TMMOB Odalar 22 Kasım 2024, Cuma
Yayınlayan Birim: GENEL MERKEZ
Yayına Giriş Tarihi: 05.06.2017
Güncellenme Zamanı: 15.06.2017 15:33:42

Dünya Çevre Günü doğal çevrenin korunması amacı ile 5 Haziran 1972 tarihinde Stockholm‘de toplanan Birleşmiş Milletler Çevre ve İnsan Konferansı`nda ilan edilmesinden bu yana ülkemizde de kutlanıyor! Ancak ülkemizde hükümet, her Dünya Çevre Günü`nü çevreyi yok edecek  yeni bir "yasal" düzenleme ile  kutlamayı alışkanlık haline getirdi. 

Bu yılki kutlamalar da farklı olmayacak.

Hatta bu yıl ülkemizde AKP hükümeti bir değil iki düzenleme ile, dünya ülkeleri ise ABD‘nin Paris İklim Antlaşmasından çekildiği bir süreçte "Dünya Çevre Günü`nü" kutlayacak!

Ülkemizde, bunlardan ilki 26 Mayıs tarihli Resmi Gazete`de yayımlanan ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Yönetmeliği`nde yapılan değişiklik oldu. Yönetmelikteki değişiklik ÇED sürecini "hızlandırma" ve hatta devreden çıkarma anlamına gelecek ifadeler içeriyor. Yapılan değişiklik ile ÇED kararı alınmadıkça projelerle ilgili teşvik, onay, izin, yapı, kullanım ruhsatı verilemeyeceği, proje için yatırıma başlanamayacağı ve ihale edilemeyeceğine yönelik düzenleme kaldırılarak, yönetmeliğe tabi projeler için ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu‘ kararı veya ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir‘ kararı alınmamasının teşvik, onay, izin ve ruhsat süreçlerine başvurulmasına engel teşkil etmemesi hükmü eklendi. Yönetmelik değişikliği ile ayrıca ÇED sürecini "hızlandırmak" için "İnceleme değerlendirme toplantısı sonrasında, seçme, eleme kriterlerine tabi projelerle ilgili bakanlık tarafından yetkili kurum ve kuruluşlardan görüş talep edilmesi durumunda 30 takvim günü içerisinde görüş bildirmeyen kurum ve kuruluş görüşlerinin olumlu kabul edileceğine" yönelik düzenleme de yapıldı. 

AKP hükümeti kutlamalarının ikinci ayağını ise 125 milyon zeytin ağacının ölüm fermanı anlamına gelen ve zeytinliklerin madencilik ve endüstriyel tesisler için yapılaşmaya açılmasına izin veren ‘Üretim Reform Tasarısı` oldu. Gelen tepkiler üzerine bazı maddeleri geri çekildi ancak tasarının son hali de zeytinlikleri yok etmeye yetecek! Çünkü tasarıda zeytinlik, mera ve kıyılara ilişkin maddelerin geri çekilmesi yönündeki önergelerin tümü reddedildi. Böylece tasarı sadece zeytinlikleri yok edilmesinin değil kıyı ve meraların yağma ve talanına da onay vermiş oldu. 

Tasarı yasalaştığı takdirde Valilikler bünyesinde bir kurul, muğlak bir ‘kamu yararı‘ kavramıyla, zeytinlik sahalarında sanayileşme, madencilik, tesisleşme ve yapılaşma faaliyetine karar verebilecek.

Tasarı ile meralar da korunmasız bırakılıyor. Tasarıya göre 4342 sayılı Mera Kanunu 14`üncü maddesi değiştirilerek "organize sanayi bölgeleri, sanayi bölgelerinin genişletilmesi veya yeniden kurulması" gibi gerekçelerle mera alanlarının, mera vasfının değiştirilmesi mümkün kılınıyor. Böylece meralar, artık yasal olarak korunamayacak!

Yeşil Yol Projesi, 3. Köprü, Cerattepe, Kanal İstanbul, HES`ler gibi saymakla bitmeyecek doğa katliamlarına şimdi bir yenisi eklenmek isteniyor. 125 milyon zeytin ağacının bulunduğu zeytinliklere göz dikiliyor. 

Dünya da ise, emperyalizim ağababası ABD‘nin daha fazla üretim ve daha fazla kar hırsı için Birleşmiş Miletler tarafından getirilen Paris İklim Değişikliği Anlaşması‘ndan çekildiği bir süreçte  "Dünya Çevre Günü‘nü "kutluyor.

5 Haziran Dünya Çevre Günü için bulunmaz ve müthiş bir kutlama programı!

TMMOB Jeoloji Mühendisleri odası olarak bir kez daha uyarıyoruz.

Ülke insanına hizmet etmeyen, doğa korumayı esas almayan, imar, planlama, kentleşme, sanayileşme, enerji, madencilik gibi temel yasalar, toprağımızı, suyumuzu, havamızı, kıyılarımızı, zeytinliklerimizi, meralarımızı, ormanlarımızı kısaca tüm yaşam alanlarımızı korumayı esasa alacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.

Doğa bize bırakılan bir miras değil, gelecek kuşaklara aktarmamız gereken bir miras olduğu olgusundan hareketle "5 Haziran Dünya Çevre Günü"nün; toprağımıza, suyumuza, havamıza, kıyılarımıza, zeytinliklerimize, meralarımıza, ormanlarımıza kısaca tüm yaşam alanlarımıza sahip çıkacağımız ve mücadelemizi ortaklaştıracağımız bir gün olması dileğiyle...

Bilimle, Emekle, İnatla, Umutla!

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası

Yönetim Kurulu


Okunma Sayısı: 3150