TMMOB Odalar 21 Kasım 2024, Perşembe
Yayınlayan Birim: GENEL MERKEZ
Yayına Giriş Tarihi: 28.05.2008
Güncellenme Zamanı: 15.08.2020 16:39:14

Taslağın Geneli Üzerindeki Görüş ve Değerlendirme

1999 Depremleri sonrasında Ülkemizdeki afet zararlarıyla mücadele kavramı yönetsel, akademik, meslek odaları gibi değişik çevrelerce daha yoğun tartışılmaya başlanmış ve çözüme yönelik öneriler geliştirilmeye çalışılmıştır. Bu süreçte tarafların üzerinde uzlaştığı temel nokta, afetlerle mücadele için öncelikle bir iskelet yapının yani "Zarar Azaltma Odaklı Afet Yönetim Sisteminin" inşa edilmesi ve bu temelde tüm faaliyetlerin daha sistematik, daha etkin ve daha entegre bir şekilde sürdürülmesinin sağlanması gerekliliği olmuştur.

  

Konuya ilişkin stratejik düzeyde kararlar almak için Bayındırlık ve İskan Bakanlığı‘nca gerçekleştirilen gerek Deprem Şurası‘na gerekse 04.11.2010 tarih ve 27749 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanan Bütünleşik Kentsel Gelişme Stratejisi ve Eylem Planı 2010-2023‘na (KENTGES) ait raporlar ve kararlarda ve burada yer veremediğimiz çok sayıda bilimsel yayında ve raporda daha etkin ve daha entegre bir sisteme duyulan acil ihtiyaç vurgulanarak başta siyasal iktidar olmak üzere tüm merkezi ve yerel yönetim unsurları bu yönde bir çabaya davet edilmiştir.

 

Bu saptama Odamız tarafından da paylaşılmakta olup hazırladığımız DEPREM VE DEPREM YÖNETİMİ RAPORU‘nda, afet yönetiminin en yalın ifadesiyle bir planlama sorunu olduğu ve ivedilikle toplumsal ve yönetsel düzeyde tüm kaynakları zarar azaltma hedefine yönlendirecek kişi ve kurumlar arasında eşgüdümü sağlayacak bir afet yönetim sistemi ve stratejik planın geliştirilmesi gerektiği hususu vurgulanmıştır.

 

Ancak Odamıza değerlendirilmek üzere gönderilen "Afet, Acil Durum ve Sivil Savunma Hizmetleri Kanunu Tasarı Taslağı"nın Deprem Şurası, KENTGES, Deprem Konseyi Stratejik Planı vb dokümanlarda vurgulanan ilkeleri göz ardı ederek bütünlüklü bir yaklaşım yerine tekil bazda bir girişim olduğu; özünde 7269 sayılı Umumî Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunu‘nun revizyonu olmaktan öte bir anlam taşımadığı görülmektedir.

 

Bu Taslağı inceleyen herkesin belki de ilk fark edeceği gerçeklik Tasarının hiçbir maddesinde Afet Yönetim Sistemi gibi temel bir kavrama yer vermemiş olmasıdır. Bu durum bile Tasarının afetler konusunda üzerinde ortaklaşılmış ilkesel bir ihtiyaçtan ziyade Tasarı sahibi Kurumun güncel ihtiyaçları için hazırlandığının açık bir göstergesi olmaktadır.

 

Diğer yandan mevcut afet mevzuatı ve uygulamalarına ilişkin en çok vurgulanan "Türkiye‘de sistemin afet sonrası yara sarma hizmetlerine yoğunlaştığı" yönündeki eleştiriler Tasarı hazırlanırken dikkate alınmış gibi gözükse de ilgili maddelere bakıldığında zarar azaltma sürecinin plana esas etütler, afet tehlike haritaları vb çalışmalara indirgendiği görülmektedir. Tasarıda yer verilen bu çalışmaların yasal yaptırımlara dönüşmesi elbette olumlu bir gelişme olarak kabul edilse de zarar azaltmanın diğer bir ifadeyle "yara almamanın" imar, yapı ve yerleşim güvenliğine yönelik tüm teknik standart ve şartnameler, her türlü afet bilgi sistemleri ve alt yapısı, izleme, takip ve denetim süreçleri, mali alt yapı, personel alt yapısı, mevzuat, eğitim, toplumsal davranışlar gibi geniş bir yelpazede değerlendirilmesi gereklidir.

