TMMOB Odalar 22 Kasım 2024, Cuma

Odamız, Dünya Afet Risklerinin Azaltılması Günü dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı.

Yayınlayan Birim: GENEL MERKEZ
Yayına Giriş Tarihi: 13.10.2014
Güncellenme Zamanı: 21.01.2016 12:33:20

BASINA VE KAMUOYUNA
DÜNYA AFET RİSKLERİNİN AZALTILMASI GÜNÜ

 

Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 44/236 ve 56/195 sayılı kararları ışığında, bütün dünyada 13 Ekim tarihi "Dünya Afet Risklerinin Azaltılması Günü`` olarak benimsenmiştir. Birleşmiş Miletlere üye ülkeler, bir taraftan var olan afet yönetim sistemlerini değerlendirirken, gelecekte afete daha fazla dirençli bir toplum yaratmanın yollarını arıyorlar. 13 Ekim günü BM`e üye ülkeler, toplumların afet risklerine karşı nasıl hazırlandıklarını ve neler yapmayı planladıkları konusunda farkındalık yaratmak amacıyla tüm dünyada ana temaya uygun düşecek etkinlikler yapmaktadır. Bu kapsamda her yıl bir tema  ana konu olarak seçilmektedir. Geçtiğimiz yıllarda "Güvenli Hastaneler", "Güvenli Okullar", "Engelli vatandaşlar için harekete geç" gibi kampanyalar yapılarak toplumun bu alanlara dikkati çekilmişti. Bu yılın ana tema konusu yaşlılarımız. Yaşlı vatandaşlarımızın bir afet anında nasıl hareket edecekleri, nerede toplanacakları, nasıl ulaşılabilir olacakları konusunda mevcut risklerinin azaltılmasına yönelik çalışmalar yapılması benimsenmiş durumda.

Doğa kaynaklı afetlerin sayısı ve yarattığı zararlar son yıllarda hızla artmaktadır. 1999 yılında yaşadığımız iki büyük depremden sonra, 2011 Van depremleri, sıklıkla karşılaşır olduğumuz taşkınlar, fırtınalar ülkemizde meydana gelen afetlere sadece birkaç örnektir. Doğa kaynaklı afetlerin meydana gelmesinde insanoğlunun doğrudan bir katkısı olmasa da, olayların afete dönüşmesinin odağındaki zarar görebilirlik olgusu insan faaliyetleri ile yakından ilgilidir. Bu nedenle insanlık bu tehlikeleri algılamak ve bunların zararlarını azaltmak konusunda yeni yollar bulmak zorundadır. Hızlı kentleşmemiz, imar planlarına uyma ve denetim konusundaki yetersizliğimiz, yerel yönetimlerdeki kapasite noksanlığımız, kamuda zarar azaltma ve hazırlık faaliyetlerinden ziyade kriz yönetimine odaklanma, kentsel planlama ve yapı üretim süreçlerinde jeoloji mühendisliği hizmetlerinin göz ardı edilmesi bu alanlardaki sorunlarımızı daha da büyütmektedir. Bu olumsuz etkenlere rağmen afetlerin yarattığı zararları en aza indirmek hatta bazılarını ortadan kaldırmak mümkündür. Bunun ana yolu kurallara uymaktan geçer. Bu yolda başarılı olmak için TMMOB Jeoloji Mühendisleri  Odası olarak;

