Ülkemiz jeolojik olarak Alp- Himalaya çarpışma kuşağında yer almakta olup, Avrasya plakası ile Arap- Afrika plakasının çarpışması sonucunda eşsiz zenginlikteki jeolojik yapıların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Jeolojik süreçle sonucu oluşan; çok sayıdaki Mağaralar, Şelaleler, Kaldera, Volkan Konileri, Peri Bacaları, Fosil Yatakları (Ör.Taşlaşmış Ormanlar), Travertenler (Ör.Pamukkale), Vadi Kanyonlar (Ihlara Vadisi – Köprü Çay), Krater Gölleri, obruklar, stratigrafik istifleri vb. saymak mümkündür.
Gelişmiş toplumların çoğunluğu tabiat anıtı niteliğindeki bu zengin jeolojik ögeleri "Jeolojik Miras " listelerine alarak korumakta, koruma ve kullanma dengesi çerçevesinde insanlığın hizmetine sunarak bölge insanının refahına ve gelişimi de katkı sağlamaktadırlar. Ancak ülke olarak zengin bir jeolojiye sahip olmamıza rağmen bu zenginliğin korunarak gelecek nesillere aktarıldığı veya insanlığın hizmetine sunularak bölge insanına yeteri kadar katkının sağlandığından bahsetmemiz mümkün değildir.
Odamız bu kapsamda "JEOLOJİK AÇIDAN TABİAT VARLIKLARI:JEOLOJİK MİRASNIN ÖNEMİ VE TÜRKİYE`DEKİ DURUM HAKKINDA RAPOR" hazırlanarak karar vericilerle paylaşılmıştır.Jeolojik miras niteliğindeki ögelerin tespit edilmesi, korunması, tescil edilmesi ve korumu-kullanma dengesinin sağlanarak gelecek nesillere aktarılması konusundaki sorunlar ile buna ilişkin önermeleri içeren rapor için lütfen tıklayınız.
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
(789 KB) (07.11.2015 11:59:45)
Okunma Sayısı: 3359