TMMOB, Van depreminin 1. yıldönümünde tüm sorumluların ve yetkililerin dikkatini bir kez daha deprem gerçeğine çekmek için Van`daydı. İnşaat Mühendisleri Odası`nın yürütücülüğünde 8-9 Kasım 2012 tarihlerinde gerçekleştirilen etkinliklerle kamuoyu depreme duyarlı olmaya çağrıldı.
TMMOB Van İl Koordinasyon Kurulu tarafından 8 Kasım Perşembe günü Van Sanat Sokağı`nda düzenlenen kitlesel katılımlı basın açıklamasıyla başlayan "depreme duyarlılık" etkinliği, aynı gün Odamız adına Denetleme Kurulu Üyemjiz Serkar Ertuğrul, Diyarbakır Şube Yönetim Kurulumuz ve Van İl Tamsilciliğimizin katılımı ile düzenlenen "Van Depremi ve Sonrası" konulu panelle devam etti. Etkinliklerin ikinci günü ise "Depreme Duyarlılık Yürüyüşü" ve anıt heykel açılışı gerçekleştirildi.
Van İKK tarafından 8 Kasım 2012 tarihinde yapılan "Van Depremlerinin Birinci Yıldönümünde TMMOB Dün Olduğu Gibi Bugün de Van‘da" başlıklı basın açıklamasına çok sayıda TMMOB üyesi katıldı. TMMOB Van İKK Sekreteri Şemsettin Bakır tarafından okunan açıklamada, Van‘ın birinci derece deprem kuşağında yer almasına karşılık yetkililerin önlem almadığına dikkat çekildi; merkezi idare ve yerel yönetimler, TMMOB‘nin uyarılarını dikkate almaya çağrıldı.
"Van Depremi ve Sonrası" paneli
Basın açıklamasının ardından Van Ticaret ve Sanayi Odası (VATSO) toplantı salonunda "Van Depremi ve Sonrası" konulu bir panel düzenlendi.
Panele konuşmacı olarak katılan TMMOB Şehir Plancıları Odası 2. Başkanı Ümit Özcan "Van‘ın yeniden planlanması", TMMOB Van İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Şemsettin Bakır "Hasar tespitleri, geçici ve kalıcı konutlar", Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Başkanı Hüseyin Kaya "Van‘da yapı denetimi", Van Ticaret ve Sanayi Odası Eski Genel Sekreteri Necdet Takva "Depremin Van‘ın ekonomik yapısına etkisi", Van Kadın Derneği Üyesi Aylin Çelik "Depremin sosyolojik etkileri", Van Haber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Naif Yaşar "Medyada Van depremi" konularında bilgi verdi.
Depreme Duyarlılık Yürüyüşü
Etkinliklerin ikinci günü olan 9 Kasım‘da ise saat 11.30‘da Kültür Kavşağı‘nda toplanılarak Milli Egemenlik Cad. - Hastane Cad. - Beşyol Kavşağı - Akköprü güzergâhında yüzlerce mühendis, mimar, şehir plancısı ve Vanlıların katılımıyla "Depreme Duyarlılık Yyürüyüşü" ve anıt heykel açılışı gerçekleştirildi. Burada İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı ve Van Belediyesi Başkanvekili Sabri Abi birer konuşma yaptılar.
BASIN AÇIKLAMASI
VAN DEPREMLERİNİN BİRİNCİ YILDÖNÜMÜNDE
TMMOB DÜN OLDUĞU GİBİ BUGÜN DE VAN‘DA
Geçtiğimiz yıl 23 Ekim 2011‘de 604 insanımızın hayatına mal olan bir deprem yaşadık. Henüz İlk depremin yaraları sarılmadan 9 Kasım‘da gerçekleşen ikinci bir deprem ile bu sefer 34 insanımızı kaybettik. Depremlerde hayatını kaybedenleri saygıyla anıyor, bu ülkenin mimar, mühendis ve şehir plancılarının örgütü TMMOB olarak yakınlarını kaybedenlerin acılarını paylaşıyoruz.
