TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, 26 Kasım 2024 tarihinde yaptığı açıklamayla 30 Kasım’da `Halktan ve Emekten Yana Bütçe, Demokratik Türkiye` Mitinginde "Emeğimize, Mesleğimize, Haklarımıza Sahip Çıkmak İçin Sesimizi Yükseltelim; Haydi Omuz Omuza Mücadeleye!" diyerek örgütümüze çağrıda bulundu.
30 Kasım’da “Halktan ve Emekten Yana Bütçe, Demokratik Türkiye” Mitinginde
Emeğimize, Mesleğimize, Haklarımıza Sahip Çıkmak İçin Sesimizi Yükseltelim
Haydi Omuz Omuza Mücadeleye!
Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanan 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmeye devam ediliyor. Bütçe Teklifi önümüzdeki günlerde TBMM Genel Kurulu’nda görüşülerek karara bağlanacak.
Ancak Bütçe Kanunundan, emeği ile geçinenler için daha fazla yoksulluk, daha fazla borç yükü çıkmıştır. Bütçe sürecinin her aşamasında halkın kendisinin ve örgütlü temsilcilerinin katılımının sağlanması, eleştiri ve görüşlerinin alınması gerekirken bu bütçe döneminde de toplumsal katılım yok sayılmıştır.
Bu doğrultuda kamu emekçisinin mücadeledeki sesi ve sendikası olan Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) tarafından “Halktan ve Emekten Yana Bütçe, Demokratik Türkiye” talebi ve "Geçinemiyoruz, Yoksulluğa Karşı Mücadelede Birleşiyoruz" çağrısıyla 30 Kasım`da Ankara Tandoğan Meydanı’nda bütçe mitingi düzenlenecektir.
TMMOB olarak bizler de, 30 Kasım’da “Bütçeden Emeğimizin Karşılığını İstiyoruz” ve “Emeğimize, Mesleğimize ve Haklarımıza Sahip Çıkıyoruz” şiarıyla miting alanında olacağız ve taleplerimizi dile getireceğiz.
Kamu emekçisinden işçilere, asgari ücretliden emeklilere, çiftçilerden kadınlara, gençlere kadar halkın ezici çoğunluğunun haklarına yönelik saldırı dalgasına karşı birleşik ve örgütlü bir mücadeleyi örmek için meydanlarda olacağız.
Fatura Emekçi Halka Kesilemez!
Bilimi ve Teknolojiyi Esas Alan, Üreten, Kalkınan, Sanayileşen, Hakça Bölüşen Bir Ülke İstiyoruz!
2025 yılı Bütçe Kanununda, emeği ile geçinenlere daha fazla yoksulluk, daha fazla borç yükü dışında bir teklif getirilmemiştir. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılının hemen başında, sermaye gruplarının daha da zenginleşebilmesi için hazırlanan bütçe ile halk daha da derin bir yoksulluğa itilmektedir.
Artan ekonomik kriz karşısında halkın güvenceli bir geleceğe sahip olması, insanca yaşayabilmesi mümkün değildir. Yoksulluğun ve açlığın kural haline geldiği bir düzen adım adım inşa edilirken hazırlanan bütçe ile vergi yükü gelmiş geçmiş tüm bütçelerden daha ağır bir şekilde halkın sırtına yüklenmektedir.
Bizlere sunulan bu bütçe, toplumsal kalkınma anlayışının terk edilmesinin sonuçlarından biridir. Buradan çıkarmamız gereken ders, kalkınma anlayışının basit bir ekonomik tercih değil, aynı zamanda bir toplumsal gelecek tasarımı olduğu gerçeğidir.
Hepimizin bildiği gibi ülkeler kendi kendilerine gelişmezler, sadece ekonomik büyüme yaratıldığı için refaha erişemezler. Sanayileşmenin, işsizliğin, yoksulluğun, gelir eşitsizliğinin, toplumsal ve bölgesel eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasının, toplumsal gönencin artırılmasının en önemli aracı olduğuna inanıyoruz. Bu sebeple, sanayileşmeden madenciliğe, enerjiden tarıma, eğitimden sağlığa kadar her alanda kamucu bir anlayışla planlı politikalar geliştirilmeli ve bu politikalara uygun bütçeler oluşturulmalıdır.
Yıllardır dile getirdiğimiz üzere; emperyalizmden ve piyasa güçlerinden bağımsızlığı sağlayacak bir siyasi iradenin oluşumu; halkçı toplumcu planlama, kalkınma politikaları ve kamusal denetim ağlarının hâkim olmasından, bu yöndeki bir demokratikleşme ve halk egemenliğinin tesis edilmesinden ve halk için bütçe oluşturmaktan geçmektedir.
Bütçeden Emeğimizin Karşılığını İstiyoruz!
Başta tüm emekçiler ve meslektaşlarımız olmak üzere geniş halk kesimlerinin bütçeden beklentileri açıktır:
Emek ve insan odaklı, güvenceli bir çalışma yaşamı ve güvenceli bir gelecek; mühendis, mimar ve şehir plancıları dahil bütün emekçiler için temel ihtiyaçtır.
Bu nedenlerle, öncelikli toplumsal gereksinimler için, planlı üretim ekonomisi için, toplumsal kalkınma ve refaha yol açacak üretim ve yatırımlar için, sanayi ve tarımın ithalat girdilere bağımlılıktan kurtulması için, yeraltı-yerüstü kaynaklarımızın ülkemiz ve insanımızın refahına yönelik değerlendirilmesi için, doğal çevrenin korunması için, mühendislik-mimarlık-şehir plancılığı disiplinlerinin ülke kalkınmasında seferber edilmesi için, işçi-köylü-esnaf ve emeklilerin insanca koşullarda yaşaması, işsizlik ve yoksulluğun yok edilmesi için, sömürünün, vahşi çalışma koşulları ve sefalet ücretlerinin yok edilip güvenceli ve tam istihdamın sağlanması için, halk sağlığı için, eğitim ve sağlığın her düzeyde parasız olması için, kültürel ve sportif gelişim için, insani gereksinimler içinde yer alan eğlenme-dinlenme haklarımız için, sağlıklı kentleşme, insanca barınma ve ısınma koşulları için eşitlikçi, özgürlükçü, adil ve demokratik bir anlayışı benimseyen kamucu bir bütçe yapılmalıdır.
Tek Çözüm, Halk İçin Bütçe!
Halk için bütçe, halkın bütçe yapma hakkının elde edilmesiyle, toplumsal mücadelelerle elde edilebilecek bir kazanım olacaktır. Bu nedenle yıllardan beri halk için, toplumsal gereksinimler için bütçe diyoruz. Halk için bütçenin, halkın bütçe yapma hakkının elde edilmesiyle, toplumsal mücadelelerle elde edilebilecek bir kazanım olacağını belirtmek istiyoruz.
Tüm meslektaşlarımızı TMMOB, bağlı Odalarımız ve İl/İlçe Koordinasyon Kurullarımız ile birlikte yürüttüğümüz bu mücadeleye katılmaya ve güç vermeye çağırıyoruz.
İnsan onuruna yakışır bir yaşam ve insanca yaşanacak bir ülke istiyoruz!
Haydi Alana. Haydi Mücadeleye.
Haydi 30 Kasım`da Ankara`ya.
Emin Koramaz
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı
Okunma Sayısı: 145