AKP‘NİN TORBA YASASI VE ONUN SÖZCÜSÜ`NÜN YALANLARI, TMMOB‘Yİ VE ODALARINI GERİLETEMEYECEK, MÜCADELESİNİ ASLA DURDURAMAYACAKTIR!
AKP Genel Başkan Yardımcısı ve parti sözcüsü Hüseyin Çelik dün yaptığı basın toplantısında; son torba yasa sürecini gerçekleri saptırarak değerlendirmiş; TMMOB`yi, bağlı Odalarını ve Yöneticilerini gerçekle hiç bir alakası olmayacak şekilde suçlarken, bilgisizliğini de ortaya koymuş ve kamuoyunu yanıltmaya çalışmıştır.
Çelik‘in bilgisizliğini gidermek isteriz. Öncelikle yasaların ve hukukun söyledikleri ile cevap verelim.
1. TMMOB ve bağlı Odaları 6235 sayılı Kanunla kurulmuş, Anayasa‘nın 135‘inci maddesinde tanımlanmış Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarıdır.
2. Anayasanın 135‘inci maddesi; "Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzel kişilikleridir."
3. Danıştay 8`inci Dairesi`nin Esas No: 2005/3879, Karar No: 2007/4213 kararı; "Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının, meslek mensuplarının ve bu mesleki faaliyetten yararlananların karşılıklı hak ve menfaatlerini koruyarak belli bir meslek disiplini sağlama amacına yönelik olarak örgütlenmiş olduğu açıktır. Bu bakımdan mesleğin ve kamu yararının gerçekleşmesini teminen kendi görev alanları ile ilgili konularda odaların yönetmelik çıkarma yetkisi bulunduğu, odaların faaliyetleri ile ilgi olarak hazırladıkları düzenleyici kuralların birbiriyle uyumunu sağlamak konusunda da Birliğin denetim yetkisinin olduğu tartışmasızdır."
4. Anayasa Mahkemesi‘nin 24.06.2011 tarihli 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname‘ye ilişkin verdiği ve 22.02.2013 tarihli 28567 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanan E: 2011/100, K: 2012/191 sayılı karar gerekçesi; ".....Meslek kuruluşlarının özerkliği, merkezi idareden bağımsız olarak karar ve yürütme organlarını seçebilme, ilgili mesleki faaliyetlerle sınırlı olmak üzere üyelerini ve örgütlerini bağlayıcı karar alma ve uygulama, meslek mensuplarının uyacağı ilke ve kuralları belirleme ve üyeleri hakkında disiplin tedbirleri uygulama hak ve yetkisini içermektedir......"
5. Mesleki denetimle ilgili çok sayıda dava kararından biri olan Ankara 13‘üncü İdare Mahkemesi Esas No: 2010/1746 ve Karar No: 2012/2426 kararı: ".... mühendislik hizmetlerinin bilimsel ve teknik yönünden ağırlığı nedeniyle, hizmetin kalitesi ya da yeterliliği gibi hususların, hizmetten yararlananlarca ölçülmesi, eleştirilmesi, yaptırıma bağlanması mümkün olmayacağından söz konusu hizmetlerin Yönetmelik hükümleriyle çerçevelendirilip, teknik kriterlerle mesleki faaliyetin denetiminin yapılmasını gerektireceğinden, bu denetim karşılığında denetimi yapan Odanın mesleki denetim bedeli talep etmesi mevzuat hükümlerine aykırılık taşımamaktadır."
Başka söze ihtiyaç duymaksızın tüm bu hukuksal metinler göstermektedir ki;
Odalarımızın çıkardığı Yönetmelikler üst hukuk kurallarına uygun; mesleğin ve kamu yararının yerine getirilmesini teminen gerçekleştirilen düzenlemelerdir. Bu niteliğiyle de sadece Odaların iç işleyişlerini düzenlemenin çok ötesinde bir amaç ve üçüncü şahıslar için de bağlayıcı bir nitelik taşımaktadır.
Odalarımız, serbest mühendislik mimarlık hizmetlerinin mesleki, bilimsel ve teknik esaslar ile kamu yararı doğrultusunda verilmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak, meslek disiplinini ve ahlâkını korumak amacıyla Genel Kurullarında alınan kararlarla yönetmelikler çıkarıp, Resmi Gazete‘de yayımlayarak uygulamaya koymakta, bu amaçların yerine gelmesini teminen mesleki denetim yapmakta, üyelerinin sicillerini tutmakta ve sadece bu hizmetlerin verilmesi için yeterli olacak çok düşük miktarlarda maktu ücret almaktadırlar.
