TMMOB Odalar 01 Temmuz 2024, Pazartesi

17 Haziran, Dünya Kuraklık ve Çölleşmeyle Mücadele Günü. Jeoloji Mühendisleri Odası; önümüzdeki dönemde çölleşmeye karşı yaşam alanlarımızın yağmalanmasına, su kaynakları ve su havzalarının tahribine, suyun piyasalaştırılmasına, ormanların yok edilmesine, tarım arazilerinin talanını amaçlayan düzenlemelere karşı halkımızla birlikte mücadele etmeye devam edecektir.

Yayınlayan Birim: GENEL MERKEZ
Yayına Giriş Tarihi: 16.06.2012
Güncellenme Zamanı: 16.06.2012 22:39:54

17 Haziran, Dünya Kuraklık ve Çölleşmeyle Mücadele Günü. Günümüzde dünyanın %25`inde çölleşme bulunmakta ve bütün bölgelerine dağılmış durumda. Çölleşme ekonomik, sosyal ve çevresel açıdan önemli bir problem oluşturmaya devam ediyor. Birleşmiş Milletler raporlarına göre, dünyada 250 milyon kişi, doğrudan çölleşme sorunundan etkileniyor, yaklaşık 1 milyar kişi de çölleşmenin etkilerini dolaylı olarak hissediyor.

Kuraklık ve çölleşme, ayrımsız bütün yerküreyi tehdit eden bir sorun. Yıllardır çevre örgütleri ve bilim adamları, kuraklık ve çölleşmenin doğuracağı sonuçlar konusunda kamuoyunu uyarmaya çalışıyor. Ancak tekellerin tarım ve orman alanları, doğal kaynaklar ve su rezervlerini sömürüsü de artarak sürüyor. İçinde bulunduğu coğrafi konum, iklim şartları,  mera ve tarım alanların sürekli kentleşme ve yapılaşmaya açılması, su kaynaklarının doğru yönetilememesi, yanlış sulama teknikleri nedeniyle toprakta meydana gelen tuzlanma, ülkemizi de çölleşme ve kuraklıktan önemli biçimde etkilenen bir ülke konumuna getirmiştir. "Türkiye‘nin 55 sene sonra çöl olacağı NASA‘nın 1985 yılında yayınlanan raporunda" belirtilmiş,  bu durum 1992 yılında Rio de Janerio`da 179 ülkenin katılımıyla yapılan, Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansında da (UNCED) teyit edilmiş durumda. IPPC`sinin (Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrol) raporuna göre Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu ve Akdeniz Bölgesi 2050 yılına kadar ciddi kuraklık etkisiyle karşı karşıya kalacak. Üstelik hükümet bu süreci durdurmaya değil hızlandırmaya yönelik adımlar atıyor...  Yanlış tarım politikaları, orman alanlarının tahribatını öngören ‘2B Yasası‘, kıyıların ve zeytinliklerin yapılaşmaya açılmasına izin veren düzenlemeler, dereleri kurutan binlerce HES projesi bunlardan bazıları...


Günümüzde çölleşmeye neden olan esas faktör iklim değişimi. İklim değişikliğini tetikleyen en büyük etken ise ‘karbondioksit salınımı‘ ABD başta olmak üzere sanayileşmiş emperyalist ülkeler ‘ekonomik büyüme‘yi bahane ederek karbondioksit salınımını azaltmaya yanaşmıyor. Onlar çölleşmenin suçunu tarlasını ‘yatay‘ değil ‘dikey‘ süren yoksul köylünün üstüne atarak hedef saptırırken kurdukları "Karbon Borsası" ile çölleştirme "haklarını" alıp satıyorlar.


Çölleşmeyle tarımsal topraklar, bitkiler, ormanlar yok oluyor, insanlar göçe zorlanıyor, açlık ve gıda savaşları tehlikesi her geçen gün büyüyor. Küresel iklim değişikliği, kuraklığın artmasını ve beraberinde çölleşmenin de artmasını getiriyor. Bu nedenle çölleşmeye "Dur!" demenin yolu öncelikle küresel ısınmaya sebep olan sera gazı salınımlarının azaltılmasından geçiyor.  Ancak bunun yanında ağaçlandırma, mera ıslahı, bozulmuş orman alanlarının iyileştirilmesi, su kaynaklarının doru kullanımı ve doğru tarım uygulamalarının hayata geçirilmesi de şart. Ayrıca plansız ve dengesiz şehirleşmeye, tarım arazilerinin yerleşime açılmamasına, kıyı alanlarının tahrip edilmesine, su kaynakları ve havzalarının geliştirilmesine, hassas alanlar ile çevre kirliliğine duyarlı alanların korunması için çalışmalar yapılmasına da ihtiyaç var.

Jeoloji Mühendisleri Odası;  önümüzdeki dönemde çölleşmeye karşı yaşam alanlarımızın yağmalanmasına, su kaynakları ve su havzalarının tahribine, suyun piyasalaştırılmasına,  ormanların yok edilmesine, tarım arazilerinin talanını amaçlayan düzenlemelere karşı halkımızla birlikte mücadele etmeye devam edecektir.

 Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

TMMOB JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI



Okunma Sayısı: 3104