 

Taslaktaki zarar azaltma madde sayılarının ve içeriğinin, afet sonrası afetzede geçici ve kalıcı iskanı, maddi yardım ve borç erteleme gibi yara sarma ve yeniden yapılanma konulu maddelerin çok gerisinde kaldığı görülmektedir.

 

Gerek Deprem Şurası (Mevzuat Komisyon Raporu) gerekse KENTGES Eylem Planında vurgulandığı üzere ilkesel olarak

            -Afet Mevzuatı

            -Yapı Mevzuatı

         -İmar/Planlama Mevzuatı şeklinde her başlık için bir çatı yasa ve alt yasa ve diğer düzenlemeler olacak şekilde 3 temel mevzuatın oluşturulması ve bu sistematik içinde örneğin afete maruz bölge tespiti, afet tehlike haritaları gibi makro ölçekli teknik çalışmaların, afet bilgi sistemleri vb konuların esas olarak Afet Mevzuatının; plana esas jeolojik etütler, mikrobölgeleme, kentsel dönüşüm, planlama ilkeleri vb konuların İmar Mevzuatının; Deprem Yönetmeliği, Zemin ve Temel Etüdü, Yapı Malzemeleri vb konuların ise Yapı Mevzuatının parçası olması gerektiği inancındayız.

 

Dolaysıyla bu açıdan bakıldığında Taslak bu sistematikte olmadığından birçok kurumu ve mevzuatı ilgilendiren alanı tek başına belirlemeye çalışmaktadır. Böylece açıktır ki Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı asıl misyonu ve kuruluş amacı olan "düzenleyici ve koordine edici" kimliğinden sapmakta tüm süreçlerde aktif uygulayıcı olamaya çalışmaktadır.

 

Bu yaklaşımın ürünü olarak Taslak, afetlerle mücadele sürecindeki en temel destekçisi olacak 3194 sayılı İmar Kanununu ne yazık ki görmezden gelmekte ve hiçbir maddesinde bu Kanuna atıfta bulunmamaktadır. Kısaca Taslak bu haliyle yasalaştığı takdirde Ülkemizde İmar ve Afet mevzuatı arasındaki kopukluk devam edecektir.

 

Taslakta önemli bir eksiklikte, tanımlı iş ve işlemlere ilişkin değişik kamu kurum ve kuruluşlarına verilmiş yetki ve sorumlulukları gözardı etmesidir. Örneğin yapıların depreme karşı güçlendirilmesi, iklim değişikliği,  yapı envanter stoku gibi işlemler ile Türkiye Coğrafi Bilgi Sistemi oluşturulması kapsamında görevlendirilen kurum ve kuruluşlar varken, bu hizmetlerin koordinasyonunu sağlamak yerine bizzat yönetmeliklerini düzenlemek Başkanlığa görev olarak verilmektedir. Bu durum yanlış ve gereksizdir.

 

Benzeri durum en açık şekilde imar ve yapılaşma konusunda gözlenmektedir. Yapı ve İmar sektörüne ilişkin düzenlemeler yapma görevi 3194, 4708 vb kanunlarla Bayındırlık ve İskan Bakanlığına verilmiş iken bu Taslakta bu konulardaki yönetmelik vb düzenleme yetkisi Başkanlığa verilmektedir.

 

Ayrıca Taslak‘ın "Tanımlar" kısmında da anlaşılacağı üzere yapı sadece bina değil bir bütün olarak her türlü yapıyı kapsamaktadır. Dolaysıyla yol boyu mühendislik yapıları (köprü, tünel, viyadük gibi) ile baraj, gölet  vb yapılar, atıksu, temizsu, yağmursuyu, haberleşme vb alt yapılar için sorumluluk ve yetkiler farklı kurumlara dağıtılmıştır. Bu koşullarda farklı uzmanlıklar gerektiren üst ve alt yapılara ilişkin yönetmelik düzenleme yetkilerinin hangi kurumlara verildiğinin açık olarak belirtilmesi gereklidir.