Bugün burada bizlerle olan üst birliğimiz TMMOB, ilk depremden üç gün sonra kalabalık bir heyet ile bölgemize ilk ziyaretini gerçekleştirdi. Aynı günlerde ülke genelindeki örgütlülüğümüz bölge halkıyla dayanışmak için insani yardım seferberliği başlattı. Üst Birliğimizin katkılarıyla Van Belediyesi‘nin tahsis ettiği arsa üzerinde deprem nedeniyle hizmet binası sıkıntısı yaşayan TMMOB birimlerinin kullanacağı TMMOB Hizmet Binası‘nın yapımı Mayıs ayında tamamlanarak hizmete girdi.
Depremin yaşandığı ilk günden beri Van‘da, Van halkıyla birlikte olan, tüm mesleki birikimini seferber eden üst birliğimiz TMMOB, ilk depremin yıldönümünde de burada bizlerle olmak için programını hazırladı. 23 Ekim 2012‘de "Depreme Duyarlılık Yürüyüşünü" de içeren bir dizi etkinlik planlandı. Ancak Valilik söz konusu tarih bayrama denk geldiği için olası bir "yoğunluk" nedeniyle etkinliğe izin vermedi.
TMMOB, ilk depremin ardından Van Valiliğine başvurarak, ön hasar tespit çalışmalarının hızlı ve güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesi için mühendis ve mimarların gönüllü olarak görev alabileceğini iletmiş ancak olumlu yanıt alamamıştı. En yetkili ağızların hiçbir bilimsel veriye dayanmaksızın "oturulabilir" ilan ettiği yapılar, ne yazık ki, 9 Kasım‘daki ikinci depremde yıkılmış ve maalesef yeni can kayıpları yaşanmıştı.
Birliğimize bağlı İnşaat Mühendisleri Odamızın ve Mimarlar Odamızın yoğun çabaları ancak ikinci depremin ardından sonuç verebildi. Örgütümüzün gönüllü mühendis ve mimarları Valilik ve Belediye ile imzalanan protokol doğrultusunda deprem bölgesindeki hasar tespit çalışmalarında üç hafta boyunca bilfiil görev aldı.
Bilinmelidir ki, afet gibi insanlığı bir araya getiren siyaset üstü bir durumda dahi TMMOB ve bağlı Odaların birikimlerini elinin tersiyle iten, bilim insanlarını uyarılarına kulak asmayan yaklaşım, Van depremlerinin öncesinde ve sonrasında yaşananlarda da ciddi rol oynadı; tıpkı 99 Marmara depremleri gibi...
Bilim insanlarının, Van Gölü‘nün kuzeydoğusundaki Çaldıran Fayı 1976‘da 7.3 büyüklüğünde bir deprem üreterek kırılmasının ardından geçen 35 yıllık sürenin önemli bir enerji birikimine neden olduğu ve fay hattında her an yeni bir kırılmanın gerçekleşebileceği noktasındaki uyarılar bile duymazlıktan gelindi.
Van ilimizde etkili bir deprem bekleniyor ve yetkililerin önlem alması isteniyordu. Ancak Van ne 2001 yılında 19 pilot ilde uygulanmaya başlanan yapı denetim sistemine dâhil edildi, ne de yapı denetim sistemi kamu binalarını kapsayacak şekilde genişletilebildi. Ne proje ve uygulama denetlenebildi ne de yapı malzemelerinin 1998 deprem yönetmeliğindeki standartlara uygun olup olmadığı kontrol edilebildi. Bu nedenle; deprem sonrası ne Erciş Devlet hastanesi ne Van Devlet hastanesi ayakta kalıp yaralılara hizmet verebildi ne de Yurt Kur‘a bağlı yurtlar depremde evleri hasar görmüş vatandaşlarımıza ev sahipliği yapabildi.
