TMMOB Odalar 23 Kasım 2024, Cumartesi
Yayınlayan Birim: GENEL MERKEZ
Yayına Giriş Tarihi: 16.08.2010
Güncellenme Zamanı: 16.08.2010 19:41:53

22 Temmuz 2004 ‘de "Nükleer Karşıtı Şenlik" için yapılan etkinliklere katılmak üzere gittikleri Sinop‘ta kaybettiğimiz "Soner Öner Güneş" anısına 22 Temmuz 2010 tarihinde  Ankara İKK tarafından EMO Toplantı Salonunda bir forum gerçekleştirildi. Yaklaşık 50 kişinin katıldığı, 15 kişinin kurumsal yada kişisel söz alarak değerlendirmelerini ifade ettiği toplantıya Soner ve Öner Balta‘nın ailesi ve yakınları da katıldı.

Forum‘un çağrısında "Kapitalist yağma ve talana karşı ekolojist/çevreci halk hareketleri, gençlik hareketleri, politik hareketler uzun zamandır mücadele yürütüyorlar. Zaman zaman başarılar, zaman zaman başarısızlık ve moral değerlerin aşınması yinede mücadeleyi engelleyemiyor. Türkiye‘nin yakın tarihinde Bergama Köylüleri‘nin görkemli direnişi ile tarih sahnesine çıkan mücadele dinamikleri zamanla HES‘lere, Termik Santrallere, Çimento Farikalarına, doğal çevreyi yok eden diğer kimyasal atık üretim tesislerine ve nihayet Nükleer santrallere karşı yeni mücadele örnekleri gösterdiler ve göstermeye devam ediyorlar. Bu direniş odaklarının gösterdikleri direnç aynı zamanda bu toprakların gerçek sahipleri kimler olduğunu da bizlere bir kez daha daha göstermektedir" şeklinde ifade edilen yaklaşım forumun tamamına egemen idi.

Soner Öner Güneş‘in yaşamlarından ve mücadelelerinden kısa bir kesitin sunulduğu sinevizyon gösteriminden sonra, TMMOB Ankara İKK Sekreteri Ramazan Pektaş açılış konuşmasında Nükleer karşıtı mücadelenin geçmişine kısa bir vurgu yaptı ve "onlar"a olan sorumluluğumuz dile getirdi. Soner, Öner ve Güneş`in aramızdan ayrılışının dördüncü yılına denk gelen günlerde nazire yaparcasına meclisten geçen nükleer santral kurulmasına ilişkin yasanın Akkuyu`ya kurulacak nükleer güç santralinin artık her yönüyle yasal hale getirildiğini ifade ederek bu düzenlemenin yaşam savunucuları için meşru bir durum olmadığını belirtti. Pektaş: "Bu durumu gayri meşru olarak görmek ne yazık ki giden canlarımızı geri getirmiyor. Ancak bu mücadeleyi kaldığı yerden, onların bıraktığı yerden daha da yükselterek sahip çıkmak ve çaba göstermek onların anılarını, nükleersiz bir dünya hayallerini yaşatabilmek için yapmamız gereken şey. Bugün yasal kılıfları hazırlanmış bu nükleer santralin yapımını engellemek için elimizden ne geliyorsa yapmamız gerekiyor. Arkadaşlarımızın geride kalanlara bıraktığı sorumluluğun gereği olarak doğru dürüst bir muhalefetle karşılaşmadan meclisten geçen bu yasaya karşı bu üç cana yakışır bir şekilde muhalefet etmemiz gerekiyor" dedi.

Forum yöneticiliğini ise Jeoloji Mühendisleri Odası İKK temsilcisi Çetin Kurtoğlu‘nun yaptığı ve kısaca; Soner Balta‘nın şiirinden alıntı yaparak "bir ses geliyor uzaktan/ tınısı insan olan" dizesine gönderme yaparak ve o tınının da "Güneş‘in bağlamasından" yankılandığını, yine Soner Balta‘nın bir başka şiirinden "daha hızlı koşun çocuklar"a atıfla, üzerimizde yük ve sorumluluğun arttığı bir dönemden geçilmesine bağlı olarak "daha hızlı koşmak, daha çok düşünmek, daha çok fikir jimnastiği yapmak ve kapitalist sömürgenlerin sınıf kini ve ihtiraslarına karşı daha bir sınıf bilinci ile davranmak, geçmiş deneyim ve birikimlerimizin ışığında ama geçmişe takılıp kalmadan geleceği örme sorumluluğumuza" vurgu yapılmış ve sonrasında salona söz verilmiştir.

