24.01.2020, saat 20.55 de meydana gelen Mw: 6.8 büyüklüğündeki depremde 41 yurttaşımız yaşamını yitirmiş, 1600 aşkın kişi yaralanmış, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan açıklamalarda ise gün itibariyle Elazığ’da 8519 bina, Malatya’da 2800 bina olmak üzere toplam 11.319 binanın yıkık, acil yıkılacak veya ağır hasarlı olduğu belirtilmiştir. Bugüne kadar, 200’ü aşkın binanın acilen yıktırıldığı da yapılan açıklamalardan anlaşılmaktadır.
İçişleri Bakanlığı AFAD Başkanlığı tarafından yapılan açıklama ve ekte yer alan rapordan da anlaşıldığı üzere, Elâzığ’da yer alan 2301 nolu istasyonda yapılan ölçümde en yüksek deprem ivme değerinin doğu-batı yönünde 149.838 gal olduğu belirlenmiştir. Söz konusu raporda Elâzığ merkezde ölçülen 149.838 gal ivme değeri dikkate alındığında, ağır hasar gören çoğu binanın mevcut deprem düzeyine göre hasar görmemesi gerektiği düşünülmektedir. Oysa yukarıda da belirtildiği üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yüksek oranda bina hasarlarının tespit edilmiş olması, hasar gören binaların etüt ve proje müelliflerinin, denetim süreçleri içerisinde yer alan fenni mesullerin, bu binalara ruhsat veren belediye veya ilgili valilikler ile müteahhit firmalarının görevlerini yapmadıklarını açıkça göstermektedir. Gerek 3194 sayılı imar kanunu, gerekse 4708 sayılı yapı denetimi hakkındaki kanun, yapı üretim süreçlerinde görev alan ve ruhsat eki etüt ve projelerin hazırlanmasını gerçekleştiren proje müellifleri, fenni mesuller, müteahhit firma ve ruhsat veren kurumların sorumluluklarını tek tek tanımlamış durumdadır.
Ancak depremin üzerinden onbeş günü aşkın süre geçmesine rağmen, Cumhuriyet Savcıları harekete geçmemiş, yapı üretim ve denetim süreçlerinde yer alan tek bir kişi hakkında soruşturma açılmadığı gibi, buna ilişkin delillerin de Cumhuriyet Savcıları veya ilgili mahkemeler tarafından tespitleri yapılmaksızın, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından alınan idari kararla hızla yıktırılmakta olduğu görülmektedir. Önümüzdeki süreçte, evleri hasar gören vatandaşlarımızın sorumlular hakkında yargı yolu ile işlem yapmasını önleyecek nitelikteki bu uygulama, Bakanlıkça bazı sorunların üstünün örtülmek istenildiği izlenimini vermektedir.
İçişleri Bakanlığı AFAD Başkanlığı tarafından açıklanan raporda belirtilen deprem ivme değerleri baz alındığında, bu oranda çok sayıda binanın hasar görmemesi gerektiği düşünülmektedir. Binaların yıkılması veya bu oranda ağır hasar görmesinin temel dört nedeni olduğu bilinmektedir.
Bunlara sırası ile bakacak olursak;
kaynaklandığı bilinmektedir.
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası olarak cumhuriyet savcılarını göreve davet ediyoruz!!!
Bu kapsamda;
gerektiği düşünülmektedir.
Sonuç olarak; 41 yurttaşımızın yaşamını yitirmesine, 1600’ü aşkın yurttaşımızın yaralanmasına, 11.319 aşkın binanın ağır hasar görmesine neden olan deprem sonrasında herhangi bir sorumlunun bulunmadığını kabul etmemiz mümkün değildir. Yapı üretim ve denetim süreçlerinden sorumlu herhangi bir kişinin henüz yargı karşına çıkarılmaması, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yargı kararı olmaksızın idari kararlarla binaları yıktırması ve olası delilleri karartması kabul edilemez.
Tüm sorumlular ortaya çıkarılıp yargılanmadan, yapı üretim ve denetim süreçlerini tanımlayan kanun ve yönetmelikler sadece yazılı belgeler olarak kağıt üstünde kalıp hakkıyla yerine getirilmeden bir sonraki depremde de ülkemiz insanı yaşamını yitirmeye devam edecektir.
Saygılarımızla,
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu
AFAD Başkanlığının Sivrice(Elazığ) Depremine İlişkin Ön Değerlendirme Raporu
(2044 KB) (10.02.2020 11:48:16)
Okunma Sayısı: 3163