Oysa 99 depremlerinin ardından "Deprem Konseyi", "Deprem Şurası", "Bütünleşik Kentsel Gelişme Stratejisi ve Eylem Planı" gibi son derece önemli bilimsel çalışmalar gerçekleştirilmişti. Ancak bilimsel saptamaların yapıldığı ve çözüm önerilerinin geliştirildiği bu çalışmalardan faydalanması ve politika üretmesi beklenen siyasi iktidar, Türkiye‘nin deprem gerçeğini popülist söylemler ve şovlarla suiistimal etmeyi tercih etti.
99 depremlerinin 12. Yıldönümü olan 17 Ağustos 2011 tarihinde duyurulan "Ulusal Deprem ve Strateji Eylem Planı" da, Van depremlerinin ardından rafa kaldırılarak, kamuoyunda "kentsel dönüşüm yasası" olarak bilinen yasanın Meclisten geçmesiyle birlikte ülkemiz genelinde bir "kentsel dönüşüm furyası" başlatıldı.
Bilindiği gibi "Afet Riskli Altındaki Alanların Dönüştürülmesi" hakkındaki kanun Mayıs ayında Meclis genel kurulundan geçti ve 5 Ekim 2012 tarihinde ise yıkımlar başladı.
5 Ekim‘de "33 ilde aynı anda 150 kamu binası" sloganıyla gerçekleştirilen yıkımlar, Yasanın bütünleşik bir plana dayanmadığını, mevcut yapı stokuna yönelik bir çalışma olmaksızın hazırlanıp uygulamaya konulduğunu açıkça göstermekteydi. Yıkımların neye göre gerçekleştirildiğine dair açık olan tek nokta, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı‘nın Haziran ayında Riskli alan ve riskli yapıların tespit çalışmalarının başlatılması için 81 il Valiliği ve Belediyelere bir genelge göndererek talimat verdiğiydi.
Valilik ya da belediyeler nasıl bir çalışma yapmıştır? Yıkımlar hangi plana dayanılarak, hangi veriler ışığında ve hangi önceliğe göre gerçekleştirilmiştir? Van ilimiz özelinde ise yıkımı büyük bir şovla gerçekleştirilen İskele Caddesi üzerinde bulunan İller Bankası Van Bölge Müdürlüğü hizmet binası zaten Van depremlerinde hasar görmüş bir bina değil midir? Deprem nedeniyle ciddi acılar yaşamış bir kentte hasar görmüş binaların yıkılması ile övünülmesini ve bunun kentsel dönüşüm şovuna alet edilmesini anlamak ne kadar mümkündür?
"Kentsel dönüşüm yasası" ve "yönetmeliği" ile tüm denetimlerden muaf tutulan TOKİ‘nin mevcut yetkilerine yenileri eklendi. Afet Riski Altındaki Alanlar Hakkındaki Kanun ile birlikte TOKİ, riskli alanların ve rezerv yapı alanlarının belirlenmesi, riskli yapıların tespiti, devri, cins değişikliği, tevhit ve ifrazı, kamulaştırma işlemleri konularında yetkili kılındı. Yönetmelikte ise rezerv alanlarının belirleniminde TOKİ ve idarenin talepleri doğrultusunda hareket edileceği açıkça ifade edildi.
Van ilimiz özelinde TOKİ‘nin depremlerin hemen ardından inşaatlara başlamış ve akıl almaz bir hızla inşaatları tamamlamış olmasıyla övünülmektedir. Oysa Van‘ın jeolojik etütleri geçtiğimiz Temmuz ayında tamamlanmıştır. Elbette Van halkının yaşamının bir an önce normale dönmesini sağlamak gerekmektedir. Ancak bu hız Van halkına güvenilir konutlar üretmenin önüne geçiyorsa, siyasi kaygılarla sadece günü kurtarmak amacıyla hareket edildiği şüphesi doğrulanmaktadır. Bu anlamda fay hattı üzerine inşa edildiği söylenen yapılara dair spekülasyonlar bir yana, TOKİ‘nin anahtar teslimi yaptığı birçok yerde su ve kanalizasyon gibi ciddi altyapı sorunları yaşandığı bilinmektedir.
