Afyon İl Temsilciğimiz, Afyon Kocatepe Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü ile AFAD yetkililerinin birlikte yaptıkları çalışmalar sonucunda, Afyon Bolvadin`de meydana gelen ve ilçenin altyapısı şebeke sistemi ile bazı konutlarda hasara neden olması nedeniyle bölge halkında korku ve paniğe neden olan kırılma ve açılma çatlamalarını yerinde inceleyerek ön rapor düzenledi. Düzenlenen raporda;
Afyon-Akşehir Grabeni‘nin orta bölümünde, Eber Gölünün kuzeybatısında, genel olarak alüvyon zemin üzerinde yer alan Bolvadin İlçe merkezde, birkısmı imar planı içerisinde kalan bölge ile şehrin güneybatı kısmından başlayarak kuzeydoğu istikametine doğru yer alan bölgelerde, son yıllarda ortaya çıktığı anlaşılan kaynak ve su sızıntıları, arazi ve yollarda yarık ve açılmalar şeklinde çizgisel yüzey deformasyonları, bina temelleri altında çatlak ve yarıklar, yeraltı su borularında sızıntılar ve kanalizasyon kanallarında kırılma ve çatlaklar oluşmuş ve oluşmaya devam etmektedir.
Deprem olmaksızın meydana gelen yüzey deformasyonlarının 4 ayrı bölgede uzunlukları 500 metre ile birkaç km arasında değişen çizgisel gidişli çatlak ve yarıklar şeklinde kademeli olarak geliştiği gözlenmiştir. Doğrultuları K15°D ile K70°D arasında değişen yüzey deformasyonlarının genişlikleri yer yer 70 cm; derinlikleri 2 metreye kadar ulaşmaktadır. Yüzey deformasyonlarının ikiye ayırdığı bloklardan güneyde olanının kırık hattı boyunca yer yer yaklaşık 30 cm kadar düştüğü gözlenmiştir. Yerleşim alanı içerisinde takip edilebilen deformasyonlar boyunca yer alan bazı binaların duvar ve kolonlarında çatlakların oluştuğu gözlenmiştir
Ülkemizin Ege çöküntü alanında, (1) Sarıgöl (Manisa); (2) Karaağaçlı-Yeniköy arası (Manisa); (3) Yassıgüme (Burdur Gölü); (4) Kınık (Dinar), Kumalar Çayı; (5) Ovakent Erkekli, Yolüstü köyü, Yeniköy civarı (Ödemiş); (6) Eber ile Deresinek (Afyon); (7) Çobanlar merkez (Afyon); (8) Germencik ve (9) Söke olmak üzere 9 farklı fay denetimli havzada, son 10-20 yılda, deprem olmaksızın, havza-kenarı faylar yada havza-içi gömülü faylara paralel gidişli birkaç km uzunlukta çizgisel yüzey deformasyonlarının oluştuğu ve oluşmaya devam ettiği görülmektedir. Bu durum bu bölgelerde yer alan altyapı ve konutlara zarar vermeye devam etmektedir.
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası olarak, konuyla ilgili öneri ve görüşlerimizi kamuoyu ve karar vericilerle bir kez daha paylaşmayı kamusal görevimizin gereği olarak görüyoruz.
Ege çöküntü bölgesinde deprem olmaksızın oluşmuş ve oluşmaya devam eden bu tip yüzey deformasyonlarının ilişkin olarak TUBİTAK, MTA Genel Müdürlüğü, AFAD Başkanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, DSİ Genel Müdürlüğü ve Üniversitelerin Jeoloji Mühendisliği Bölümleri bir çalışma yürüterek oluşan kırılma ve çatlamaların tektonik krip mi? yoksa küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliliği ve açılan kuyularla yeraltından aşırı su çekimi sonucu yeraltı su seviyesindeki düşmelerinin neden olduğu zemin yenilmelerin den mi? Kaynaklandığı konusu açığa kavuşturulmalıdır.
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası olarak, dün olduğu gibi bugünde ülke insanın sorunları çözmek ile görevli kurumları asli görevleri yapmaya davet ediyoruz. Saygılarımızla
Bilimle, emekle, umutla ,inatla.
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu
Okunma Sayısı: 3164