Çevreci avukatlar, Efemçukuru‘nda siyanürlü yöntemle altın çıkarmak isteyen Tüprag madeninde inceleme yapan bilirkişiye bir dizi soru sordu. Avukatlar resmi müracaatlarında, "Bilirkişi incelemesinde aşağıda sıralanan soruların yanıtlarının verilmek suretiyle rapor düzenlenmesini önemle diliyoruz" tabelinde bulundu.
Madenin kirlettiği öne sürülen yeraltı sularının İzmir‘in şehir şebekesine karışmasından endişe eden avukatların sorularına gelecek yanıtlar Efemçukuru‘ndaki çevresel tahribat iddiaları hakkındaki düğümü çözecek. Tabii eğer başvurudaki gibi bir rapor düzenlenirse...
İşte bilirkişinin yanıtlaması istenen sorular;
1 - Cevher konsantresinden kalan, (2.2) milyon ton atığın, (1.1) milyon tonu işletme tabanında dolgu olarak kullanılacaktır. Geri kalan (1.1) milyon ton atık yüzeyde, Kokarpınar dere selintisinde depolanacaktır. ÇED‘e göre sülfitli ağır metaller konsantreye alındığı için geriye, çoğunlukla kuvars-karbonat ve tepkimeye girmeyen kaya parçası atıkları kalır. Bunlarda ASİD MADEN DRENAJI(AMD) ve AĞIR METAL riski oluşturmazlar. Ancak, ÇED -syf.25, tablo:1.9 da görüldüğü gibi atıklardan alınan kompozit örneklerin jeokimyasal analiz sonuçlarında, toplam AĞIR METAL içeriğinin (%3.6) gibi yüzde mertebesinde, yüksek değerlerde olduğu, bunun da (%3.2) demir içerdiği görülmektedir.
Demir değerlerinin hemen hemen pirit-pirotin gibi demir sülfürlerden oluştuğu cevher mineralojisinden bildiğimize göre, cevher Atıklarının ASİT MADEN DRENAJI için risk oluşturmakta mıdır?
2- Yine aynı tabloda, 2500ppm. Çinko, 685ppm. Kurşun, 142ppm. Bakır, 89ppm. Arsenik içerdiği belirlendiğine göre Atıklar aynı zamanda AĞIR METAL riski oluşturmakta mıdır?
3 - Atık barajının taban ve tavanı jeotekstil ile geçirimsizlik sağlandığı iddia edilse bile kenarlardaki yamaç yüzeylerinde geçirimsizlik için yapılan çimento-kil enjeksiyon, patlatma-sismik aktivite gibi fiziksel olaylar sonucu çatlaklar yeniden açılmaz mı? Atıkta oluşacak AMD çimento enjeksiyonu bozmaz mı?
4 - ÇED‘e göre, 660.000 tonluk pasanın (1/3)‘ü Asit tepkimeli, (2/3)‘ü ise ana kütleyi oluşturan nötrleştirici-tamponlama özellikli kayaçlardan oluştuğu belirlemesi ne kadar gerçeği yansıtmaktadır? Ana kütleyi oluşturan kayaç tanımlaması cevher yantaşı konumunda olan, HORNFELS-EKZOSKARN zonundaki kayaçlardır. Bunların özellikle 670 metre kotu altındaki zonları,%1-5 arası sülfitli mineral içerdiği, MTA ve diğer araştırmacılar raporlarından bilinmesine rağmen!.. Bu PASA‘yı tehlikesiz gösterme çabası değimlidir?
5 - ÇED‘de, madencilik faaliyetine ilişkin, GALERİ-RAMPA ve İŞLETME boşluğu yüzeylerinde, ASİT MADEN DRENAJI (AMD) oluşturup- oluşturmayacağı irdelenmiş midir? (1.130.000) metreküp cevherli zon boşluğunun (500.000) metreküplük kısmının çimentolu atıkla dolgulanacağı, geriye kalan (630.000) metreküp cevherli zon boşluğu ve (308.000) metreküp pasa boşluğu ile birlikte (damarcıklı zon ile mineralize hornfels zonlarını kapsar) toplam (938.000) metreküp boşluğun oluşturacağı; ASİT MADEN DRENAJI ve bununla birlikte AĞIR METAL KİRLİLİĞİ, Yer Altı Suları için tehlike oluşturmakta mıdır?
6 - Yeraltı işletmeciliği süresince (10 yıllık) susuzlaştırma çalışmaları sırasında, yeraltı su seviyesinin, 228 metre derinliğe kadar düşüm konisi oluşturacağı (hidrojeolojik modelleme raporu), dolayısıyla mineralize işletme yüzeyleri boyunca (meteorik etkiye açılarak) AMD ve ağır metal kirliliği oluşması nedeniyle yeraltı suyunu tehdit etmez mi?
Galerideki susuzlaştırma çalışmalarının tarım ve yerleşim alanlarındaki kuyu ve su kaynaklarına etkisi irdelenmiş midir?