Sonuç olarak Hüseyin Çelik‘in iddia ettiği gibi Odalar, ‘yasanın kendilerine vermediği bir usül icat etmemişler`; tam tersine belirttiğimiz gibi yasaların tanıdığı, sayısız yargı kararlarınca da onanmış hak ve görevlerini kamu yararı doğrultusunda yerine getirmeye çalışmaktadırlar. Bu durumda, Odalarımızın yaptığı uygulamalar değil; TBMM`de bir gece yarısı operasyonu ile geçirilen yasa maddesi hukuksuzdur, meşru değildir.
Yine, Hüseyin Çelik‘in dediğinin tam aksine bu yasa darbesinin Gezi Parkı direnişleriyle doğrudan bağlantısı vardır.
İmar Kanunu‘nda değişiklik ve ilaveler yaparak TMMOB`ye bağlı Odalar ile birlikte yerel yönetimlerin de yetkilerini hukuksuz ve art niyetli olarak sınırlayan; madde önerisinde imzası bulunanların ve kabul eden kendi milletvekillerinin dahi içeriğini bilmediği, kamuoyunda tartışılmamış bu torba yasa maddesinin gece yarısı yapılan bir hukuk darbesi ile ansızın geçirilme zamanlaması da göstermektedir ki, konu doğrudan Taksim Gezi Parkı direnişleriyle ilgilidir.
Taksim direnişleri içinde halkla birlikte yer alan Taksim Dayanışması Platformundaki TMMOB Odalarının bazı İstanbul Şube Yöneticilerinin gözaltına alındığı, gözaltı sürelerinin uzatılıp, açlık grevine başlandığı bir geceyle eşzamanlı olarak bu yasa maddesi TBMM`den geçirilmiştir. TMMOB ve Odalarına karşı darbe niteliğindeki bu torba yasa maddesinin, TMMOB‘ye iktidarın duyduğu rant eksenli kininin bir ürünü olduğu çok açıktır. Çünkü teslim alınamayan TMMOB ve Odaları uzun zamandır AKP`nin hedefindedir.
Hüseyin Çelik de çok iyi bilmektedir ki; kendi ifadesiyle ‘sendika ağaları gibi oda ağaları‘ TMMOB ve Odalarda hiç olmamıştır. Hüseyin Çelik, kendi yandaş örgütleriyle mesleki demokratik kitle örgütü olan Odaları birbirine karıştırmasın. Torbadan çıkan bu yasa maddesinden memnun olanlar kuralsız, denetimsiz, niteliksiz hizmet üretenler; rahatsız olanlarsa serbest mühendislik mimarlık hizmetlerinin mesleki, bilimsel ve teknik esaslar ile kamu yararı doğrultusunda verilmesini savunan TMMOB‘nin yüzbinlerce üyesi ve toplumsal muhalefettir.
Hüseyin Çelik‘in asılsız suçlamalarla gizlemeye çalıştığı asıl rahatsızlık; kendi talan politikalarına engel olan ve teslim alamadığı TMMOB ve Odalarından AKP`nin rahatsızlığıdır.
Hüseyin Çelik nezdinde siyasi iktidar ve tüm kamuoyu bilmelidir ki; TMMOB ve bağlı odaları, onların özverili yönetici ve üyeleri, yüreğindeki insan sevgisini ve yurtseverliği, baskı ve zulüm yöntemlerinin söküp atamayacağının bilinci içinde, bilimi ve tekniği emperyalizmin ve sömürgenlerin değil, emekçi halkımızın hizmetine sunmak için her çabayı güçlendirerek sürdürmeye ve AKP‘yi rahatsız etmeye devam etme kararlılığındadır.
Ne AKP`nin niyetleri ne de sözcüsü Hüseyin Çelik‘in gerçek dışı yanıltmalarının karşılığı olmayacak; İktidar TMMOB‘yi ve Odalarını geriletemeyecek, mücadelesini asla durduramayacaktır.
Bizler, mesleğimize, örgütümüze, ülkemizin kamusal zenginliklerine, bilimle, emekle ve inatla sahip çıkmaya devam edeceğiz.
TMMOB JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
Okunma Sayısı: 3128