 

Ülkemizde gerek merkezi idare içinde bulunan bazı kurumlar ve gerekse de yerel idareler kendine tanınan yetkiler çerçevesinde yapı ruhsatları düzenleyebilmektedirler. Bu yetki dağılımının genişliğe karşın Taslakta konunun sadece belediye ve il özel idarelerine indirgenmesi zıtlıklar içerir. Diğer yandan bazı yapılar da ruhsata tabi değillerdir. Bu nedenle özel kanunlarla kendilerine ruhsat verme yetkisi tanınan kurumlar ile ruhsata tabii olmayan yapılar için hangi kurumlar ne tür yönetmelikler ve standartlar hazırlayacakları Taslakta açıklığa kavuşturulmalıdır.

 

Taslakta jeoloji mühendisliğini yakından ilgilendiren bir konu da planlamayı yönlendirmek amacıyla 1999 yılı sonrasında ulusal mevzuatımıza katılan imar planına esas jeolojik-jeoteknik etütler ile mikrobölgeleme etütleridir. Plana esas jeolojik-jeoteknik çalışmalar oldukça geniş bir alanı kapsamakta olup, Taslakta da vurgulanan ve afet kavramı içinde değerlendirilen heyelan, kaya düşmesi, çığ, su baskını gibi olaylar dışında örneğin afet kabul edilmese de planlama için son derecece önemli risk unsurları olan şişme- büzülme, sıkışma, sıvılaşma, çökme vd jeolojik riskler ile yine insan yaşamı için son derece önemli olan tıbbi jeolojik riskleri de kapsamaktadır. Ancak Taslak‘ta bu etütler için sadece afet tehlikelerinin baz alınacağı yönünde bir sınırlama yapılmıştır. Bu nedenle plana esas etüt çalışmaları bölümüne jeolojik risk ve tıbbi jeolojik faktörlerin eklenmesi gereklidir.

 

Taslakta yaygın olarak yer alan "acil durum" kavramı, özellikle 1999 depremleri sonrasında afet terminolojisine eklenmiş yeni bir kavram olup, bugüne kadar kapsamı ve kullanımı konusunda üzerinde uzlaşı oluşturulamamıştır. Bilindiği gibi acil durum, uzun süreli elektrik kesintisinden karayolunda meteorolojik koşullar, kaza vb nedenlerle trafiğin kilitlenmesine, yangınlardan grizu patlamasına kadar her düzeyde farklı anlamlar ve farklı müdahale biçimleri gerektiren bir risk faktörünün gerçekleşmesinden sonra ortaya çıkan bir olgudur. Dolaysıyla böylesi esnekliğe sahip bir kavramın bir kanun tasarısına konu olması durumunda Taslaktaki ifadelere daha duyarlı yaklaşılması; hangi acil durumlarda geçici iskan veya kalıcı konut yapılacağının açıklığa kavuşturulması uygun olacaktır.

 

Tasarıya ilişkin genel bazda söylenecek bir eksiklik de sürecin takibi ve denetimi üzerine bir hüküm içermemesidir. Tasarıda tanımlı hizmetler için İl Özel İdaresi, Belediyeler gibi sorumlu kurumlar belirlenmiş ise de sürecin nasıl denetleneceği, hangi yaptırımların uygulanacağı belirsizdir.

 

Sonuç itibariyle Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı‘nca hazırlanan 1 Geçici, 2 Ek ve 70 ana maddeden oluşan "Afet, Acil Durum ve Sivil Savunma Hizmetleri Kanunu Tasarı Taslağı" güncel ihtiyaçlara yanıt verebilecek nitelikten uzak, Ülkemizde afet zararıyla mücadelede kurumlar ve kişiler arasında eşgüdümü sağlamaktan ziyade Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı‘nın güncel ihtiyaçlarına yanıt vermek üzere oluşturulmuş bir metindir.

