TMMOB Ankara İKK adına Odamız Sayman Üyesi Çetin Kurtoğlu yaptığı konuşmasında "Kâzım‘ın yüreği halkı için atıyordu. Karadenizli, Çernobil‘den dökülürken o türkülerini halkına söyledi. Ne Sinop‘ta ne Akkuyu‘da ne de dünyanın başka hiçbir yerinde nükleer santral olmaması için mücadele eden Kâzım Koyuncu rehberimizdi" dedi.
Daha sonra Nükleer Karşıtı Platform (NKP) adına söz alan EMO Yönetim Kurulu Yazman Üyesi Hüseyin Önder şöyle konuştu, " Her ölüm erken ölümdür, ama Kazım Koyuncu‘yu hayatının baharında, en üretken çağında "Karadeniz‘in illet hastalığı" aramızdan almıştır. 33 yıllık kısa ömrüne sığdırdığı şarkılarına devrimcilik sevdasını işleyen Koyuncu, nükleer karşıtı mücadelenin de simgesi haline gelmiştir. Bu mücadeleye Karadeniz‘in sesini ve yüreğini şarkılarıyla miras bırakan Kazım Koyuncu‘yu aramızdan ayrılışının 4. yılında özlemle anıyoruz. Çernobil Felaketi‘nin üzerinden 23 yıl geçti. Ne yazık ki ülkemizde bu felaketin etkilerini ortaya koyabilecek ne bir veri tabanı oluşturulmuş, ne de izleme sistemi kurulmuştur. Felaketin ilk günlerinde en yetkili ağızlardan ortaya dökülen "vurdum duymazlık" anlayışı, bugüne kadar devam etmiştir. Bilim insanlarının felakete ilişkin uyarılarına rağmen Türkiye‘de ancak Şubat 1993 tarihinde Sağlık Bakanlığı tarafından Çernobil‘in etkileri üzerine bir rapor hazırlanabilmiştir. Bu rapor da veri ve araştırma yetersizlikleri nedeniyle felaketin etkilerini ortaya koyabilmekten uzaktır. Buna rağmen, rapor kazayla birlikte Karadeniz Bölgesi‘nde artan radyoaktiviteyi ortaya koymaktadır. Rapora göre 26 Nisan 1986 tarihindeki Çernobil felaketinden sonra Karadeniz Bölgesi‘nde 8-10 mikro röntgen/saat olan doğal radyasyon ölçümü, 4-5 Mayıs 1986 tarihlerinde 30-50 mikro röntgen/saatlik düzeye kadar varmıştır. En yüksek radyasyon ölçümü ise 150 mikro röntgen/saat olarak Batı Karadeniz Kıyısı‘ndaki Karasu Bölgesi‘nde ölçülmüştür.
Kazım Koyuncu‘nun memleketi olan Hopa Bölgesi‘nde ise Türk Tabipler Birliği tarafından 2005 yılında yapılan araştırmada, Hopa‘daki ölümlerin yüzde 47.9‘unun kanserden olduğu saptanmıştır. Kaza olmasa da nükleer santrallardan radyasyon sızıntısı gerçekleştiği bilinmektedir. Nükleer santrallardan kaynaklı radyoaktif sızıntılar nedeniyle dünyada da çeşitli bölgelerde kanser vakalarındaki artış tespitleri bulunmaktadır. Türk Tabipler Birliği‘nin açıklamalarına göre radyasyon, tiroid kanseri, lösemi, akciğer ve kemik kanserleri gibi pek çok kanser türüne ve çocuk çağı kanserlerine nende olmakta; kısırlığa yol açmakta; düşük, sakat doğum ve doğuştan gelen hastalıklarda da en önemli etkenlerden birini oluşturmaktadır."
Hüseyin Önder‘in ardından Fındıklı Derelerini Koruma Platformu adına konuşma yapıldı. Konuşmaların ardından müzik gruplarının söylediği türkülere eşlik edenler horon tepip halaylar çektiler. Etkinlik Kâzım Koyuncu ile ilgili sinevizyon gösterimi ile sona erdi.
Okunma Sayısı: 3138