TMMOB Odalar 23 Kasım 2024, Cumartesi

Devrimci Halkçı Yerel Yönetimler Sempozyumu 3 -4 Aralık tarihlerinde Ankara Barosu Eğitim ve Kültür Merkezi`nde (ABEM) gerçekleştirildi. Yoğun ilgi gören sempozyum, iki gün boyunca kapsamlı tartışmaların ve deney aktarımlarının yaşandığı oturumlara sahne oldu.

Yayınlayan Birim: GENEL MERKEZ
Yayına Giriş Tarihi: 06.12.2011
Güncellenme Zamanı: 06.12.2011 16:09:04

"Umut ve mücadele mekanlarından deneyimler" başlığıyla gerçekleşen Devrimci Halkçı Yerel Yönetimler Sempozyumu 3 -4 Aralık tarihlerinde Ankara Barosu Eğitim ve Kültür Merkezi‘nde (ABEM) gerçekleştirildi. Yoğun ilgi gören sempozyum kapsamlı tartışmaların ve deney aktarımlarının dikkat çektiği oturumların ardından sona erdi.

Çeşitli yerel yönetim deneyimlerinin ve yerel yönetim modellerinin derinlemesine tartışılmasının amaçlandığı sempozyum, emek ve meslek örgütlerinden, akademiden ve diğer toplumsal muhalefet gruplarından büyük ilgi gördü. Sempozyumun ilk günü teorik tartışmalarla ikinci günü ise belediyelerin katılımıyla mevcut deneyim ve sorunların tartışılması ile geçti.

İlk gün iki ana başlık tartışıldı

İlk gün iki ana başlık oturumlara yön verdi. İlk oturumun ana başlığı "Kapitalizm, Kentler ve Yerel Yönetimler" olurken, ikinci oturumun ana başlığı "Devrimci-Halkçı Yerel Yönetimler İçin Politikalar ve Uygulamalar" oldu.
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Sırrı Süreyya Önder belediyeleri, Terzi Fikri ve Fatsa deneyimini işaret ederek, yerel yönetimlere dair geliştirilecek politikaların altı çizildi. Açılış konuşmasının ardından oturumlara geçildi. "Devrimci-halkçı yerel yönetimler için tarihsel ve kavramsal çerçeve" başlıklı ilk oturumun başkanlığını TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi`nden Yavuz Önen gerçekleştirdi. Önen konuşmasında Terzi Fikri`yi "adanmışlığın ötesinde yaşamın içinde bir cevherdi" sözleriyle anlattı.
İlk oturumda ilk sözü "Kapitalizm, kentler ve yerel yönetimler" başlığıyla Doç. Dr. Bülent Batuman aldı. Batuman konuşmasında kapitalizm ve kent ilişkisini anlattı. Sanayinin ve yoksulluğun belirlediği kent olgusunu ele alan Batuman, "Kentleri ne yapmalı" sorusuna tarihsel örneklerle yanıt verdi.
"Neoliberalizm, sosyal belediyecilik ve sosyalist belediyecilik" başlıklı sunumu yapan Yrd. Doç Dr. Ali Ekber Doğan ise, neoliberal belediyeciliğin 2 dönemini (ANAP ve RP) ele aldı ve bu dönemlerde gerçekleşen uygulamaları anlattı. Yoksullara yardımın sosyal belediyecilik olmadığını söyleyen Doğan, bunların, sosyal adalete hizmet etmediklerini söyledi. Sosyal belediyeciliğin kamucu, üretici ve kaynak yaratıcı olduğunu söyleyen Doğan, 73-77, 89-91 yıllarında kimi deneyimleri özetledi.
3. konuşmayı ise, "Yerelleşme ve küreselleşme bağlamında özerklik ve otonomi" başlığıyla Prof. Dr. Haluk Gerger gerçekleştirdi. "Yerel yönetimler savunma ve direnişin mekanizması olabilirler mi" diye soran Gerger, yerel yönetimlerle ilgili 2 noktanın altını çizdi. Birinci olarak, yerel yönetimlerde, halkın direnişinin yerele sıkışmaması, uluslararası ağ kurabilmek gerektiğini söylerken, ikinci olarak, yerel yönetimleri, yeni katılım mekanizmalarının yaratılması ile emekçi halkların bir deneyimi/komünist topluma yürüyüşte bir stajı olarak görmek gerektiğini ifade etti.
"Yerel yönetimler, yoksulluk ve emekçiler" başlıklı son sunumu ise Prof. Dr. Yüksel Akkaya gerçekleştirdi. Yerel yönetimlerin insanları özgürleştirecek bir olgu olduğunu söyleyen Akkaya, kapitalist sistemin içinde yaşıyorsak, gelirleri arttıramadığımızda, giderleri azaltmaya çalışmak gerektiğinin, kolektif olarak sorunları çözmenin ve yeni insanın yaratılması sürecinin işletilmesinin önemine değinen bir konuşma yaptı.

İkinci oturum ise "Devrimci-Halkçı yerel yönetimler için politikalar ve uygulamalar-1" başlığı ile gerçekleşti. Ankara Tabip Odası`ndan Bayazıt İlhan`ın başkanlığını yaptığı 2. oturum, Prof. Dr. Fuat Ercan`ın "Sermaye birikiminin saçılma sürecinde anti-kapitalist yerellikler" sunumuyla başladı.  Ercan, kapitalizmin dünyanın dört bir yanında sömürü ve yıkımını her geçen gün arttırdığını söyledi. Yerel mücadele dinamiklerine değinen Ercan, anti-kapitalist, anti-patriyarkal bir bakış açısıyla, çapraz dayanışma ağlarının önemine, platform tarzı örgütlenmeye ve proaktif bilinçle hareket etmenin gerekliliğine işaret etti.

