Değerli Meslektaşlar,
Odamız önümüzdeki yıl 40 yaşını doldurmuş olacak. Geçen 39 yılda Odamız, jeoloji bilimini ve mühendislik uygulamalarını halkın çıkarları ve ihtiyaçları için kullanmayı kendine rehber edinmiş; jeoloji mühendisliğini toplumun çıkarları ile bir bütün olarak ele almış; ülkeye, topluma, mesleğe ve meslektaşlara ilişkin çalışmalarını kuruluş kanunu ve kendi yönetmeliklerinde de açıkça belirtildiği üzere kamu kurumu niteliğinde demokratik meslek kuruluşu olarak sürdürmüştür.
1974`te 161 üye ile "jeoloji bilimini ve mühendisliğini emekçi halkımızın yararına kullanma" ilkesiyle yola çıkan odamız, meslektaşlarından aldığı güçle bu ilkeyi bilimle, emekle, inatla ve umutla hayata geçirme çabası içinde olmuştur.
Bu süreçte Odamız ve bağlı olduğumuz TMMOB, siyasi iktidarlar açısından genellikle "rahatsızlık kaynağı" olarak görülmüş, bazı yasal ve kurumsal yaptırımlarla karşı karşıya bırakılmıştır.
Ancak, işbaşında olan siyasi iktidarın son 5 yıldır TMMOB ve bağlı odalara uyguladığı baskılar katlanarak devam etmiş ve bu uygulamadan tüm meslek kuruluşları da ‘payını` almıştır.
TMMOB açısından bakıldığında belki de bu son baskıların miladı, Cumhurbaşkanlığı`nın talimatları uyarınca Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu (DDK) tarafından düzenlenen TMMOB ve Odalarımızın örgütlenme ve mali yapılarını, faaliyetlerini, seçimlerini ve denetlenmelerini ele alan ve ‘alınması gereken tedbirleri` ortaya koyan 28.09.2009 tarihli raporu olmuştur. Meslek kuruluşlarının muhalefetini susturmanın ince önermeleri ile bezenmiş bu rapor ile Başbakanlık adeta göreve çağrılmıştır.
771 sayfadan ve 5 bölümden oluşan Rapor incelendiğinde görülecektir ki; bugünlerde karşı karşıya bırakıldığımız uygulamalar ayrıntılı bir şeklide bahse konu raporda belirtilmiş; başta 2011 yılında yayımlanan 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname olmak üzere son 5 yılda TMMOB`yi işlevsiz kılmaya yönelik hazırlanan yasa, yönetmelik ve genelgelerin yol göstericisi hep bu rapor olmuştur.
Raporda çizilen yol haritası adım adım uygulanmış ve AKP iktidarı son olarak, 09.07.2013 gece yarısı TBMM`nde "yangından mal kaçırırcasına" gerçekleştirdiği Torba Yasa Değişikliği ile bir adım daha atmıştır.
Bugüne kadar kentsel dönüşüm projelerinde, kentsel planlama ve özelleştirme kararlarında ve en son olarak da gezi direnişinde TMMOB, AKP`nin "nasırına basmış" ve torba yasa değişikliği ile akıllarınca cezalandırılmak istenmiştir.
AKP son torba yasasına koyduğu TMMOB düzenlemesine benzer kimi düzenlemeleri aynı taktikle daha önce de diğer meslek kuruluşları için de yaptığı bilinmektedir. 2011 yılında Kanun Hükmünde Kararname çıkartma yetki yasasının süresinin dolmasına bir gün kala, bir Bayram arifesinde, Türk Tabipleri Birliği ile Türk Diş Hekimleri Birliği`nin görev ve mesleki alanlarına yönelik kimi düzenlemeler de bir KHK ile gerçekleştirilmişdi. TTB`nin kuruluş kanunun ilk maddesinde geçen tabipliğin "kamu ve kişi yararına uygulanıp geliştirilmesini sağlamak" ibaresi çıkarıldı. Yine çoğunluğunu bürokratlardan oluşturduğu bir kurula meslek örgütlerinin bugüne dek sürdürdükleri görev ve sorumlulukları verildi; eğitim, uyacakları mesleki ilkeleri belirleme, mesleki yeterliliklerin ölçülmesi, ömür boyu meslekten mene kadar varan cezalar verebilme yetkisi bu kurula devredildi. Türk Diş Hekimleri Birliği Kanununda yapılan değişiklikle, Birliğin asgari ücret düzenleme yetkisi, rehber ücret olarak değiştirildi. Yine bu kapsamda, daha önce de Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odasının seçim sisteminde de değişiklik yapıldı.
Tüm bu yasal düzenlemeler göstermektedir ki, muhalif meslek örgütleri siyasi iktidar tarafından hedef alınmıştır.
Son torba yasa ile de, AKP iktidarının gerçek amacı, "ruhsat işlemlerini basitleştirmek", "ruhsat sürecini olabildiğince hızlandırmak" değildir.
Torba yasa değişikliğinin amacı, odaları sadece "rapor onay gelirlerinden yoksun bırakmak da değildir".
