Bir kez daha altını çizmek isteriz ki arkadaşlarımızın tutuklanmasına gerekçe gösterilen suçlamalar, mesleki sorumlulukları ve Oda görevleri gereği yaptıkları eylem ve etkinliklerdir.
Kent planlarına ve idari yargı kararlarına aykırı yapılaşma kararlarına karşı çıkmak, konuyu yargıya taşımak, kent zararı oluşturan uygulamalara karşı kamuoyu yaratmak, kentsel mekanları korumak, kamusal faydayı savunmak hiçbir toplumda ve hukuk sisteminde suç değil, tam tersine, bir yurttaş sorumluluğu ve bilincidir.
Arkadaşlarımızın hukuki değil siyasi nedenlerle cezaevinde tutulduklarının en somut örneği Anayasa mahkemesinin iki kez hak ihlali kararı vermesine rağmen ilk derece mahkemesi ve Yargıtay tarafından Anayasa Mahkemesi Kararlarının gereğinin yerine getirilmemesidir.
Bu tutum Hukukun üstünlüğü’ ilkesinin fiilen kalkmış olduğunun ve ülkemizin hukukun asgari normlarının dahi çiğnendiği bir keyfiyet rejimi altında yönetildiğinin en açık göstergesidir.
Anayasalar bir toplumun birarada yaşam koşullarını düzenleyen asgari toplumsal sözleşmelerdir.
Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu kararın uygulatılmaması, demokrasi ve hukuk devletinin geleceği açısından büyük bir tehdit ve tehlike oluşturmaktadır.
Bu antidemokratik sürece karşı tüm yurttaşlarımızı sesimizi yükseltmeye bu çerçevede yürütülen etkinliklere destek vermeye, Anayasaya ve demokrasiye sahip çıkmaya, ilgili tüm kurumları kararın gereklerini yerine getirmeye davet ediyoruz.
Emin KORAMAZ
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı
Okunma Sayısı: 3219