Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 44/236 ve 56/195 sayılı kararıyla 1989’da 13 Ekim günü “ULUSLARARASI AFET RİSKLERİNİ AZALTMA GÜNÜ” olarak belirlenmiş olup bugün, her yıl başka bir tema ekseninde anılmaktadır. Birleşmiş Milletler tarafından 2025 yılı Uluslararası Afet Risklerinin Azaltılması Gününün teması “AFETLERE DEĞİL, DİRENÇLİLİĞE YATIRIM” olarak belirlenmiştir.
Afet Risklerinin Azaltılmasına Bütçe Ayrılmalıdır
Afetlerin artan maliyeti, iklim değişikliğinin artan etkisini ve kötü kalkınma tercihlerini yansıtmakta olup, Dünya genelinde ülkeler, aşırı hava koşulları ve riske duyarsız planlamanın etkisiyle giderek daha şiddetli doğa olaylarıyla karşı karşıya kalmaktadır. 2025 Afet Riskini Azaltma Küresel Değerlendirme Raporuna göre dolaylı ve ekosistem etkileri de dahil edildiğinde dünya genelinde afet risklerinin neden olduğu gerçek maliyetin yaklaşık 2,3 trilyon dolar olduğunu tahmin ediliyor (https://www.undrr.org/gar/gar2025Afet Yeniden İmar Fonu Atıl Durumdadır).
Gelişmekte olan ülkeler en çok zararı görürken, daha zengin ülkeler yüksek mali kayıplarla karşı karşıya kalıyor. Buna rağmen, afet riskinin azaltılmasına yapılan yatırımlar asgari düzeyde kalmaktadır. Kamu bütçelerinin %1`inden azı Afet Risklerini Azaltılmasına ayrılmış olup, 2019-2023 yılları arasında Resmi Kalkınma Yardımı projelerinin yalnızca %2`si Afet Risk Azaltma hedeflerini içerdiği tespit edilmiştir.
Yatırımlarda, Afet Risklerin Azaltılması Dikkate Alınmalıdır
Günümüzde önemli sorunlardan biri hem kamu, hem de özel sektörün ekonomik stratejilerinin afet risklerini sıklıkla göz ardı etmesidir. Yatırımların %75`ini kontrol eden özel sektör, iklim tehditlerini, artan kırılganlığı ve potansiyel kayıpları sıklıkla göz ardı etmektedir. Bu sorunu çözmek için ulusal stratejileri geliştirilmeli, afet risklerini azaltma ve iklim adaptasyonu entegre etmelidir. Hükümetler, özel sektörü, dayanıklı yatırımları teşvik etmek için düzenlemeler, risk verileri ve teşviklerle güçlendirmelidir.
Ülkemizde Afetlerin Maliyeti Artmaya Devam Ediyor
Sahip olduğu jeolojik ve meteorolojik koşullar ile yanlış yer seçimi, dayanıksız yapı stoğu, afet kültürü ve farkındalığının düşüklüğü gibi kırılganlıkların çakışması sonucu “Afet Ülkesi” görünümü kazanan Türkiye’de ise afet zararları ülke geleceği ve sürdürülebilir kalkınma için stratejik önemdedir. Uzun yıllardır afet zararlarının Gayri Safi Milli Hasılanın %3’ü oranında olduğu yönündeki genel kabul, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depremler başta olmak üzere; 2025 yılında yaşanan tarımsal don ve kuraklık, onlarca insanımızın yaşamını yitirmesine neden olan orman yangınları ile sel ve taşkın olayları sonucunda çokça aşılmıştır.
Sadece 7-11 Temmuz 2023 döneminde Karadeniz Bölgesi`nde meydana gelen taşkın ve sellerde 5 milyar lira maddi kayıp hesaplanmıştır. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı 6 Şubat 2023 Depremlerinin neden olduğu toplam maddi kaybı 2023 yılı milli gelirinin yaklaşık yüzde 9’una denk gelen 1.995 Milyar TL (103,6 milyar dolar) olarak hesaplamıştır (SBB Deprem Sonrası Değerlendirme Raporu). Bu maliyetlere dolaylı kayıpları da ekleyince maliyet 150 milyar doları aşmaktadır. Ülkemizde her yıl afetler nedeniyle yaşanan ekonomik kayıplar daha da artmaktadır.
Ülkemizde yaşanan bunca afete, bunca can ve mal kaybına ve bunca deneyimine karşın, afet risklerini azaltmak için yeterince bütçe ayrılmadığı, 6 Şubat 2023 tarihli Kahramanmaraş depremlerinden sonra kurulan “Afet Yeniden İmar Fonu’nun” ise etkin hale getirilip, afet risklerinin azaltılması konusundaki çalışmalarda kullanılmadığı anlaşılmaktadır. Aksi iddia edilse de her afet bize, ülkemizde afet risklerinin azaltılmasına değil, afet yaralarının sarılmasına (Acil Yardım, Kalıcı Konut, yeni yerleşim yeri alt yapısı vb.) fon yaratılmakta ve bu alanlara yatırım yapılmaktadır. Basına da yansıyan Sayıştay raporunda da açıkça görüleceği üzere 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerinin yaralarını sarmak için oluşturulan “Afet Yeniden İmar Fonu” aradan geçen 2 yılda unutulmuş ve bu fona işlev kazandırılmamıştır.
Afet Risklerinin Azaltılması ve Dirençliliğe Yatırım Yapalım
Afetlerde yara sarma faaliyetlerine yatırım yapan bir ülkeden, “DİRENÇLİLİĞE VE AFET RİSKLERİNİN AZALTILMASINA” yatırım yapan bir ülkeye dönüşmek için gerekli adımları hızla atmalıyız. Günümüzde afetler, ekonomik refah ve sürdürülebilir kalkınma için giderek artan bir tehdit oluşturmakta, maliyetleri ise küçümsenemez ve sürdürülemez hale gelmiş bulunmaktadır. Afet maliyetleri ülkeleri artan borç, düşük gelir, artan sigortalanabilirlik ve tekrarlayan insani krizler sarmalına itmektedir. Uluslararası yardımların azalması, afet risk azaltma yatırımları yoluyla afet kayıplarının azaltılmasını daha da kritik hale getiriyor. Afet riskinin azaltılması için ayrılan fonların kesilmesi, gelecekte daha pahalı afetlere ve daha fazla insani ihtiyaca yol açıyor. Afet maliyetlerini azaltmak için ülkeler, afet riskinin azaltılmasına yönelik fonları artırmalı ve tüm kamu ve özel yatırımlarının risk bilincine sahip ve dayanıklı olması sağlamalıdır.
Bu kapsamda;
Sonuç olarak; 13 Ekim 2025’in tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de amacına hizmet ederek afet risklerinin azaltılmasında toplumsal farkındalığımızın merkezi ve yerel yönetim birimleri ve kamuoyu nezdinde yükseldiği bir gün olmasını ve ülkemizin afetler karşısında dirençliliğe fon yaratan ve yatırım yapan bir ülke seviyesine yükselmesine katkı sunmasını diliyoruz.
Saygılarımızla.
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu
Okunma Sayısı: 858