Çanakkale – Ayvacık – Gülpınar dolaylarında 06 Şubat 2017 Pazartesi günü saat 06.51`de Mw:5.3 büyüklüğünde (http://www.koeri.boun.edu.tr/scripts/lst7.asp) bir deprem meydana gelmiştir. Deprem; Çanakkale merkez ve komşu illerden de hissedilmiştir. Daha sonra biri aynı gün saat 13:58`de Mw:5.1 ve biri de 7 Şubat Salı günü saat 05:24`de Ml:5.2 büyüklüğünde olmak üzere magnitüdü 5`den büyük iki deprem daha meydana gelmiş, daha küçük magnitüdlerde artçı depremlerin sayısı 200`ü geçmiştir. Depremler sığ odaklı olup büyük çoğunluğunun odak derinliği yaklaşık 5-7 km dolayındadır.
Bölgede Ayvacık ilçesi ile Yukarıköy, Babakale, Bademli, Çamköy, Taşağıl ve Tuzla köylerinde hasarlar olduğu çeşitli kaynaklar tarafından rapor edilmekle birlikte hasar gören yapıların tamamı kırsal bölgeye özgü dayanıksız yığma taş yapılardır (Foto 1). Can kaybı (insan) rapor edilmemiştir.
FOTO 1. Depremde yıkılan yapılardan biri. Arka planda görülen camide herhangi bir hasar tespiti yoktur.
Bilindiği gibi 15 Ocak 2017 tarihinde de Gülpınar-Ayvacık (Çanakkale) ‘da yerel saat ile 01:38`de aletsel büyüklüğü Ml=4.8 (Mw=4.8) olan orta şiddette bir deprem meydana gelmişti. Bu depremin de odak derinliği yaklaşık 6 km civarında idi. Aşağıdaki harita (Şekil 1) son bir ayda bu bölgede meydana gelen magnitüdü 3`den büyük depremlerin dağılımını göstermektedir. Bu harita; 15 Ocak 2017 tarihinde başlayan depremler ile 6 Şubat tarihinde başlayan depremlerin aynı bölgede olduğunu ve muhtemelen kuzeybatı-güneydoğu doğrultulu bir fay üzerinde meydana geldiğini göstermektedir. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi tarafından belirlenen fay düzlemi çözümleri de depremin kuzeybatı-güneydoğu doğrultulu normal bir fay düzlemi üzerinde olduğunu işaret etmektedir (Şekil 2) (http://www.koeri.boun.edu.tr/sismo/2/06-subat-2017-0651-tsi-mw5-3-gulpinar-ayvacik-canakkale-depremi-basin-bulteni/ ).
Şekil 1. 15 Ocak 2017 ve 07 Şubat 2017 tarihleri arasında meydana gelen M>3 olan depremlerin dış merkez dağılımı.
Şekil 2. Kandilli Rasathanesi tarafından hazırlanarak yayınlanan 06 Şubat Mw:5.3 Tuzla depremine ait fay düzlemi çözümü. Fayın kuzeybatı doğrultulu normal fay olduğu anlaşılmaktadır.
Gerek 15 Ocak 2017 ve gerekse 6 Şubat 2017 Tuzla depremleri güneydoğuda Edremit Fay Zonu ve batıda Bababurnu pull-apart havzasını (Yaltırak 2012) batıdan sınırlayan Babakale Fayı arasında bulunmaktadır (Şekil 3). Bu durum depremlere neden olan kuzeybatı doğrultulu fayın Kandilli Rasathanesi tarafından yapılan normal fay çözümü ile birlikte değerlendirildiğinde depremlerin doğrultu atımlı sağ yönlü Edremit fayının sağa sıçrama yaptığı bölgede oluşan yaklaşık 30km uzunluğundaki bir normal faya bağlı olarak geliştiği söylenebilir (Şekil 3`de Tuzla Fayı). Bu model Yaltırak (2012) tarafından Babakale Havzası için önerilen tektonik model ile önemli oranda uyum içerisindedir ve Tuzla jeotermal sahasının tektonik yapısı da buna bağlı olarak gelişmiştir.
Bu itibarla 15 Ocak tarihinden beri 3 adet magnitüdü 5 üzerinde ve 14 adet de 4 ila 5 arası büyüklükte olmak üzere toplam 300 üzerinde deprem bir aydan kısa bir sürede Tuzla Fayı üzerinde meydana gelmiştir. Kuzeybatı doğrultulu Tuzla Fayı üzerindeki bu depremlerin doğrultu atımlı sağ yönlü Babakale ve/veya Edremit Fayını harekete geçirme ihtimali vardır. Bu durum önümüzdeki günlerde Edremit fayı üzerindeki sismik aktivitenin dikkatle izlenmesini gerektirir.
Şekil 3. Üzerinde Tuzla depremlerinin geliştiği Tuzla Fayının Edremit Fayı ve Babakale havzası ile ilişkisini gösterir jeoloji haritası (Harita Yaltırak vd., 2012: Journal of Asian Earth Sciences 57 (2012) 103–119`dan alınmış, üzerine Tuzla fayı çizilmiştir)
Sonuç itibariyle; 6 Şubat sabahından itibaren meydana gelen depremler ile 15 Ocak 2017`de meydana gelen depremler aynı bölgede ve benzer karakterdedir. Bu durum depreme neden olan fay sisteminin aktivitesini sürdürdüğünü göstermektedir. Aynı fay sistemi üzerinde daha büyük yıkıcı deprem (M>6) beklememek gerekir. Ancak bu tür depremlerin komşu fay segmentlerini tetikleyebileceği unutulmamalıdır.
Çanakkale ve yöresinin 1. Derece Deprem Kuşağı içinde olduğu bilinen bir gerçektir. Bu itibarla bu ve benzeri büyüklükteki depremlerin bölgemiz için olağan olduğunu düşünmemiz gerekmekle birlikte daha büyük depremlere karşı yerel ve merkezi yönetim birimlerimizin planlama ve denetimlerinde azami hassasiyet göstermeyi elden bırakmamaları gerektiğini hatırlatmayı Jeoloji Mühendisleri Odası Çanakkale İl Temsilciliği olarak görev biliriz. Saygılarımızla. 07.02.2017
Prof.Dr. Erdinç YİGİTBAŞ
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
Çanakkale İl Temsilcisi
(153 KB) (08.02.2017 10:15:09)
(469 KB) (08.02.2017 10:15:33)
(350 KB) (08.02.2017 10:15:48)
Okunma Sayısı: 4070