TCDD işletmesinin hızlı tren proje güzergah seçimlerinde jeolojik-jeoteknik etütlerin istenilen nitelikte ve zamanında yapmadığı, bu etütlerin yapılmaması nedeniyle güzergah değişiklikleri, zemin iyileştirilmeleri gibi nedenlerle keşif artışlarına gidildiği, bazı projelerin yaklaşık maliyet bedelleri kadar ödemelerin yapılmış olmasına rağmen tamamlanamadığı gibi bir çok hususun Sayıştay`ın 2013 yılı raporuna yansıdığı görülmektedir.
Odamız, 17 Ağustos 1999 Marmara Depreminin 15. Yıldönümünde basına ve kamuoyuna yaptığı açıklamada TCDD tarafından yapılmakta olan hızlı tren projelerine dikkat çekerek "… yüksek bedeller ödenerek inşa edilen tünel, baraj, hızlı tren ve otoyollar gibi önemli mühendislik yapılarının deprem/afet güvenliği ilgili kurumlarca yeterince irdelenmemekte, jeolojik-jeoteknik araştırmaların yaptırılmaması veya istenilen yeterlilikte olmaması, başta jeoloji mühendisleri olmak üzere ilgili meslek disiplinlerince değerlendirilmemesi ve denetlenmemesi sonucu karşılaşılan olumsuzluklar yatırım maliyetlerinde önemli artışlara neden olmaya devam etmektedir. Bu konudaki en tipik örnek Hızlı Tren Güzergâhında yaşanılan "jeolojik sorunlar" olmuş, sözleşme bedelinin %40`ı kadar iş artışına izin" veren Bakanlar Kurulu kararı 29 Mart 2011 tarih ve 27889 sayılı Resmi Gazete`de yayımlanmıştır. KAF gibi en aktif fay bölgesinde yer alan bu yatırım için yeterli Jeolojik-jeoteknik araştırma yapılmamış olması veya siyasi rant beklentileri ile bir an önce hizmete açma hevesleri, ciddi bir ek maliyet oluşturmuş, önemli bir oranda kamu zararının oluşmasına neden olmuştur." şeklinde tespitlerde bulunmuştu.
Sayıştay`ın 2013 TCDD raporu da, Odamızın bu saptamalarının ne kadar doğru olduğunu teyit etmiş bulunmaktadır.
Görülmektedir ki; son yıllarda ülkenin prestijli ? projelerinin yer seçimi ve güzergah etütleri kapsamında yapılması gereken jeoloji-jeoteknik araştırmalarının yapılmaması veya istenilen nitelik ve kalitede yapılmaması ve kurumların kendi ihtiyaçları çerçevesinde kurum bünyelerinde oluşturmaları gereken jeoloji-jeoteknik etüt veya araştırma birimlerinin oluşturulmayarak izleme, denetim ve kontrol hizmetlerini gereğince yapamamaları önemli miktarda kamu kaynağının harcanmasına neden olmaktadır. Bu durum aynı zamanda, önemli projelerin taahhüt işini üstelenen bazı kuruluşların da, yer seçim alanları veya geçki güzergahlarının jeoloji- jeoteknik koşullarını ileri sürerek pahalı çözüm öneri ve yöntemlerini getirmeleri suretiyle de yersiz kazanç elde etmelerine yol açmaktadır.
İstanbul 3. Havalimanı projesinde de benzer durumların söz konusu olduğu Odamızın hazırladığı raporda ortaya konmuş ve bölgenin jeolojik-jeoteknik ve yapısal özellikleri, yapılan tüm bilimsel ve teknik araştırma ve çalışmaların, yapımına başlanan İstanbul 3. Havaalanı yerinin yanlış seçildiğine işaret ettiği, belirtilen riskler ve bu risklere karşı yapılması gereken çalışmaların kamuya milyarlarca dolar ek ekonomik maliyet getireceği ancak sorunlara çözüm üretmeyeceği, milyarlarca dolarlık kaynağın bataklık bir alana havalimanı yapmakla harcanmasının kamusal bir yarar içermediği, ifade edilmişti. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Sayın Lütfi Elvan ise, bir yandan Odamızı "siyaset yapmakla ve jeoloji mühendisliğini, bilimsel ve teknik gelişmeleri bilmemekle itham ederken, öte yandan da odamızın raporunda belirttiği tespitlerin doğru olduğunu itiraf etmek zorunda kalmıştı.
Bugün ülkemizde yapım çalışmaları devam eden yüksek hızlı tren projeleri, bazı karayolu güzergahları, tüneller ve köprüler ile İstanbul 3. Havalimanı projeleri başta olmak üzere; yeterli ve nitelikli jeolojik-jeoteknik etütler yapılmadan güzergah ve yer seçimi yapılan projelerin gerçek bilimsel teknik verilere dayanmaması nedeniyle önemli jeolojik sorunlarla karşılaştığı, bunların aşılması için de ciddi maliyet artışlarına gidildiği tespitini yapan Sayıştay`ın TCDD raporu, benzer eleştirileri yapan Odamızı suçlayan " Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Sayın Elvan`a bir yönüyle yanıt niteliğinde olmuştur.
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası olarak bir kez daha ifade ediyoruz; Ülkemiz insanı, İstanbul 3. Havalimanı inşaatında da aynı kaderi yaşamayı hak etmemektedir. Milyarlarca dolar kamu kaynağı bataklık bir alana gömmek istenmiyorsa bu projeden hemen vaz geçilmelidir.
Belediyeler, TCDD, Karayolları Genel Müdürlüğü başta olmak üzere yatırımcı kuruluşların bünyelerinde jeoloji-jeoteknik idari birimleri oluşturulmalı, var olanlarda ise personel sayısı ve niteliği güçlendirilerek her türlü altyapı ve üst yapının yerseçimi ve güzergah etütlerinin inceleme, planlama, yapım, izleme, kontrol ve denetim hizmetleri yürütülmeli, öngörülebilecek jeolojik-jeoteknik gerekçelerle ülke kaynaklarının gereksiz bir şekilde harcanmasına ve talanına dur denmelidir.
Saygılarımızla.
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu
Okunma Sayısı: 3146