 

Taslağın önemli bir yönü de Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı‘nın gelecekteki misyonunu şekillendirecek olması, Kurumun üzerinde ilerleyeceği misyon ve vizyon eksenini belirlemesidir. Taslak hükümlerine bakıldığında Kurumun ülkedeki afet mevzuatının uygulanmasına ve geliştirilmesine yön veren, danışmanlık yapan ve koordinasyonu sağlayan bir misyon yerine uygulamanın içinde olmayı tercih ettiği görülmektedir. Bu durum ise elbette istenmeyen bir özelliktir.

 

Bu bağlamda Taslağın Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı‘nı pratik süreçlerin dışında bırakarak daha çok "denetim, geliştirme ve koordinasyon" işlevleriyle donatacak şekilde yeniden düzenlenmesi ve Taslakta tüm afet hizmetlerinin afet yönetim sistemi ve stratejik planı çerçevesinde daha entegre ve daha etkin bir şekilde uygulanabilirliğinin hüküm altına alınması uygun olacaktır. Böylesi çok aktörlü ve çok boyutlu bir konuda ilgili tüm kurum ve kişilerin biraraya geleceği bir zeminin yaratılması gereklidir.

  

  

Taslak Maddesi

Görüş ve Değerlendirme

Teklif

Amaç

MADDE 1- (1) Bu Kanunun amacı; afet, acil durum ve sivil savunmaya ilişkin stratejik plânların hazırlanması, sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması, sosyal devlet ilkesi çerçevesinde koruyucu ve önleyici tedbirlerin alınması, afet ve acil durum öncesi, sırası ve sonrasındaki hizmet ve yardımların yapılması ile bilinçli toplum oluşturulmasına ilişkin usul ve esasları belirlemektir.

  

 

 

 

 

Tasarının içeriğinde "ulusal afet yönetim sistemi" kavramı olmaması nedeniyle "Amaç" maddesine eklenmesi ve madde genelindeki anlatımın daha açık bir hale getirilebilmesi amacıyla yandaki değişikliklerin işlenmesi uygun olacaktır.

Amaç

MADDE 1- (1) Bu Kanunun amacı; etkin ve entegre  bir ulusal afet yönetim sisteminin oluşturulması,  afet, acil durum ve sivil savunmaya ilişkin ulusal ve alt düzeylerde stratejik plânların hazırlanması, afetlerin ve acil durumların toplum üzerindeki etkilerini azaltarak sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması, sosyal devlet ilkesi çerçevesinde zarar azaltıcı, koruyucu ve önleyici tedbirlerin alınması, afet ve acil durum öncesi, sırası ve sonrasındaki hizmet ve yardımların yapılması ile afet ve acil durum risklerine karşı mücadelede bilinçli toplum oluşturulmasına ilişkin usul ve esasları belirlemektir.

 

Kapsam

MADDE 2- (1) Bu Kanun; afet, acil durum ve sivil savunma stratejisi ve plânları kapsamında; koruyucu ve önleyici tedbirlerin alınması, zarar azaltma çalışmalarının yapılması, afet ve acil durumlara ilişkin yardımların esaslarının belirlenmesi, bu hususlarla ilgili araştırma, eğitim ve yayım faaliyetlerinde bulunulması ile afet ve acil durum öncesi, sırası ve sonrasında, kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler ve üniversiteler, özel sektör kuruluşları, ilgili sivil toplum kuruluşları ile Kızılay‘ın görev, yetki ve sorumlulukları, karşılıklı yardımlaşma, işbirliği ve koordinasyonun sağlanmasına ilişkin konuları kapsar.

 

 

 

Genel değerlendirmede de belirtildiği üzere afet süreçlerinde denetim ve yaptırımları Taslağın  "Kapsam"ına alınması uygun olacaktır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kapsam

MADDE 2- (1) Bu Kanun; afet, acil durum ve sivil savunma stratejisi ve plânları kapsamında; koruyucu ve önleyici tedbirlerin alınması, zarar azaltma çalışmalarının yapılması, afet ve acil durumlara ilişkin yardımların esaslarının belirlenmesi, bu hususlarla ilgili araştırma, eğitim ve yayım faaliyetlerinde bulunulması ile afet ve acil durum öncesi, sırası ve sonrasında, kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler ve üniversiteler, özel sektör kuruluşları, ilgili sivil toplum kuruluşları ile Kızılay‘ın görev, yetki ve sorumlulukları, karşılıklı yardımlaşma, işbirliği ve koordinasyonun sağlanmasına, sürecin denetimine ve yaptırımlara ilişkin konuları kapsar.