AKP iktidarının amacı, TMMOB ve diğer tüm meslek birliklerini dar bir alana hapsederek toplumla bağlarını zayıflatmak ve iktidarların bilime, hukuka ve kamu yararına aykırı tüm uygulamalarının takipçisi olunmasını ve kamusal denetimin gerçekleştirilmesini engellemektir. AKP, daha önce de, CMUK`da değişiklik yaparak Odaların dava açma süreçlerini zorlaştırmış, karşılanması güç bilirkişi ve dava açma bedelleri getirmiş, hatta 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunda olduğu gibi bazı hukuksuz uygulamalara karşı çıkmak engellenmiş, hatta mahkemelerin yürütmeyi durdurma karaları dahi ellerinden alınmıştır.
Ancak bilinmelidir ki, bugüne kadar, emekten ve demokrasiden yana doğru bildiklerini söylemekten hiçbir koşulda vazgeçmeyen TMMOB ve bağlı odalarını bu tür baskı politikaları yıldıramaz, topluma karşı sorumluluklarını yerine getirmesini engelleyemez.
Değerli Meslektaşlar,
Odamız 40 yıldır olduğu gibi bundan sonra da kendi Ana Yönetmeliği`nde belirttiği mesleki ve kamusal amaç ve hedeflerinden taviz vermeyecek, en zor koşullarda bile bu değerlerini savunmaya devam edecektir.
Oda, Gücünü üyelerinden, meslektaşlarından alır, toplumun ve üyelerinin ihtiyaçlarına yanıt verebilecek çalışmaları, geçmişten bu güne taşıdığı ilkeleri ve Genel Kurul kararları doğrultusunda yürütür.
Bugüne kadar, işsizliğe, nitelikli mesleki eğitimin verilmesine, ücretli çalışan meslektaşlarımızın haklarının korunmasına yönelik politikalar üretmek, bilim ve mühendislik hizmetlerinin nitelikli verilmesini sağlamak bu yönde kamuoyunu bilgilendirmek, mesleki etkinliklerini gerçekleştirmek, bilim ve mühendislik ilkelerine, toplum ve meslek çıkarına aykırı uygulamaları ortaya çıkararak gerekli yasal girişimleri yapmak ve yasa, yönetmeliklerin toplum lehine çıkarılması yönünde siyasi iktidarlar üzerinde demokratik baskı oluşturabilmesine kadar sürdürülen tüm çalışmalar siz değerli üyelerimizin örgütlü gücü ve bu gücün yansıması olan mekan, personel ve mali kaynaklara dayalı olarak yürütülmüştür.
Elbette bu yasa değişikliği sonrasında bizleri zor günlerin beklediğinin bilincindeyiz.
Ancak gezi direnişi sürecinde edindiğimiz tecrübe, iktidarın artan dozlardaki bu saldırıları karşısında nasıl daha çok kenetlenen, daha örgütlü bir yapıya dönüşmeye yetkin bir birikimimiz olduğunu hepimize hatırlatmış durumdadır. Dolayısıyla TMMOB‘ye yapılan bu saldırı karşısında da aynı gezi direnişi ruhu bizleri daha ileriye taşıyacak anahtarı sunmaktadır. Bu bağlamda önümüzdeki dönemde, bizleri birbirimize yabancılaştıran uzlaşabilir farklılıklarımızdan öteye geçerek, iktidarın uygulamalarına olan uzlaşmaz çelişkimiz üzerinden bir araya gelerek yarının odasını bugünün Türkiye‘sinin gerçekliğini dikkate alarak yeniden inşa etmemiz gerekmektedir.
Unutulmamalıdır ki, sözü edilen süreç tüm meslektaşlarımızın katılımı, ortak irade ve emeğiyle hayata geçirelebilecektir. Bu kapsamda, her statüdeki üyelerimizle ilkeli bir araya gelmek, birikimlerimizi ortaklaştırarak yürümek daha bir önem taşımaktadır
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, 18 Mayıs 1974`de 161 kişi ile başlayan onurlu yürüyüşüne, bugün onyedibinbeşyüzü aşan üyesi, 39 yıllık mücadele, deneyim, bilgi birikimi ve üyelerinden aldığı güçle; bir mesleki demokratik kitle örgütüne düşen görevlerin güçlüğü, büyüklüğü ve bunlara karşı sorumlulukların bilinciyle devam edecektir.
Odamız, bilim ve emekle ürettiklerini umut ve inatla toplumun ve meslektaşlarımızın hizmetine sunma çabalarını sizlerle birlikte geleceğe taşıma kararlığındadır.
İşte bu gün, TMMOB`ye, Odamıza ve mesleğimize daha fazla sahip çıkmanın gerektiği bir zamandır.
Şimdi Hepimizin Örgütlülüğümüze Daha Fazla Sarılmanın Zamanıdır.
Bugün Hepimize Her Zamankinden Daha Fazla Görev Düşüyor,
Üye olmayan meslektaşlarımızı üye olmaya; üyelerimizi Oda sorumluluklarını geliştirmeye, Oda çalışmalarına daha fazla katkı sunmaya, Odamız ve TMMOB ile dayanışma içerisinde olmaya çağırıyoruz.
2 Ağustos 2013
BİLİMLE, EMEKLE, İNATLA, UMUTLA..
TMMOB JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
Okunma Sayısı: 3128