Kurumsal ve kişisel değerlendirmeler sonrasında forumun ortaklaşılan saptamaları, önerileri ışığında, TMMOB Ankara İKK ile tüm aydın/demokrat/yurtsever/devrimci kişilere, demokratik kitle örgütlerine, mesleki demokratik kitle örgütlerine, sendikalara biçtiği roller aşağıdaki gibi sıralanmıştır.

•·         Her şeyden önce "enerji ihtiyacı" kavramının doğayı, gezegenimiz, toplumu, insanı sürekli tüketen "daha fazla üret, daha fazla tüket" kapitalist kar hırsının yok ediciliği dışında, toplumsal ihtiyaçlar açısından değerlendirilmesi temel yaklaşımımız/bakışımız olmalıdır,

•·         Her mücadelede esas olmakla birlikte, özellikle nükleer karşıtı mücadelenin toplumun tüm kesimlerini etkileyen bir yanı olması nedeniyle, "nükleer karşıtı mücadele" yi uzmanlık/ilgi alanı vs. tartışmaların dışına çıkararak, tüm örgütlü kesimlerin mücadelenin parçası yapılması önemlidir. Daraltılmış, kişi kurum yada kuruluşlara mücadelenin havale edilmesi yanlışından dönülmelidir,

•·         Yaşam savunucularıyız ve unutmak unutturmamak için daha fazla hafıza tazelemeye ihtiyaç vardır,

•·         Öğretilmiş bir çaresizlik yaşıyoruz ve bu çaresizlik durumunu aşmak önemli görevlerimiz arasındadır, aşmak zorundayız,

•·         Her örgütün hem kendi üye tabanına hemde halka dönük daha fazla bilgilendirme, propaganda, aydınlatma faaliyetine ihtiyaç vardır,

•·         İçinden geçilen dönemde yenilgi durumlarının yarattığı dağınıklık, moral motivasyon bozukluğu söz konusudur ve hızla moral değerlerimizi güçlendirecek etkinliklere ihtiyaç vardır,

•·         Geçmiş deneyimlerin ışığında geleceği kurarken her tür "direniş kardeşliklerini buluşturmak" önemlidir, yaşam savunucularının tümüyle dayanışma içinde direnişler gerçekleştirilmelidir,

•·         Özellikle nükleer santrallerin kurulmasının planlandığı bölgelerde militarist, politik açıdan da nükleerci parti ve çevrelerin güçlendiği, bunun da mücadeleyi olumsuz etkilemeye devam ettiği,

•·         Toplumsal/örgütsel/kişisel belleğimizi güçlü tutmak için güçlü ve herkes tarafından kolay erişilebilir bir arşiv oluşturulması önemlidir ve ivedilikle tamamlanmalıdır,

•·         Tüm örgütlerde mücadele odaklı olmak üzere daha fazla tartışmak, etkinlik örgütlemek ihtiyaçtır,

•·         Örgütlü mücadeleler yerine son zamanlarda bireysel mücadelelerin seçilmesi/öne çıkarılması, örgütlülüğe ihtiyaç duymayan dar grupçu/ kişi odaklı hareketler mücadeleyi olumsuz etkilemektedir,

•·         Sıkça uzun vadeli, planlı, stratejik çalışma ve etkinliklere vurgu yapmamıza rağmen buna uygun davranılmadığı, bununda mücadeleyi cılızlaştırdığı gerçeğinin üzerinden atlamadan, planlı hazırlıklı ve disiplinli çalışmaya/faaliyete dönülmelidir,

•·         Nükleer santral projelerinin yapılacağı bölgelerde sürekli, geçici gençlik kampları, halk kampları vs. kurularak "nükleere karşı nöbetteyiz" etkinlikleri örgütlenmelidir,

•·         Mücadeleyi başarıya taşıyabilmek için örgütlerin bazı stratejik bölgelere dönemsel de olsa kadrolarını yerleştirmesi, uzun süre bölgede ikamet ederek mücadele örgütlemesine önem verilmelidir,

Bu konuda TMMOB Ankara İKK, TMMOB‘nin kuruluş amaçlarında da belirtildiği gibi topluma karşı sorumluğunun bir gereği olarak üzerine düşeni yapmaya devam edecektir. Ankara‘da uzun süredir eksikliği hissedilen NKP Ankara Yerel çalışmasının daha fazla geciktirilmeden başlatılması elzem hale gelmiştir.

 

TMMOB Ankara İKK


Okunma Sayısı: 3133