TMMOB Odalar 22 Kasım 2024, Cuma
Yayınlayan Birim: GENEL MERKEZ
Yayına Giriş Tarihi: 31.08.2011
Güncellenme Zamanı: 24.09.2011 12:45:26

Silvan‘da 13‘ü asker 20 kişinin can vermesi sonrasında, barışın dili yerine ülkede yeniden savaşın sesi yükselir oldu.

Silvan kırsalındaki yangının tüm Türkiye‘ye yayılmasına yol açabilecek tehlikeli bir süreç, şoven ve adeta intikamcı duygularla gelişmeye başladı. Medyasıyla, iktidar ve muhalefetiyle silahın çözümsüzlüğüne geri dönülme seferberliğine girildi; bayramdan sonrası işaret edilerek çatışmaların süreceği yoğun bir savaş ortamına dönüleceği ilan edildi.  Siyasi temsilcilerin de bedel ödemeye mahkum olacakları söylemi ile savaşın hedef ve kapsamı da genişletildi. ABD‘nin yayılma politikalarına eklemlenilmesi sonucunda komşu ülkelere kadar savaşın yayılması durumu ortaya çıktı.

Operasyonlar, mayınlar, çatışmalar ve şehre inen bombalarla savaşın sesi ve acısı artar hale geldi.

Bilinmelidir ki, Türkiye‘yi içeride ve dışarıda ateşe sürecek olan bu politikalar, her kimlikten her inançtan insanları yükselecek alevler içinde kalma tehlikesi  ile yüz yüze getircektir.

Getirilen bu noktada, ortak yaşam zeminimizin altımızdan kayma riskinin olduğunun farkına varılmalı, telafisi mümkün olmayacak sonuçlara yol açabilecek ve her kesimden insanımızı içine alacak tehlikenin büyüklüğü görülerek bu savaş politikalarından vaz geçilmelidir. Kürt sorununun çözümünde savaş ve şiddetin artık bir çözüm olmadığını bilerek,  daha büyük acı ve kayıpların yaşanacağı bir döneme geri dönülmemesi için silahların bir an önce susturulması, eşitlikçi, demokratik bir çözüm sürecine diyalog ile girilmesi gerekmektedir.

Ramazan Bayramının da yaşanacağı 1 Eylül Dünya Barış Günü‘nde, hangi düşünceden olursa olsun herkesin, sorunun üzerinde ön yargılarından kurutulup, korkularına teslim olmadan objektif, İsrail‘in karşısında Gazze‘li Filistinlinin yanında olurken ülkemizde şovenizme yenik düşmeden, kardeşlik ve barış temelinde insan odaklı düşünmesi ve yanlış politikalara ve şiddete nereden gelirse gelsin karşı çıkması gerekiyor.

1 Eylül Dünya Barış Günü‘nde, zihinlerdeki olumsuz imajları olumluya, kökleşmiş saplantıları anlayışa, düşmanlıkları dostluğa çevirecek akl-ı selime her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Bayram sürecince ülkemizi, dünyayı cehenneme değil cennete çevirecek ütopyalarımızı canlandıralım. Savaşı değil barış içinde yaşanası güzel bir dünyayı savunalım, isteyelim...

Acı ve gözyaşının olmadığı, barışın kardeşliğin, eşitliğin  özgürlüğün sağlandığı bir Türkiye, Ortadoğu ve dünya  özlemiyle,  1 Eylül Dünya Barış Günü kutlu olsun.

 

TMMOB JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI


Okunma Sayısı: 3134