TMMOB Odalar 21 Kasım 2024, Perşembe

2007-2013 yılları arasındaki en üst ölçekte gerçekleştirilen bir planlama stratejisinde, ülkemizin en yaşamsal önceliği olan “AFET” olgusu göz ardı edilmiştir. Stratejinin kendi ifadeleriyle AFET gerçekliği “Tutarlı ve gerçekleştirilebilir temel ilkeler” arasına girememiştir.

Yayınlayan Birim: GENEL MERKEZ
Yayına Giriş Tarihi: 01.06.2006
Güncellenme Zamanı: 01.06.2006 13:47:41

 

BASINA VE KAMUOYUNA

Bakanlar Kurulu'nun 24.04.2006 tarih ve 2006/10399 sayılı kararı ile “Dokuzuncu Kalkınma Planı Stratejisi (2007-2013)” benimsenmiş ve 13.05.2006 gün ve 26167 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.

2007-2013 yılları arasındaki en üst ölçekte gerçekleştirilen bir planlama stratejisinde, ülkemizin en yaşamsal önceliği olan “AFET” olgusu göz ardı edilmiştir. Stratejinin kendi ifadeleriyle AFET gerçekliği “Tutarlı ve gerçekleştirilebilir temel ilkeler” arasına girememiştir.

En üst siyasi organ olan Bakanlar Kurulu'nun AFET gerçekliği göz ardı ederek kabul ettiği Dokuzuncu Kalkınma Planı Stratejisi üzerine Odamız başta Başbakan Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN olmak üzere Bakanlar Kurulu üyelerine, Devlet Planlama Teşkilatı ve ilgili kurum yöneticilerine AÇIK MEKTUP gönderilmiştir.

Toplumsal yaşamın en temel sorununa yönelik Oda yaklaşımlarımızı içeren MEKTUP aşağıda sunulmuştur.

Saygılarımızla,

30.05.2006

TMMOB

JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI

YÖNETİM KURULU

                                                                          Ankara : 20.05.2006

                                                                          Sayı : 2798/500

                                                                           Konu : 9. Plan Stratejisive Afet Politikaları

Hakkında.

Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN

Başbakan

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne bağlı Jeoloji Mühendisleri Odası, Anayasa ve özel kanunlarına dayalı olarak kurulmuş, Jeoloji ve Jeoloji Mühendisliği alanındaki konularda, başta kamu kurumları olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlarla kamu yararı ve bilimsel normlar çerçevesinde gerekli işbirliğini oluşturmak, kamuoyunu aydınlatmak amacıyla faaliyetlerini 32 yıldır sürdüren Anayasal ve kamu kurumu niteliğinde bir meslek odasıdır.

Oda çalışmalarının önemli bir bölümünü, afet yönetim odaklı konular oluşturmaktadır. Çağdaş afet yönetim sistemlerinin temel fonksiyonları, afetlerin önlenmesi ve zararlarının azaltılmasına yönelik etkinlikleri kapsamaktadır.

Afet tehlikelerinin araştırılması, bölgesel ve yerel ölçekte tehlike değerlendirmeleri ve haritalarının üretilmesi (deprem, heyelan vb. tehlike haritaları, mikro bölgeleme, yerleşime uygunluk haritaları vb.) zarar azaltıcı mühendislik önlemlerinin geliştirilmesi, arazi kullanım planlaması ve imar planlarına yönelik tehlike verilerinin belirlenmesi ve planlara entegresi gibi zarar azaltma süreçlerinde Jeoloji Mühendisleri, bilgi ve deneyimleriyle yer almaktadır. Jeolojik, Jeo-morfolojik ve meteorolojik özellikleri nedeniyle bir “afet ülkesi” kabul edilen ülkemizde, bu alandaki jeoloji mühendisliği hizmetleri daha da yaşamsal önem kazanmaktadır.

1999 Depremlerinin yıkıcı sonuçları ile bir kez daha anlaşılmıştır ki, ülkemizin afet güvenliğini yükseltmek, yurttaşları ileride meydana gelecek afetlerin zararlarından korumak; siyasal, toplumsal ve Anayasal bir sorumluluk olduğu bilinmektedir. Toplumun tüm kesimleri, zarar azaltma, önceden hazırlık, afet olayına müdahale, iyileştirme ve yeniden inşa aşamalarını birbirini bütünler bir tarzda kurgulayan bir afet yönetim sistemi etrafında bütünleşmek ve afet zararlarıyla mücadele etmek zorunda olduğu bir gerçektir.

Afet zararlarını azaltmak; geniş kapsamlı, çok boyutlu ve çok aktörlü olan ve kararlı bir şekilde sürdürülmesi gereken bir mücadele sürecidir. Başarının temel araçlarından biri olan siyasi irade, zarar azaltma konusundaki kararlılığını her zaman gösterdiği ve tüm planlama mekanizmalarına yansıttığı sürece, bu yolda önemli bir adım atılmış ve bugüne kadar süren “siyasi irade boşluğu” tartışmaları da son bulmuş olacaktır.

Ancak, siyasi iradenin bu duyarlılığa şimdiye kadar sahip olmadığını üzülerek gördük. Bakanlar Kurulu'nun 13 Mayıs 2006 tarih ve 26167 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2006/10399 sayılı “Dokuzuncu Kalkınma Planı Stratejisi (2007-2013) Hakkında Karar”, bizleri kaygı içinde bırakmıştır.

“Dokuzuncu Kalkınma Planı Stratejisi” kararında, AFET OLGUSU BİR KELİME OLARAK BİLE KENDİNE YER BULAMAMIŞTIR/BULMAMIŞTIR. Sektörler, kurumlar, bireyler için 2007-2013 yılları arasında en üst ölçekte ve en üst derecede yapılan stratejik değerlendirmede afet olgusunun ve kalkınmayı doğrudan etkileyen ekonomik, sosyal, çevresel bir risk faktörü olarak ele alınmadığı görülmektedir.

Bakanlar Kurulu gibi en üst siyasi irade organında afet duyarlılığının bu noktada olmaması gerektiği inancındayız. Afet, ülke geleceğimizde “Mali Piyasalar” kadar değer taşıyan bir stratejik planlama olgusudur.

Afet güvenliğimizi yükseltme yolunda en üst ölçekteki Kalkınma Planları ve Stratejilerinden 1/1000 İmar Planlarına kadar her tür ve ölçek planlama süreçlerinde jeolojik ve diğer tehlikelere karşı zarar azaltma yöntem ve araçlarını gözününde bulundurmak zorundayız.

Kars-Kağızman-Karagüney köyünde 4 kişinin ölümüne yol açan heyelan olayının doğanın bizlere “son uyarısı” olarak kabul edilmesi ve yaşamın her alanında “afet güvenliği sorgulamasının” artık kaçınılmaz bir görev olarak sahiplenilmesi gerektiği inancındayız.

Afet zararlarına karşı yürüttüğü mücadelesinde başarıya ulaşmış bir toplum olma yolunda önemli adımlar atacağımız inancıyla, “Dokuzuncu Kalkınma Planı Stratejisi”nin afet duyarlılığıyla yeniden belirlenmesi ve ülkemizdeki kentsel ve kırsal yerleşimleri afet güvenli kılacak diğer gerekli mevzuat düzenlemelerinin de ivedilikle tamamlanması hususlarında gereğini önemle arz eder,

Saygılarımızla,

İsmet CENGİZ

Başkan

DAĞITIM :

GEREĞİ İÇİN : 

- Başbakanlığa

- Tüm Bakanlıklara

- Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığına

- Afet İşleri Genel Müdürlüğüne


Okunma Sayısı: 3196