 

Tanımlar

MADDE 3- (1) Bu Kanunda geçen;

............

a) Acil durum: Toplumun tamamının veya belli kesimlerinin normal hayat ve faaliyetlerini durduran veya kesintiye uğratan ve acil müdahaleyi gerektiren olayları ve bu olayların oluşturduğu kriz halini,

...............

 

c) Afet: Toplumun tamamı veya belli kesimleri için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar doğuran, normal hayatı ve insan faaliyetlerini durduran veya kesintiye uğratan doğal, teknolojik veya insan kaynaklı olayları,

 

 

ç) Afet Etütleri: Olmuş ya da muhtemel, yerel ve bölgesel ölçekteki afet olaylarını jeolojik, meteorolojik, hidrojeolojik, vb. veriler ışığında değerlendiren, afete maruz bölge sınırlarını ve afetzede listelerini içeren teknik raporlar ve haritalardır.

 

 

 

d) Afete maruz bölge: İyileştirme çalışmaları ile teknik ya da ekonomik olarak ıslah edilmesi mümkün olmayan, afetlerden etkilenen veya etkilenebilecek ve bu durumu afet etütleri veya plana esas yerbilimsel etüt raporlarında sınırları belirlenen ve haritalanan yapı/yapı ve ikamet için yasaklanmış alanları,

 

 

 

 

 

 

e) Afet tehlike haritası: Deprem, sel, çığ, heyelan, kuraklık vb. doğal afetler ile tehlikeli maddeler, sanayi tesisleri vb. gibi farklı türdeki insan kaynaklı ve teknolojik afetlerin oluşum sıklığı ve hızı, etki süresi ve dönemler, etki alanları, muhtemel yaygınlık ve şiddet derecelerini ortaya koyan belirli ölçütlere göre hazırlanmış haritaları,

...............

 

 

 

 

 

 

k) Genel hayata etkililik: Yerleşim yeri veya yerlerinde ikamet eden bir topluluğun normal yaşantı düzenini bozacak veya kesintiye uğratacak bir afet ve acil duruma maruz kalması veya muhtemel bir afet ve acil durumdan etkilenebileceğinin belirlenmesi hâlini,

..............

 

p) Mikro bölgeleme: Yerleşime açılması düşünülen boş alanlardaki tüm afet tehlikelerini, açılmış alanlarda ise tüm afet risklerini büyük ölçekli hâlihazır haritalar üzerinde belirleyen çalışmaları,

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

r)Plana Esas Yerbilimsel Etütler:  Jeolojik, Jeolojik-Jeoteknik etütler ve mikrobölgeleme çalışmaları gibi afet tehlikelerini ortaya koyan her tür ve ölçekteki planlar için hazırlanan, amacına göre yerleşime uygunluğa/arazi kullanımına yönelik sonuçlar üreten ve/veya zemin etütlerine atıflarda bulunan, planlama aşamasında dikkate alınması gereken önlemler ve öneriler içeren ve amacına, ölçeğine ve afet çekincesine göre detayı ve içeriği değişen çalışmaları,

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

s) Risk haritası: Tehlikelere maruz alt ve üst yapılar, yerleşim yerleri, nüfus yoğunluğu, iş ve hizmet sürekliliği, doğal kaynaklar gibi unsurlara ait olası kayıpların yer aldığı haritaları,

 

.................

İfade eder.

 

Taslağın "Tanımlar" başlığı altında 25 kavrama ilişkin tanım bulunmaktadır. Ancak gerek kavramlarda gerekse tanımlanmalarında sistematik bir yaklaşım bulunmamaktadır. Şöyle ki;

1-Afet Yönetim Sistemi tanımsızdı ki bu önemli bir eksikliktir.

2-"Acil durum" ve "Afet" kavramları birbiriyle aynı içerikte tanımlanmıştır ki bu durum uygulamada karışıklıklar çıkartabilir.

