TMMOB Odalar 22 Kasım 2024, Cuma
Yayınlayan Birim: GENEL MERKEZ
Yayına Giriş Tarihi: 17.12.2010
Güncellenme Zamanı: 18.12.2010 17:38:11

Birbirini kovalayan yasa tasarıları arasında dikkat çeken ve 2009'dan bu yana TBMM‘nin ilgili Alt Komisyonunda görüşülen Silah Yasa Tasarısı, bireysel silahlanmayı özendireceği kaygısıyla endişelerimizi artırmaktadır. 

İlgili Alt Komisyonda kabul edilip edilmediği belirsizliği üzerinden süren tartışmalar bir yana geçtiği öne sürülen tasarıda; silah bulundurma yaşının 18'e indirilmesi, isteyenin 5 silah ruhsatı alabilecek olması gibi düzenlemelerin yanı sıra; ruhsat için hastaneden heyet raporu, eski sabıkalıların silah edinmesi ile silah reklamları gibi değişikliklerin söz konusu olduğu şeklindeki iddiaların kamuoyuna yansıması ve bu yöndeki eleştirilere yetkili ağızlardan verilen yanıtlar, silahlanmaya karşı yükselen toplumsal hassasiyeti tatmin eder nitelikte değildir. 

"Her türlü silah değil sadece pompalı tüfek bulundurma yaşı 18 olarak yasa kapsamına alınmaktadır, gençlere güvenmemiz gerekiyor…" savunuları son günlerde gençler üzerinde artırılan baskı ve şiddetin boyutları hafızalarda henüz taze iken hem samimiyet hem de inandırıcılıktan yoksun olmasının yanı sıra, silah lobisinin menfaatleri söz konusu olunca mı gençlere güveniliyor sorusunu da akıllara getirmektedir. 

Öncelikle ateşli veya ateşsiz silahların yol açacağı tüm üzücü sonuçların engellenebilmesi için temel yaklaşım bireysel silahlanmanın denetlenmesi değil silahsızlanmanın özendirilmesi olmalıdır. Duyarlı çevrelerin silahsızlanmayı hedefleyen her türden uyarı ve yayınlarına rağmen toplumda silahlanma merak ve isteğinin giderek artması teşvik edici unsurların diri tutulduğunun göstergesidir. 

Silah taşıma ve bulundurmayı kolaylaştıran yasal düzenlemelerle silahlanma çılgınlığının ulaştığı ürkütücü boyut günlük yaşamda kutlamalar, düğünler, futbol maçları, sokak kavgaları, trafik tartışmaları ve hatta okul bahçelerinde çocukça tartışmaların içine dek uzanmakta, bunun güç göstergesi sayılmasının ötesinde daha vahimi sorun çözme aracına dönüşmektedir. Ateşli silahlarla işlenen cinayetlerin, yaralama ve öldürme vakalarının sıkça yaşandığı en yaygın alanlardan biride aile içi şiddet olaylarıdır. Aile içi şiddetin mağduru konumundaki kadınlar ve çocuklar şiddet sarmalının içinde hayatlarını kaybetmektedir. 

Diğer yandan ülkemizde son zamanlarda artan toplumsal, etnik ve siyasal kutuplaşmaların endişe verici boyutlara ulaştığı ve ekranlardan yansıyan linç girişimlerinin görüntüleri henüz belleklerimizde tazeyken toplumsal kutuplaşma ve şiddetin büyüme eğiliminde seyrettiği bir noktada silahlanmayı kolaylaştıran her tür düzenleme yada girişim ciddi tehlikelere kapı aralayacak ve şiddetin boyutlarını daha da artırarak sorunun önlenemez düzeye ulaşmasına yol açabilecektir. 

Bütün gelişmiş dünya ülkeler bireysel silahlanmayı önleyici tedbirlere ağırlık veren düzenlemeler yapmaktadır. Örneğin İngiltere ve Belçika'da sivil vatandaşların silah taşımalarına kesinlikle izin verilmemektedir. Avcıların bile silah alabilmeleri ağır koşullara bağlanmış durumdadır. Fransa ise sadece tehdit altındaki meslek sahiplerine "bulundurma" ruhsatı verildiği bilinmektedir. 

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası olarak öncelikli hedefin SİLAHSIZLANMA olması gerektiği ve bu yöndeki çabalara ağırlık verilmesinin toplumsal barış için olmazsa olmaz şartlardan biri olduğunu vurgulayarak, silah kullanımına bağlı şiddet olaylarında yaşanacak artışların önlenmesi güç boyutlara ulaşmadan silahlanmayı kolaylaştıran yasal düzenlemelerden derhal vaz geçilmesini, bireysel silahlanmayı engelleyecek düzenlemelere ağırlık verilmesi gerektiği yönünde ilgilileri uyarıyor ve hassasiyetimizi kamu oyu ile paylaşıyoruz. 

Kitlesel olarak BİREYSEL SİLAHLANMAYI ÖZENDİREN HER TÜRLÜ GİRİŞİME HAYIR!.. diyoruz. 

Saygılarımızla 

TMMOB JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI


Okunma Sayısı: 3254