2. sunumu "Merkezi devlet – yerel yönetimler arası kaynak bölüşümü" başlığıyla ekonomist-araştırmacı Mustafa Sönmez gerçekleştirdi. Yerel yönetimin/iktidarın bir yalan olduğu sözleriyle konuşmasına başlayan Sönmez, yerel yönetimlerin merkezi iktidarın vesayeti altında olduğunu belirtti.
Sönmez`in ardından söz alan Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi`nden Serdar Nizamoğlu ise "Mekansal planlama süreçleri: Konut sorunu ve kentsel dönüşüm" başlıklı sunumu gerçekleştirdi. İnsanca yaşanacak konutların nasıl olması gerektiğine değinen Nizamoğlu, Kuzey Ankara kentsel dönüşüm projesi çalışmasından da örnekler verdi. Yrd. Doc. Dr. Binali Tercan ise, "Deprem ve afet politikaları, yerellerde müdahale mekanizmaları" başlıklı sunumu gerçekleştirdi.
Aranın ardından 3. oturuma geçildi. "Devrimci-Halkçı yerel yönetimler için politikalar ve uygulamalar-2" başlıklı oturum, KESK Ankara Şubeler Platformu`ndan Mevlüt Çakmak tarafından yönetildi. İlk sözü "Yerellerde özyönetim modeli çerçevesinde sosyalist demokrasi" başlığı ile araştırmacı yazar Foti Benlisoy aldı. Benlisoy, neoliberalizmin karakteristik özelliklerine değinmesinin ardından "proletaryayı hakim sınıf haline getirme sürecinde sosyalist görevler ve demokratik görevlere işaret etti. Bu kapsamda sosyalist demokrasi anlayışının yerleştirilmesinin önemli olduğunun altını çizdi.

"Gündelik hayat, kültür, kimlik ve ideoloji" başlıklı sunumu gerçekleştiren Prof. Dr. A. Tayfun Atay ise, canlı örneklerle insanların gündelik hayatlarında kurdukları ilişkilerden örnekler verdi. Popüler kültüre ilişkin eleştirilerde bulundu.
"Piyasa, rant ve yolsuzluklar üçgeninde kamu yararı" başlıklı sunumu gerçekleştiren Dr. Gaye Yılmaz, sunumuna "yolsuzluk nedir?" diye sorarak başladı; liberalizm ve yolsuzluğun sistematikleştirilmesi arasındaki ilişkiyi anlattı.
Tarihi, doğayı ve kültürü korumak yerine "özel mülk edinme hakkının" kutsandığını ve buna karşılık rüşvetle ödüllendirme yapıldığını söyleyen Yılmaz, "kamu yararının" bir piyasa malına dönmesi anlamına geldiğini vurguladı.
Son olarak özgür bir halk muhalefeti ve devrimci belediyecilik girişimlerinin karşı karşıya kaldığı tehditleri özetleyerek konuşmasını sonlandırdı.

Son oturumun son konuşmacısı ise, Çankaya Belediyesi çalışanı ve kadın sığınmaevi sorumlusu Saliha Tüfekçi Delice idi. "Toplumsal cinsiyet farkındalığı ve yurttaşlık bilinci" başlıklı sunumu yapan Delice, kadınların toplumsal cinsiyete dayalı rol bölüşümünde daha dezavantajlı konumda olduğunu söyledi. Kent mekanlarının kadınlar için yaşanabilir olması için belediyelerin yapması gerekenleri özetleyen Delice, konuşmasının devamında sığınmaevine başvuran kadınlardan yola çıkarak şiddet gören kadınlara ilişkin gözlemlerini anlattı. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusunda öneri ve görüşleriyle konuşma sona erdi.

İkinci gün deneyimler aktarıldı

Sempozyumun ikinci gününde de tartışmalar iki ana başlık etrafında şekillendi. Bunlardan ilki; "Uluslararası Ölçekte Devrimci-Halkçı Yerel Yönetim Deneyimleri" olurken ikincisi, "Sistem Karşıtı Yerel Mücadele Deneyimleri" oldu.
Türkiye tarihinde özgül yere sahip Fatsa ve 1 Mayıs Mahallesi deneyimlerine dair tarihsel ve politik bir çerçevenin sunulduğu iki konuşmanın ardından BDP Muş milletvekili Demir Çelik ve Dersim Demokratik Halk Dayanışması adına Ozan Doğan‘ın yaptığı konuşmalar aracılığıyla iki siyasal hat üzerinden yürütülen mücadeleler tartışıldı.
Tartışmaların ve katılımın yoğunluğunu son anına kadar yitirmediği sempozyum, Sibel Özbudun‘un başkanlık ettiği, Mazgirt (Dersim) Belediye Başkanı Tekin Türel, Hozat (Dersim) Belediye Başkanı Cevdet Konak, Aknehir (Antakya) Belediye Başkanı Mehmet Mübarek, Samandağ (Antakya) Belediye Başkanı Mithat Nehir, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ve Pertek (Dersim) Belediye Başkanı Kenan Çetin‘in katıldığı oturum ve forumun gerçekleştirilmesiyle sona erdi.


Okunma Sayısı: 3152