Bilindiği üzere, ruhsat hukuku Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı‘nın ilgili teşekkülü Elektrik Üretim Anonim Şirketi‘ne (EÜAŞ) ait olan ve özel sektöre 28 yıllığına işletilmek üzere verilen Kahramanmaraş ili Afşin ilçesindeki Çöllolar kömür sahasında, 6 Şubat2011 ve 10 Şubat 2011 tarihlerinde iki kez şev kayması meydana gelmiştir. İlk olayda bir maden emekçisi, ikinci olayda ise ikisi meslektaşlarımız olmak üzere10 maden emekçisi yaşamlarını yitirmişlerdir. Olayın üzerinden bir yıl geçmesine rağmen ikisi mühendis toplam 9 maden emekçisi hala kayan malzemenin altındadır. Öncelikle yaşamını kaybeden tüm maden emekçilerinin yakınlarına ve madencilik camiasına bir kez daha başsağlığı ve sabır diliyoruz.
Meslek odaları tarafından 02 Kasım 2007 tarihinde Elbistan‘da yapılan açıklamada;
"Linyit rezervlerimizin % 46‘sınıoluşturan Elbistan Linyit Havzasında ekonomik olarak üretilebilecek yaklaşık olarak toplam 4,3 milyar tona yakın linyit bulunmakta olup, bu miktar, toplam9450 MW gücünde termik santrallere karşılık gelmektedir. Odalarımız,madenlerimizin kaynak kaybına neden olmadan rasyonel olarak değerlendirilmesi için havza madenciliğini savunmaktadır. Bu sayede, mevcut kaynağın tamamı değerlendirilecek ve tüketildiğinde yerine tekrar konulamayan madenlerimizden maksimum fayda sağlanacaktır. Bu nedenle, maden rezervlerimizin sınırlarının ve özelliklerinin tam olarak tespiti önem kazanmaktadır. Kaynak kaybı olmaması için de, havza genelinde planlama ve işletmecilik zorunludur. Elbistan havzasında çok geniş bir alana yayılan linyit rezervlerinin doğal sınırlar yerine yapay olarak yaratılmış sektörlere bölünmesi ve planlanması bu açıdan yanlış bir yaklaşımdır. Saha sınırlarının tam olarak belirlenmeden üretim projesi yapılması da çeşitli sorunlar yaratmaktadır. Bu çerçevede sahada kurulan ikinci termik santralın (B Termik Santralı) yer seçimi hatalı yapılmıştır. Söz konusu santral kömür rezervinin üzerine kurulmuş önemli miktarda kömür rezervinin üretilebilme imkanı engellenmiştir. Havza bazında planlamalar bir an önce yapılmalı, sektör bazında yapılacak çalışmalar bu doğrultuda değerlendirilmelidir.Tüm bu değerlendirmeler ışığında Elbistan havzasında bu güne kadar yapılan planlama hatalarından vazgeçilmelidir. Rezerv belirleme çalışmaları hızlıca sonuçlandırılmalı, havza sınırları net olarak belirlenmeli ve işletme projeleri bu doğrultuda yapılmalıdır. Kömür ocaklarını ve santralın çalışmalarını koordine edecek idari yapı, havzanın büyüklüğüne uygun hale getirilmeli, gerekli olan mühendis ve diğer teknik eleman ihtiyacı karşılanmalıdır. Havza kömürlerinin değerlendirilmesine yönelik araştırma geliştirme çalışmaları yörede bir AR-GE merkezi kurulmak suretiyle hızlandırılmalıdır. Havzanın planlaması bir an önce yapılmalı, kömür rezervleri bu doğrultuda değerlendirilmelidir." şeklinde havzada yapılması gerekenler vurgulanmıştır.
Ülkemizin en büyük kömür havzası yapay sektörlere bölünerek parçalanmış, bunun sonucunda hem kaynak kaybına neden olunmuş hem de denetim görevini yeterince yerine getirilmemiştir. Yetkililer, bu ciddi uyarılara kulak tıkamış ve yanlışlara devam etmiştir. Özellikle 80‘li yılların başından itibaren uygulamaya konulan özelleştirme, taşeronlaşma, rodövans vb. gibi esnek çalışma uygulamaları;kamu madenciliğini küçültmüş, kamu kurum ve kuruluşlarında uzun yıllar sonucu elde edilmiş olan madencilik bilgi ve deneyim birikimini dağıtmıştır. Yoğun birikim ve deneyime sahip olan kurum ve kuruluşlar yerine üretimin, teknik ve alt yapı olarak yetersiz, deneyim ve uzmanlaşmanın olmadığı kişi ve şirketlere bırakılması, buna ek olarak kamusal denetimin de yeterli ve etkin bir biçimde yapılamaması iş kazalarının artmasına neden olmaktadır.
Dünyada örneği pek nadir olan bu boyuttaki bir maden kazasının her yönüyle irdelenmesi ve araştırılması, gelecekte benzer kazaların yaşanmaması için çok daha fazla önem taşımaktadır. Bu amaçla yaşanan maden kazasının nedenlerini araştırmak ve sonuçlarını paylaşmak bir kamu görevi olarak kabul edilmiş ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı‘na değişik tarihlerde üç kez yazıyla başvurularak kazayla ilgili teknik bilgiler istenmiştir.
Söz konusu sahanın ruhsat sahibi olan Elektrik Üretim A.Ş. Genel Müdürlüğünce gönderilen yazıda; " İlgi yazınızda belirtilen bilgi ve belgeler, hem ticari sır niteliğinde hem de Çöllolar Açık İşletmesinde meydana gelen heyelan olayları ile ilgili devam eden adli ve idari soruşturmalara dahil edilmiş dokümanlardır. Odanız bu dokümanlara istinaden açılan bir davaya ya da devam eden bir soruşturmada taraf olmadığından, Şirketimiz,hem Avukatlık Kanunu‘nun 2. maddesi hem de Bilgi Edinme Kanunu kapsamında bu dokümanların verilmesinin uygun olmayacağı görüşündedir." şeklinde yanıt verilmiştir.
Meslek Odaları, Anayasanın 135. maddesine göre6235 sayılı kanunla kurulmuş kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır. Söz konusu olayda üyeleri de yaşamını yitirmiş ve halen göçük altındadır. Tüm bu gerçekler ortadayken olayda "taraf" olarak görülmemesini anlamak mümkün değildir. Üretimin parçalara ayrılarak çalışma yaşamının esnekleştirilmesi, bilimsel bilginin yok sayılarak üretim zorlaması, kar hırsının her şeyin önüne geçmesi, bunlarla birlikte kamusal denetimin yeterince yapılmaması ve benzeri nedenler kazaları işçi ve emekçilerin yaşamının bir parçası haline getirmektedir. "Minareyi çalan kılıfını hazırlar" anlayışı çerçevesinde ticari sır, devam eden dava, taraf değilsiniz gibi oyalamalar iş kazalarını sonlandırmayacaktır.
Bu değerlendirmeler ışığında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, hala toprak altında bulunan 9 kişinin durumlarıyla ilgili olarak neler planladığını, yapılması gerekenleri kamuoyuyla paylaşmak durumundadır. Hiçbir şey olmamış gibi davranarak olayı unutturmaya hakkı yoktur. Meslek odaları olarak olayın takipçisi olacağımızı bildiriyor, yaşamını kaybeden maden emekçilerini bir kez daha saygıyla anıyoruz.
TMMOB JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI
9 Şubat 2012, Ankara
Okunma Sayısı: 3142