3-Afete Maruz Bölge (AMB) kavramı uygulamada sorunlar yaratacak bir içerik taşımaktır. Öncelikle AMB sınırlarının "mutlak sınırlar" olarak öngörülmesi hatalıdır. Teknolojideki gelişmeler ve/veya araştırmanın daha ayrıntılandırılması sınırları etkileyecektir. İkincisi, AMB mülkiyet kavramı ile doğrudan ilişki olduğundan ilan yöntemi önemlidir. Üçüncüsü ise "yapıya izin verilemeyip ikamete izin verilen AMB nasıl bir risk taşımaktadır.

4- "Afet Etüt" kavramının eski uygulamalarda olduğu gibi "Jeolojik Etüt" olarak değiştirilmesi daha uygun olacaktır.

5- Taslakta hem "Plana Esas Yerbilimsel Etütler" gibi genel bir tanım yapılması hem de bu alt maddede tanımlı mikrobölgelemenin tek başına tanımlanması mevzuat yazım sistematiği açısından uygun değildir.

6-Diğer yandan Taslaktaki etütler ve hazırlanacak raporlar için "ölçek" boyutunun açıklığa kavuşturulması yararlı olacaktır.

7-Genel değerlendirmede de belirtildiği üzerinde tam bir uzlaşmanın gerçekleşmediği "acil durum" kavramının açıklığa kavuşturulması uzlaşmanın sağlanamadığı "acil durum" kavramının açıklığa kavuşturulması gereklidir. Bu yapılmadığı sürece kavramla ilişkili tanımlanan genel hayata etkililik gibi iş ve işlemler soru işaretli kalacaktır.

8-Tanımlar başlığı altında İmar Kanunu, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı gibi ilaveler yapılması gereklidir.

 

Tanımlar

MADDE 3- (1) Bu Kanunda geçen;

............

a) Acil durum: Toplumun tamamının veya belli kesimlerinin normal hayat ve faaliyetlerini durduran veya kesintiye uğratan ve acil müdahaleyi gerektiren(Trafik kazası, aşırı kar yağışı sonucu trafik aksaması vb) olayları ve bu olayların oluşturduğu kriz halini,

...............

c) Afet: Toplumun tamamı veya belli kesimleri için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar doğuran, normal hayatı ve insan faaliyetlerini durduran veya kesintiye uğratan, uzun süreli ve kalıcı etkiler yaratan doğal, teknolojik veya insan kaynaklı olayları,

 

ç) Afet Etütleri Jeolojik Etütler: Olmuş ya da muhtemel, yerel ve bölgesel ölçekteki afet olaylarını jeolojik, meteorolojik, hidrojeolojik,  vb. veriler ışığında değerlendiren, gerektiğinde afete maruz bölge sınırlarını ve afetzede listelerini içeren teknik raporlar ve ile kadastro paftası veya halihazır haritalarıdır.

 

d) Afete maruz bölge: İyileştirme çalışmaları ile teknik ya da ekonomik olarak ıslah edilmesi mümkün olmayan, afetlerden etkilenen veya etkilenebilecek ve bu durumu afet jeolojik etütleri veya plana esas yerbilimsel jeolojik-jeoteknik etüt raporlarında sınırları belirlenen ve halihazır harita, kadastro paftası üzerine işlenen haritalanan yapı/yapı ve ikamet ve bina yapımı için yasaklanmış ve Resmi Gazete‘de ilan yoluyla duyurulan alanları,

 

e) Afet tehlike haritası: deprem, sel, çığ, heyelan, tıbbi jeolojik faktörler, kuraklık vb. doğal afetler ile ve jeolojik tehlikeler ile tehlikeli maddeler, sanayi tesisleri vb. gibi farklı türdeki insan kaynaklı ve teknolojik afetlerin üst ölçekte tehlike analizlerine dayanan, oluşum sıklığı ve hızı, etki süresi ve dönemler, etki alanları, muhtemel yaygınlık ve şiddet derecelerini ortaya koyan,  ölçeğiyle uyumlu planlara girdi oluşturan, plana esas etütleri  yönlendiren  belirli ölçütlere göre hazırlanmış  raporu ile bütünlüklü haritaları,

..................

k) Genel hayata etkililik: Yerleşim yeri veya yerlerinde ikamet eden bir topluluğun normal yaşantı düzenini bozacak veya kesintiye uğratacak bir afet ve acil duruma maruz kalması veya muhtemel bir afet ve acil durumdan etkilenebileceğinin belirlenmesi hâlini,

..............