  •  Afet zararlarını azaltmak için afeti önleme ve hazırlanma sürecinde başarılı olmalıyız. Maalesef yetkili kurumlarımızda bunun tersi uygulamalar ön plana çıkmakta yara sarma politikalarına devam edilmekte ve afetlerle mücadele kararlılığı gösterilememektedir. Bu konudaki en son örneklerden biri de 08/10/2014 tarihli ve 29139 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete`de yayımlanan "Orta Vadeli Program (2015-2017)" olmuştur. Kalkınma Bakanlığı tarafından hazırlanan ve toplumumuzun ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla "makro politikaları, ilkeleri ve hedefleri" ortaya koyan bu Program da "ülke afet gerçekliği ve afetlerle mücadele" kendine yer bulamamıştır.
  • Afet zararlarını azaltmak için herkesin, yani kamu yönetiminin, yerel yönetimlerin, medyanın, özel sektörün, akademik çevrelerin, sivil toplum örgütlerinin sürece katılması gerekmektedir. Ancak ülkemizde iyi niyetli bazı çabalar olmasına karşın bu durum kurumsallaştırılamamıştır.
  • Afet, merkezinde insan olan sosyal, ekonomik, teknik, kültürel, siyasal vb boyutlara sahip karmaşık bir olgudur. Afeti sadece bilimsel, yasal veya kurumsal sorun odaklı olarak anlamaya ve açıklamaya çalışmak sorunu çözmeye yeterli değildir. Stratejimizin temeli insanımızı ve değerlerimizi korumak olmalıdır. Bu kapsamda önlem alma ve zarar azaltma kültürünü toplum içinde geliştirmek, eğitim faaliyetlerini hızlandırmak, modern teknolojiden ve iletişim olanaklarından yararlanmak, yerel, bölgesel ve uluslararası ölçekte işbirliği olanaklarını yaratmak bunun yanı sıra sürdürülebilir kalkınma ve sürdürülebilir çevre sisteminin içine girilmesi gerekmektedir.
  • Doğa kaynaklı afetlerin sonrasında ortaya çıkan hasar tablosunun büyüklüğünün ülkemizin gelişmişliğiyle ve sosyo-ekonomik düzeniyle ilgili olduğu açıktır. Ancak sadece bu boyutu söylemek bizi resmin bir parçasına bakmaya yönlendirebilir. Kayıplarımızın büyüklüğünü sadece müteahhitlere, belediyelere, bazı kamu kurumlarına veya meslek gruplarına yüklemek, kolaycılığa kaçmak veya sorunları basite indirgeyerek çözümlerden uzaklaşmaya çalışmaktır. Toplumun tüm unsurları, tüm meslek grupları, kamu ve özel sektör, siyasetçiler, karar verme mekanizması içinde yer alanlar, sorunun ortaya çıkmasından sorumludurlar ve çözüm üretme konusunda da üretken olmak zorundadırlar.

Sonuç olarak; geleceğin dünyasında riskin akılcı ve uygulanabilir yöntemlerle yönetilmesi, afet zararlarının azaltılmasının tek yoludur. Jeoloji Mühendisleri Odası olarak meslektaşlarımızın bu yolda ilerlemesi için öncü olmaya devam edeceğiz. Kamunun öncelikle yapması gereken; yerel yöneticilerimizi, üniversitelerimizin değerli bilim insanlarını, sivil toplum örgütlerimizin temsilcilerini, medya unsurlarını, her düzeyde karar vericileri, plan hazırlayıcılarını her ölçekteki çalışmaların içinde yer almasını sağlamalıdır. İlgili kamu kurumları bu alanda yaptığı çalışmaları oldu bitti ye getirmemeli, benim dediğim doğrudur mantığı terk edilmelidir.
Bu konudaki en büyük sorumluluk ise siyasi iktidarlara ve sorumlu kamu kurumlarına düşmektedir. Oysa uzun zamandır siyasi iktidarların "öngörüsüzlüğü nedeniyle" ülkemizin en temel gündem maddelerinden biri olması gereken afetlerle mücadele, ne yazık ki "Orta Vadeli Program (2015-2017)"de olduğu gibi unutulmuş/unutturulmuştur.
Jeoloji Mühendisleri Odası olarak 13 Ekim 2014 "Dünya Afet Risklerinin Azaltılması Gününün" Ülkemiz afet risklerinin azaltılmasında toplumsal farkındalığımızın yükseldiği bir gün olmasını diler, ilgili tüm kişi ve kurumları, bu senenin teması olan kırılgan bireylerden ‘yaşlılarımız` için afet ve acil durumlarla ilgili gerekli tedbirlerin alınmasını beklediğimizi belirtiriz. Saygılarımızla

 

 

Bilimle, emekle, umutla, inatla
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu


Okunma Sayısı: 3164