer altı su seviyesi 20 metrelik düşüm oluşmuştur .Bilinçsiz yeraltısuyu kullanımına ve bunla bağlantılı yer altı suyunun kirlenmesi, temiz su akiferlerinin kullanılamıyacak hale doğru ile Ülkeyi besleyen bu ova elden gitmektedir. Ulusal bir servet kaybolmaktadır. Bir başka olumsuz örnek ise, Konya kentinin kanalizasyon ve endüstriyel sıvı atıklarının Tuz Gölünü kirletmesidir. Konyanın çok geniş ovalık bir alan sahip olmasına rağmen su kaynakları yaşanan bu sorunlar nedeniyle oldukça sınırlıdır. Konya’nın su sorununun çözümü için acil ve kalıcı tedbirler başvurulması zorunludur. Bu da ancak sorunu havza bazında değerlendirilerek ve çözümü bu ölçekte üretecek hukuksal düzenlemelerle gerçekleştirilebilir. Konya Kapalı Havzası’na ait bir yasal düzenleme ile Konya Kapalı Havzası Su Yönetimi Merkezi kurulmalıdır. Özel koruma teskilatı ile havzanın korunması ve denetimi sağlanmalıdır. Bölgede jeoloji Mühendislerinin ve DSİ’nin denetimi ve gözetimi dışında açılmış, bilinçsiz kullanılan YAS havzaya oldukça büyük zararlar vermektedir. Konyamız yakın bir gelecekte çöleşme tehdidi ile karşı karşıyadır. Yer altı sularının mevcut kullanımı ile ilgili olarak tekniklerin gözden geçirilmesi ve toprağın değil bitkinin sulanabilmesi temin edilmelidir. Akifer karakteristiklerine uygun su temini için sondajlarda mutlaka jeoloji mühendisi gözetimi olmalıdır.dedi. Konuşmasını kentleşme problşemine değinerek sürdüren Cengiz, “Bir başka değinmek istediğim konu ise konyanın kentleşmesine yönelik. Hepimiz biliyoruz ki Konya planlı ve gecekondusuz tek kentimiz. Ancak yerleşim alanının çoğunluğunun alüvyonal özellikli gevşek-az tutturulmuş zemin üzerine oturuyor olması zemin özelliklerine uygun yapı yapılmasına dikkat etmeyi gerektirmektedir. Depremsiz Kent olarak anılan Konya’da son yıllarda jeoloji mühendislerince yapılan çalışmalarda kent içerisinde aktif fayların varlığı konusunda tartışmalar yapılmaktadır. Bu nedenle artık bu ilde yapılaşmanın her türünde afet riskini dikkate almak zorunluluğu vardır. Biliyoruz ki Kent Planlamasına yön veren girdilerin başında gelen doğal çevredeki depremsellik, heyelan, erozyon, yer altı suyu, jeo medikal volkanik etkinlik vb jeolojik tehlikeler jeoloji Mühendisliği araştırma ve uygulama alanında kalmaktadır. Dolayısıyla plan ve jeoloji ayrılmaz bir bütünlük taşır. Biliyoruz ki, doğanın dili jeolojiyle yazılmıştır. Bu dili anlayanlar ise jeoloji mühendisleridir. Jeolojik verilerden yaralanmak, geçtiğimiz yıllarda yaşadığımız ve salt Konya'yı değil tüm ülkeyi yasa boğan zümrüt apartmanı facialarının bir daha yaşanmaması için önemli bir kriterdir.”dedi. Oda başkanımız, konuşmasını Sempozyuma başarılar dileyerek sonlandırdı.


Okunma Sayısı: 3166