Van–Bahçesaray karayolunun 33 km’sinde 4 Şubat 2020 tarihinde meydana gelen ve 5 kişinin yaşamını yitirdiği çığ düşmesi olayından sonra jandarma ekipleri, güvenlik korucusu ile çevre yerleşim birimlerinden bölgeye sevk edilen vatandaşlarımızın da aralarında bulunduğu bir grup tarafından yürütülen arama-kurtarma çalışmaları esnasında, 5 Şubat 2020 tarihinde ikinci kez çığ düşmesi sonucunda 37 vatandaşımızın yaşamını yitirdiği ve 75 vatandaşımızın yaralandığı acı bir tablo ile karşı karşıya kalınmıştır.
Öncelikle çığ düşmesi sonucu yaşamını yitirenlerin ailelerine ve yakınlarına başsağlığı, yaralı vatandaşlarımıza da geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
Son birkaç aydır ülkemizde; Karadeniz Bölgesi’nde yaşanan sel baskınları, Denizli, Manisa, Balıkesir ve Marmara Denizi’nde meydana gelen orta büyüklükteki depremler ile 24 Ocak 2020 tarihinde Elazığ-Sivrice’de Mw:6.8 büyüklüğünde meydana gelen depremin hemen ardından Van-Bahçesaray karayolunda çığ düşmesi sonucunda 110’u aşkın vatandaşımızın yaşamını yitirdiği, binlerce yurtaşımızın yaralandığı, 10.000’nin üzerinde yapının ise ağır hasar gördüğü tespit edilmiştir. Yine Kayseri başta olmak üzere bazı kentlerimizi vuran fırtınanın yarattığı tahribatlar doğa kaynaklı afetlere karşı ne kadar hazırlıksız ve savunmasız olduğumuzu bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Van-Bahçesaray’da meydana gelen çığ düşmesi olayında, arama kurtma faaliyeti için gönderilmiş ve bu konuda herhangi bir eğitim almamış olan jandarma timleri, güvenlik korucusu ve bazı çevre köylerden vatandaşlarımızın yaşamlarını yitirmesi kabul edilemez bir hatadır. Çığ düşmesi gibi son derece önemli teknik bilgi ve uzmanlık gerektiren bir olayda, bu konuda eğitim almamış bazı kamu görevlileri ile vatandaşımızın arama ve kurtarma amacıyla olay mahalline gönderilmesi, vatandaşların bölgeye giriş ve çıkışının kontrol altına alınmaması gibi ihmaller, can kayıplarının artmasının temel nedenleri olarak görülmektedir. Bu ihmaller zinciri mutlaka araştırılmalı, varsa sorumlular hakkında gerekli işlemler tesis edilmelidir.
Yine son aylarda meydana gelen su baskınları, heyelanlar, depremler, çığ düşmesi, fırtına gibi doğa kaynaklı olayların etkisi ile oluşan afetlerin etkilerinin azaltılması, olay sırasında arama-kurtarma ve müdahelede yaşanan zaafiyetler ile afet zararların azaltılması konusunda çalışmaların acilen TBMM’de ele alınarak eksikliklerinin hızlıca giderilmesi zorunlu hale gelmiştir.
TMMOB Jeoloji Mühendileri Odası olarak bir kez daha uyarıyoruz!!!
Sonuç olarak; Van-Bahçesaray’da olduğu gibi olası bir afette vatandaşın can güvenliğinden sorumlu kurum yöneticilerin afetzede konumuna gelmediği, afetler gibi bilgi ve tecrübe gerektiren konuların danışmanlara bırakılmadığı, yurttaşlarımızın doğa kaynaklı afetlere karşı korunduğu bir ülke diliyoruz.
Saygılarımızla,
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu
Okunma Sayısı: 3158