TMMOB Odalar 21 Kasım 2024, Perşembe

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı 31 Ağustos 2005 tarihinde, 1 Eylül Dünya Barış Günü ile ilgili basın açıklaması yaptı.

Yayınlayan Birim: GENEL MERKEZ
Yayına Giriş Tarihi: 01.09.2005
Güncellenme Zamanı: 01.09.2005 13:43:59

1 EYLÜL DÜNYA BARIŞ GÜNÜ KUTLU OLSUN

İkinci Büyük Emperyalist Paylaşım Savaşı, 1 Eylül 1939 günü Nazilerin Polonya‘yı işgaliyle başladı. Ardında elliikimilyon ölü, milyonlarca yaralı, sakat ve moloz yığını haline gelmiş kentler ile acı ve gözyaşı bıraktı. Mayıs 1945`de son buldu. İnsanlık tarihinin bu en acımasız, en kanlı ve en kirli savaşının başladığı gün, yani 1 Eylül, Dünya Barış Günü olarak kabul edildi.

1 Eylül Dünya Barış Günü kutlu olsun.

2005 yılının 1 Eylülünde, bu gün, hepimiz biliyoruz: Dünyanın bir çok yerinde yaşanmakta olan çatışmalar, savaşlar ve terör insanlığın geleceğini tehdit etmekte ve insanın en temel evrensel hakkı olan "yaşama hakkı"nı elinden almaktadır. Küresel eşitsizliğin yarattığı yoksulluk, yoksulluğun getirdiği açlık, açlığa eklenen savaş ve çatışmalar, olağan bir duruma gelmiştir.

Dünyanın efendisi ABD, "özgürlük getirme" iddiası ile Irak‘ı cehenneme çevirdi. İnsanlığın bütün değerleri ve kazanımları bütün dünyanın gözleri önünde, ayaklar altına alındı. Şimdi bütün dünyada terör bahanesiyle, anti-terör yasaları, kısıtlamalar ve anti demokratik uygulamalar hayata geçirilmekte.

Ülkemizde de yıllardır süren ve çözülmeyen sorunlar; yeniden çatışmanın ve toplumsal gerilimin yükselmesine yol açmakta. Yirmi yıla yakın süredir devam eden çatışma ortamının, sorunun çözümünü zorlaştırıcı bir işlev gördüğü de bir gerçek.

Türkiye‘nin bütün sorunları gibi, adına ister "Kürt Sorunu" diyelim, ister "Güneydoğu Sorunu" diyelim, bu sorunun da demokratik ve barışçı yollardan çözümünden başka her türlü yol ve yöntem toplumsal barışı zayıflatır. Toplumsal gelişimi engeller. Bir an önce silahın susması gerekmektedir.

1 Eylül Dünya Barış Günü‘nde buna her zamankinden fazla ihtiyaç var.

Toplumun bütün kesim ve kurumlarının benzer duyarlılığı göstermesi durumunda sorunun çözümünün kolaylaşacağı açıktır.

2004 1 Eylülünde demiştik. Gene tekrarlıyoruz:

Biz, şiddet ve baskı politikalarında ısrar edenlerin, çok kimlikli çok kültürlü bir toplumsal modeli dışlayarak, barışın kalıcı hale getirilmesinden kaçınanların, iç ve dış politikada, gerilim yaratmaktan medet umanların, demokratikleşmeyi AB ile pazarlıkların sınırında tutup, hak arama mücadelesini anti-demokratik olarak görenlerin, yasal düzenlemelerdeki gelişmeleri bile hayata geçirmeyenlerin, barışın önünde en büyük engel olduğunu biliyoruz.

Biz, barışın, demokrasinin ve insan haklarının yerleşmediği bir ülkede emekçilerin haklarının korunmasının olanaklı olmadığını da biliyoruz.

Biz, bütün dünyada ekilen nefret tohumlarına, halklar arasında yaratılan düşmanlığa karşı barış istiyoruz, bölge halklarıyla dostluk ve kardeşlik içinde yaşamak istiyoruz, halkların kültürel ve insani haklarına saygı gösterilmesini istiyoruz.

Biz, yayılmacı ve teslimiyetçi bir dış politika izlemeyen, savaşa, işgale ve talana ortak olmayan, demokratik, sosyal hukuk devleti niteliğine sahip, kimliği, kültürü, dili, dini, mezhebi, görüşü ne olursa olsun, eşit haklara sahip yurttaşlar olarak yaşayabileceğimiz, ülkemizin ve toplumumuzun bir daha savaş ve şiddeti yaşamaması için öncelikle demokratikleşmeye yönelik çözümlerin benimsendiği, bağımsız, demokratik ve barış içinde bir Türkiye istiyoruz.

Evet, biz biliyoruz: Başka bir yaşam mümkün! Başka bir dünya mümkün!


Mehmet SOĞANCI
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı


Okunma Sayısı: 3165