Bilindiği üzere 16 Nisan`da, ülkemizin siyasi sistem ve rejimini köklü bir şekilde değiştirmeyi, kamu yönetimi ve ekonomi üzerinde sınırsız hâkimiyet kurmayı amaçlayan bir anayasal düzen değişikliği referandumu yapılmıştır.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, referandum sürecini ve yapılmak istenen değişiklikleri başından itibaren bütün yönleriyle değerlendirmiş; yaptığı açıklamalar ve yayımladığı dokümanlarla meslektaşlarını ve halkı bilgilendirmeye çalışmıştır.
En özlü bir şekilde ifade edersek TMMOB; Cumhuriyeti, demokrasiyi, laikliği, 150 yıllık geçmişi bulunan Anayasal kazanım ve birikimlerimizi savunmuştur.
TMMOB Anayasa ve hukukun üstünlüğünü, yasama-yürütme-yargı kuvvetlerinin ayrılığını, yargı bağımsızlığını, yasama ve yargının yürütme üzerindeki denge, fren ve denetleme mekanizmalarını, temel insan hak ve özgürlüklerini, kamusal, toplumsal yarar doğrultusunda hizmet ve denetim sunan meslek kuruluşlarının özerkliğini, hayatın her alanına dokunan meslek alanlarımızın kamu ve halk yararı doğrultusundaki işlevlerini savunmuştur.
TMMOB Anayasa değişikliği sürecinin başından beri, toplumun bu değişikliklerin kapsamı üzerine sağlıklı bilgi edinemediğini; barolar, anayasa hukukçuları, üniversiteler, özerk meslek kuruluşları, demokratik kitle örgütleri ve halktan hiç görüş alınmadığına ve Meclis`te oylanmasının Meclis İç Tüzüğü ve Anayasa`da belirtilen gizli oy kuralının ihlal edildiğine dikkat çekmiştir.
TMMOB değişikliğin, Anayasaların en temel özelliği olan, iktidar yetkilerinin sınırlandırılması normundan ve rejim değişimini içeren anayasaların yapım organı olan Kurucu bir Meclis`ten yoksun olduğunu vurgulamıştır.
TMMOB, partili Cumhurbaşkanının belirlediği kişilerin milletvekili olacağı, partili Cumhurbaşkanının meclisi feshetme, bütçe hazırlama, kararname çıkarma, HSK ve AYM üyelerini, büyükelçileri, tüm üst düzey kamu yöneticilerini atama, milli güvenlik politikalarını belirleme yetkisi tanıyan değişikliklerin "tek adam" diktası olacağına dikkat çekmiş ve bu yönelimin her yönüyle demokrasiye aykırı olduğunu, toplumda gerilim ve kutuplaşmalara yol açacağını vurgulamıştır.
TMMOB değişikliğin, 15 Temmuz darbe girişimi üzerine ilan edilen ancak demokratik toplumsal muhalefet üzerinde baskı ve sindirme politikalarının uygulama aracına dönüşen OHAL ve OHAL KHK`leri ve medyanın tamamen iktidarın hizmetinde olduğu koşullarda referanduma sunulmasının yanlışlığına işaret etmiştir.
TMMOB iktidar olanaklarının sonuna kadar kullanılacağı bir halk oylamasının, hiçbir şekilde demokratik koşullarda yapılmış bir oylama hüviyeti kazanmayacağını belirtmiştir.
TMMOB bu koşullarda yapılacak ve eleştirilen içerikteki bir Anayasa değişikliğinin, yüzde 92 evet oyu ile yürürlüğe giren 1982 Anayasası gibi meşruiyetten yoksun olacağına da işaret etmiştir.
Nihayetinde bu referanduma birçok usulsüzlük ve adaletsizlik de damgasını vurmuştur. Yüksek Seçim Kurulu`nun, mühürsüz oy zarflarının iptaline yönelik Seçim Kanunu`na 2010 yılında getirilen bir hükmü ve aynı yöndeki genelgesini iktidar partisinin istemi üzerine uygulamaması 2,5 milyon oy üzerinde şaibe yaratmıştır. Basında yer alan, yurttaşların ve siyasi partilerin dile getirdiği birçok usulsüzlük ve itiraz ile evet cephesinin oylarındaki belirgin düşüş, oylamanın başa baş şeklindeki sonucu üzerinde haklı kuşkular oluşturmuştur.
Tartışmalı sonucun daha şimdiden istikrarsızlık, adaletsizlik ve hukuk dışı keyfi uygulamalara yol açtığı açıklıkla görülebilmektedir.
Halkın hayır`larının resmi sonucu aşan boyutları olduğu tarihsel bir gerçekliktir.
İlan edilen geçici sonuçlara göre bile, halkın en az yarısının hayır oyu verdiği, 30 büyükşehirin 17`sinde hayır oylarının farkla önde olduğu, ülkemizin en büyük bütün şehirlerinin hayır dediği gözetildiğinde, bu sonuçlar kesinleşse bile bu Anayasa değişikliğinin meşruiyeti sağlanmış olmayacaktır.
Evet cephesinin düşüşe geçen oylarıyla ve tartışmalı başa baş bir sonuç ile rejim/sistem değişimi asla doğru değildir. Zira Anayasalar, bir şekilde toplumsal ve siyasal mutabakatı, tartışmasız bir halk çoğunluğunu, tartışmasız bir tarihsel meşruiyeti gerektirir. Ancak bu değişikliğin kesinleşmesi halinde, yarılma ile sonuçlanan referandum, ülkemize sanıldığından daha fazla güç kaybettirecektir.
Siyaset ve Anayasal düzenin, "atı alan Üsküdar`ı geçmiştir" gibi söz ve yaklaşımlarla düzenlenemeyeceği, kalıcı olanın Anayasal mücadeleler tarihi, demokrasi mücadeleleri tarihi olduğu bilinmelidir.
Bütün olumsuzluklara karşın bu referandum süreci, ülkemizde demokratik duyarlılıkların geliştiğini, toplumun en az yarısının mevcut gidişe hayır dediğini, özgür, yasaksız, baskısız, adil ve demokratik koşullarda bir seçim yapılabilse hayır`ın kazanacağını göstermiştir.
Şimdi görevimiz, ülkemizin felakete sürüklenmesinin önünü alacak bu demokratik duyarlılıkların daha da gelişmesi ve giderek ülkemizin geleceğini belirleyecek düzeye gelmesi için çalışmaktır.
Anayasa değişikliği halk oylaması sürecinde seferber olan örgütümüzün bütün birimlerine ve demokrasiyi kazanmak için emek ve düşüncesini ortaya koyan halkımıza çok teşekkür ediyoruz.
Mühendis, mimar ve şehir plancıları; çocuklarımız, torunlarımız, aydınlık olmasını istediğimiz geleceğimiz için üzerine düşen sorumluluğu bundan sonra da yerine getirecek; mesleki demokratik mevzilerini koruma ve güçlendirmek için; Cumhuriyetin, demokrasinin, laikliğin, barışın, eşitlik ve özgürlüğün ülkemizde özgürce serpilip gelişebilmesi için ellerinden gelen her şeyi yapacaktır.
Yaşasın TMMOB örgütlülüğü!
Yaşasın halkımızın demokrasi mücadelesi!
Emin Koramaz
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı
Okunma Sayısı: 3171