Gerek Van özelinde gerekse ülke genelinde TOKİ hangi etüt ve planlar rehberliğinde proje üretmektedir? Aynı TOKİ rezerv yapı alanlarını hangi kriterlere göre belirleyecektir?
Van depremlerinin öncesinde ve sonrasında sınıfta kalmış olan bir siyasi iktidarın mevcut yetersizliğini örtmek için ortaya attığı "kentsel dönüşüm yasası" ile açıkça yepyeni bir maceraya sürüklenmekteyiz. Hak sahipliğinden yerel yönetimlere, kent yoksullarından mühendislik mesleğine kadar geniş bir yelpazeyi etkileyecek olan bu kentsel dönüşüm sürecinin sosyolojik açıdan da değerlendirilmesi gerekmektedir ki, dünyadaki diğer örneklerden hareketle, "Kentsel Dönüşüm Projelerinin" öz itibariyle yoksulları kent merkezlerinin dışına çıkartmayı ve bu merkezlerin sermayeye açılmasının hedeflendiği bilinmektedir.
Üst birliğimiz TMMOB, insan hayatının en yüce değer olduğunun bilinciyle ve bilimin bu değere hizmet etmesi gerektiğine duyduğu inançla, sadece büyük şovlarla kamuoyuna sunulan uygulamaların sadece maskesini düşürmek için değil, aynı zamanda yaşanan sorunlara bilimin önderliğinde çözümler üretilmesini sağlamak için de bugün buradadır.
Marmara depremlerini unutmamak ve gereken önlemlerin alınmasını sağlamak için tıpkı 2008‘de, 2009‘da, 2010‘da ve 2011‘de 99 depremlerinin yıktığı Marmara bölgesinde olduğu gibi bu yıl da Van‘da, Van depremlerinin birinci yıldönümünde "Depreme Duyarlılık Yürüyüşü"nü gerçekleştireceğiz. Tüm kamuoyunu etkinliğimize davet ediyor yeni yıkımların ve acıların yaşanmaması için mücadele etmekte kararlı olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz.
Van genelinde ağır hasarlı yapı sayısı 28532, Bugüne kadar yıkılan konut sayısı 8.500 civarında büyük bir kısmını vatandaş kendi imkanları ile yıktı, halen Van merkezde 19.518 tane ağır hasarlı konut var.
Yaklaşık 17489 civarında TOKİ konutları yapılmıştır, bu konutların 15341 adedinin kuralları çekildi ancak hiçbir konut oturulacak durumda değildirler, halkta tepki çekmemek için kurallar çekildi ancak anahtarları teslim edilmedi, yaptığımız incelemelerde bazı konutların iç kısımları daha bitmemiş, ayrıca alt yapıları tamamlanmamış konutlar vardır, özelikle Kalecik ve Edremit konutlarının su sorunu halen çözülmemiştir.
TOKİ aslında sosyal proje kapsamında bedelsiz verilmesi gereken konutların 75.000 TL ye satmaktadır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 2012 yapı yaklaşık birim maliyetleri III. Sınıf B grubu m2 maliyeti 560 TL‘dir, ancak TOKİ‘nin yaptığı konutlarda m2 maliyeti 1050 TL‘dir Vatandaşın evi yılmış diye sözde m2 başına 300 TL‘yi indirerek m2 başına 750 TL ye vatandaşa satmaktadır. Yani TOKİ deprem konutlarını % 50 -60 civarında karla vatandaşa satmaktadır. İnsanlarda evsiz kaldıklarından dolayı mecburiyetten satın almak zorunda kalmışlardır.
Okunma Sayısı: 3145