Yaşam alanlarına müdahale edilmesine karşı halkın her kesiminin kendiliğinden katıldığı meşru ve haklı eylemliliklere uygulanan ve ancak faşist diktatörlüklerde görülen acımasız şiddet ve zorbalık, direnişe sahiplenmeyi de arttırarak yaygınlaştırmaktadır.
AKP iktidarının insanı, doğayı ve kendinden olmayını dikkate almayarak; kentleri, doğal çevremizi, ülkeyi, toplumu ve yaşam tarzını kendi düşünceleri doğrultusunda dizayn etmeye yönelik politikalarına karşı biriken tepkinin bir sonucu bu gün Taksim Gezi Parkı‘nın yok edilmesine karşı direnişlerde somutlanmıştır.
Bu gün yok edilmek istenen sadece İstanbulluların yaşam alanları değil; bu ülkenin demokratik geleceğidir. Günlerdir ayakta olmanın gerekçesi de halkıyla inatlaşan tek adam diktasına karşı yaşam alanlarına sahip çıkma haklı taleplerinin demokrasi talepleri ile bütünleşmesidir.
Ülkenin üniversitelerini, yargısını, idarelerini, eğitimini ve medyasını yani tüm kurumlarını teslim alan, hakın yaşam alanlarını ve tarzını kendince düzene sokmaya çalışan, her türlü muhalefeti ezip tek adam diktatörlüğünü yerleştirmek isteyen AKP zihniyetine karşı geliştirilen bu haklı direnişlere uygulanan her türlü zorbalık ve şiddet hiçbir zaman amacına ulaşamayacaktır. Sermaye medyasının körlüğüne, baskıya rağmen başarıya ulaşan halkın haklı ve meşru talepleri üzerinden yükselen mücadelesi olacaktır.
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu
Okunma Sayısı: 3151