Tüprag‘a verilen ÇED belgesinin iptali için açılan davada bilirkişi heyeti keşif yaptı. Firmanın sondaj yaptığı yerden su örneği alınması sırasında sorun yaşandı
TURAN GÜLTEKİN İzmir DHA
İzmir Menderes‘e bağlı Efemçukuru Köyü‘nde, Tüprag Madencilik tarafından işletilmek istenen altın madeni için Çevre ve Orman Bakanlığı‘nın verdiği 8 Ağustos 2005 tarihli olumlu Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) belgesinin iptali için açılan davada bilirkişi incelemesi yapıldı.
Efemçukuru Ziraat ve Kalkınma Kooperatifi, TMMOB Çevre, Kimya, Jeoloji, Gıda ve Ziraat odaları, Elele Hareketi, İZSU ve köylüler tarafından İzmir 4. İdare Mahkemesi‘ne açılan üç ayrı davanın keşfine bilirkişi olarak Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü‘nden Prof. Mehmet Karpuzcu ve Yrd. Doç. Salim Öncel, Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Botanik Anabilim Dalı‘ndan Prof. Engin Özhatay ile davacıları temsilen avukat Arif Ali Cangı, İZSU‘dan Tülay Yılmaz, Çevre ve Orman Bakanlığı‘ndan Mustafa Aytaç, Tüprag‘ın avukatı Tezcan Çakır katıldı.
Tutanağa not düşüldü
Bilirkişiler önce Efemçukuru‘nu ziyaret etti, Türpag hakkında bilgi aldı. Ardından sondaj alanına gitti. Bu sırada Prof. Engin Özhatay, sondajdan çıkan sudan örnek almak istedi. Bu durum, şirket avukatlarıyla davacılar arasında tartışmaya yol açtı. Tüprag‘ın avukatı Tezcan Çakır, Prof. Özhatay‘ın su örneği almasının taraflı olduğunu ileri sürdü. Prof. Engin Özhatay ise örnek alarak inceleme yapmanın bilirkişilik görevleri arasında yer aldığını savundu. Kısa süren tartışmanın sonucunda su örneği alınırken olay keşif tutanağına geçirildi.
Davacılar adına konuşan avukat Arif Ali Cangı ise daha önce açılan ve işletme ruhsatının iptalini konu alan davada ziraatçiler, toprak ve hidrojeoloji uzmanlarından oluşan bilirkişi heyetinin verdiği raporları yeni heyete sundu. Cangı, ‘‘Burada inceleme yapan bilirkişilerden bir kısmı ‘zararlıdır‘, bir kısmı ise ‘zararsızdır‘ diyor. Böylece ortada bir ikilem doğuyor. Bilirkişinin vereceği rapor, burada madencilik yapılıp yapılmayacağına ışık tutmalıdır. Burada yapılması gereken aslında, küresel ısınma, kuraklık ve su kıtlığı ortamında su mu, altın mı tartışmasıdır‘‘ dedi.
Baraj koruma alanında
İZSU yetkilisi Tülay Yılmaz da işletilmek istenen madenin Büyükşehir‘in stratejik planındaki Çamlı Barajı‘nın koruma alanında olduğuna dikkat çekti. Bakanlık temsilcisi Mustafa Aytaç ve Tüprag‘ın avukatı Çakır ise baraj yapımında DSİ‘nin yetkili olduğu, onların da bu kararlarından vazgeçtiklerini, bu durumda Büyükşehir‘in kendi başına baraj yapamayacağını ifade ettiklerini söylediklerini aktardı. Bilirkişinin raporunu önümüzdeki günlerde mahkemeye sunacağı bildirildi.
Okunma Sayısı: 3130