7 - TÜPRAG Şirketinin 5 sondaj kuyusu ve Kokarpınar Deresi‘ndeki 2 gözlem noktasından 2000-2004 yılları arasında periyodik olarak aldıkları su örnekleri analiz sonuçları ortalamasının, KITA İÇİ SU KALİTESİ KRİTERİ‘NE (SKKY) göre değerlendirilmesinde maden sahasındaki yeraltı suyunun 3.SINIF olduğu, faaliyet başlamadan doğal kirliliğin çok hassas dengelerde olduğunu ortaya koymaz mı? Maden faaliyetinin bulunduğu KESTANEBELEN TEPE‘DE yeraltı suyunun, doğusundan akan KOKARPINAR DEREYİ beslediği, bu derenin de yaz-kış sulu dere olup Çamlı Barajı‘nın planlandığı KOCA DERE‘NİN ana kolu olduğu göz ardı mı edilmektedir?
8 - ÇED‘de yeraltı suyu , VADOZ Suyu zonuna (doygun olmayan zon) ilişkin; düşey iletkenlik, gözeneklilik, kırık-çatlak yoğunlu hartası, düşey yönde nem içeriğinin değişimi gibi parametreler irdelenmiş midir?
9 - Fayda-maliyet analizlerinde gerek doğal maden kaynağı, gerekse faaliyet etki alnındaki varlıklar hesaplanmaya katılmış mıdır?
10 - Filotasyon konsantresinin (331.000 ton) siyanür liç işlemi yapılacağı yere nakli için, tonu USD 117‘den, toplam USD 37.000.000 gider olarak maliyetlere yansıtılmıştır. Ancak kaba bir piyasa araştırmasında EFEMÇUKURU-UŞAK USD 20/Ton , EFEM ÇUKURU-ROTTERDAM Liman Teslimi USD 43/Ton, EFEM ÇUKURU - MONTREAL (KANADA) USD 84/Ton olduğu göz önüne alındığında, abartılı bu gider kamuoyundan gizlemek istedikleri zararlı bir faaliyetin, enerji giderleri olarak giydirilmiş midir? Acaba ÇED raporunda gizlenmeye çalışılan rezervinin 2/3 ünü oluşturan refrakter altın cevherinin (kurşun-çinko-arsenik minerallerinin içinde kapanım şeklinde altın içermesi) siyanür liçi prosesinden önce ön oksidasyon gerektirdiği (kavurma-otoklav-biyo bozundurma), dolayısıyla 331.000 Ton‘luk sülfit konsantresinin KALSİNASYON‘la bozundurma işleminin EFEMÇUKURU‘nda yapılması, sonuç olarak (CO2, SO2,NO2) gibi gaz emisyonlarının atmosfere salınmasıyla oluşacak asit yağmurlarının yöredeki tehlikesini gizlemeye çalışmak istenmesi midir?
11 - EFEMÇUKURU yükseltisinde MTA‘nın 1990 lı yıllarda yaptığı araştırmalardan 5 adet mineralizasyon ve bunlara bağlı alterasyonların 20-30 KM2 lik bir alanda yaygın olarak bulunduğu, bunların hepsinde demir, bakır, kurşun, çinko, arsenik sülfit içerdiği göz önüne alındığında, özellikle arsenikli sülfit minerallerinin nitrik asitli yağmur suları etkisiyle arseniğin mobilize olarak yeraltı ve yüzey sularına karışması sonucunu doğurmaz mı? öylece bölgesel bir felaket söz konusu mudur?
12 - Madenciliğe bağlı faaliyetler sonucunda; ASİT MADEN DRENAJI ve METAL SÜLFATLARIN ortaya çıkması ile oluşacak AĞIR METAL KİRLİLİĞİ ( AMD ortaya çıkınca durdurulması çok zor ve imkansızdır), YÜZEY ve YER ALTI SULARINA karışması ile a. KİMYASAL, b. FİZİKSEL, c. BİYOLOJİK, d. EKOLOJİK zararları nedeniyle, BİYOAKÜMÜLASYONA ve BİYOBÜYÜMEYE, dolayısıyla Besin Zincirinin zayıflaması ile bölgede EKOLOJİK Felakete yol açmaz mı ?
13 - Madencilik ve zenginleştirme faaliyetleri ile dava konusu altınlı cevher işletmesi HIDROJEOLOJIK açıdan tehlikeli değil midir?
14 - İçme ve kullanma suyu temin edilen kıta içi yüzeysel sularla ilgili kirletme yasakları; Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği‘nde, MADENCİLİK FAALİYETLERİ de yasaklar içinde değil midir?
15 - Dava konusu faaliyet alanında, bu faaliyet yalnız Çamlı Barajı içme suyu havzası uzun mesafeli koruma alanında değil, aynı zamanda bu havzayı besleyen ve sürekli (yaz-kış) akışlı Kokarpınar Dere‘nin mutlak koruma alanında bulunmakta değil midir?
YENİEGE - 03.06.2007
Okunma Sayısı: 3138