Efemçukuru‘nda altın madenine verilen ÇED belgesinin iptali için açılan davanın incelemesinde bilirkişilerin örnek alması engellendi
İzmir‘in içme suyu havzasında bulunan Efemçukuru köyünde işletilmek istenen altın madenine verilen ÇED olumlu belgesinin iptali için açılan davanın bilirkişi incelemesi önceki gün yapıldı. İncelemeye, davayı açan Efemçukuru köylüleri, TMMOB‘a bağlı meslek odalarının temsilci ve avukatlarının yanı sıra bilirkişi heyeti, şirket yetkilileri, Çevre ve Orman Bakanlığı yetkilisi ile İZSU‘dan görevliler katıldı. Halen sondaj çalışmalarının sürdüğü maden sahasında gerçekleştirilen bilirkişi incelemesinde ilginç olaylar yaşandı. Şirket yetkilileri, sondaj sırasında çıkan sudan ve orman içindeki bir kaynaktan su örneği almak isteyen Prof. Dr. Engin Özhatay‘a izin vermek istemezken İZSU görevlileri ve davacı avukatlarıyla da sık sık tartışmaya girdiler. Kızılçam ormanlarıyla kaplı maden sahasında yapılan bilirkişi incelemesinde davacıların vekili olarak konuşan Av. Arif Ali Cangı, yörede yapılacak madenciliğin tehlikelerini anlatan, daha önce hazırlanmış raporlara değinerek "Burası İzmir‘in içme suyu havzası olmasının yanı sıra kentin akciğerleridir de. Çocuklarımızın geleceği adına bu madenin burada işletilmesine izin vermeyelim" diye konuştu.
"Yetkiliyiz ama inceleyemiyoruz!.."
İZSU yetkilisi Tülay Yılmaz da yapımı için son aşamaya gelinen Çamlı Barajı ile ilgili bilgiler vererek maden işletmesi yapılmak istenen alanın, baraj havzası içinde kaldığını söyledi. Bölgenin korunması ve kontrolüyle ilgili çalışmalara 1997 yılında başladıklarını belirten Yılmaz, ilgili bakanlıklara buranın bir baraj havzası olduğunu, asla madencilik yapılamayacağını ilettikleri bilgisini verdi. Yılmaz, Büyükşehir Belediyesi Kanunu‘na göre şehre içme suyu sağlayan barajların yapımı ve kontrolünün kendi yetkilerinde olduğunu hatırlatarak Çamlı Barajı‘nın, 2006-2011 yatırım programında olduğunu söyledi. Yılmaz, "Kuraklık gibi bir dönemde buradaki alan, bizim tamamen Güney aksındaki beldelerimizin içme suyunu karşılayacak en önemli barajlardan birisidir. Burada yapılacak en ufak sondaj bile dere, yüzey suyu ve yeraltı sularını etkileyecektir. İzmir için çok önemli olan yatırımın tehlikeye girmemesi için mücadele veriyoruz. Benim görevim koruma-kontrol. Buradaki her türlü faaliyeti görmem gerekiyor. Ama ben veya ekiplerim, gelip burada inceleme yapamıyoruz" diye konuştu.
Bilirkişiye engelleme
Çevre ve Orman Bakanlığı yetkilisi ise iddialardaki tüm çevresel etkiler konusunda incelemelerin yapıldığını ileri sürerek, "Biz Bakanlık olarak burada madencilik olmasın diyemiyoruz. Zaten devlet, halkının zararına olan bir şeye izin vermez" dedi. TÜPRAG Halkla İlişkiler Müdürü Mehmet Yılmaz ise yeraltı madenciliği yaptıklarını ve DSİ‘nin yatırım planından çıkarılan Çamlı Barajı‘nın, yapılsa bile buradaki madenciliğin baraja etkisinin olmayacağını ileri sürdü. Bilirkişi heyeti daha sonra sondaj çalışmalarının sürdüğü alana giderek incelemelerde bulundu. Şirket yetkililerinin bölgedeki suları "2. kalite su" olarak nitelemelerine, "Ben buna inanmıyorum" diye tepki gösteren ve sondaj sırasında çıkan sudan iki şişe örnek almak isteyen Prof. Dr. Engin Özhatay, "Örnek alımı için gerekli koşullar yok" diyen şirket yetkililerinin engellenmesi ile karşılaştı. Prof. Özhatay, ısrarları sonrası ancak bir şişe su alabilirken İZSU yetkilileri, kendilerinin de aynı şekilde örnek almak istediklerinde engellendiklerini söylediler. Prof. Özhatay‘ın örnek alma ısrarının, bilirkişi raporuna şirket avukatı tarafından "Tarafsız davranmayacağı kanısını uyandırmıştır" şeklinde not düşülmesi dikkat çekti. (İzmir/EVRENSEL) Özer AKDEMİR
Okunma Sayısı: 3132