 

p) Mikro bölgeleme: Yerleşime açılması düşünülen boş alanlardaki tüm afet tehlikelerini, açılmış alanlarda ise tüm afet risklerini büyük ölçekli hâlihazır haritalar üzerinde belirleyen 1/ 5000 ve daha büyük ölçeklerde yerel zemin ve çoklu tehlike koşullarına dayalı olarak hazırlanan, tehlike ve risk faktörlerine karşı alınması gereken arazi kullanım ve yapılaşma önlemlerini belirleyen raporu ve haritaları ile bütünlüklü çalışmaları,

 

r) İmar Planına Plana Esas Yerbilimsel Jeolojik-Jeoteknik Etütler:      İmar mevzuatında tanımlı   her tür ve ölçekteki imar planlarına girdi oluşturmak amacıyla Jeolojik, ayrıntılı Jeolojik-Jeoteknik etütler ve mikrobölgeleme araştırmalar yoluyla çalışmaları gibi afet tehlikelerini  ve jeolojik tehlike     ( şişme- büzülme, sıkışma, sıvılaşma ,  çökme, tıbbi jeoloji vd.) ortaya koyan her tür ve ölçekteki planlar için hazırlanan, amacına göre yerleşime uygunluğa/arazi kullanımına yönelik sonuçlar üreten ve/veya zemin etütlerine atıflarda bulunan, planlama aşamasında dikkate alınması gereken önlemler ve öneriler içeren ve amacına, ölçeğine ve afet çekincesine tehlike tipine göre detayı ve içeriği değişen raporu ve haritaları ile bütünlüklü çalışmaları,

 

s) Risk haritası: Tehlikelere analizlerine dayalı olarak maruz alt ve üst yapılar, yerleşim yerleri, nüfus yoğunluğu, iş ve hizmet sürekliliği, doğal kaynaklar gibi unsurlara ait olası kayıpların yer aldığı risk yönetimlerini yönlendiren raporu ve haritaları ile bütünlüklü haritaları çalışmaları,

.................

 

ü)Plana Esas Jeolojik Etütler: İmar mevzuatında tanımlı üst ölçekteki planlara girdi oluşturmak amacıyla varsa Afet Tehlike Haritalarına dayalı olarak hazırlanan, ölçek hassasiyetinde jeolojik bilgiler içeren,  raporu ve haritaları ile bütünlüklü çalışmaları,

 

İfade eder.

 

İKİNCİ BÖLÜM

Zarar Azaltma Çalışmaları

Afet etütleri ve risk haritaları

MADDE-4 (1) Olmuş veya muhtemel afetler için afet etütleri Valiliklerce yapılır veya yaptırılır. Afet etüt çalışmaları ile her türlü ölçekteki planlara esas olan yerbilimsel etüt raporlarının hazırlama ve uygulama usul ve esasları yönetmelikte belirlenir. Söz konusu raporların sonuçlarını ve alınan kararları uygulamaktan, raporun ilgili olduğu alanlarda yetkili büyükşehir belediyesi, belediyesi, il özel idaresi veya ilgili kurum/kuruluş sorumludur.

(2) Tehlike ve risk haritalama çalışmaları için ihtiyaç duyulacak ödenek Başkanlık bütçesinden karşılanabilir. Afet tehlike ve risk haritalarının yapılışlarına, mevcut haritaların güncelleştirilmesine ilişkin usul ve esaslar yönetmelikte belirlenir.

  

 

Taslakta bu başlık altında belirtilen plana esas etüt, mikrobölgeleme vb etüt ve raporlar Deprem Şurası ve KENTGES rapor ve kararlarında belirtildiği üzere ağırlıkla İmar Mevzuatı dolaysıyla Bayındırlık ve İskan Bakanlığı kapsamında tanımlanmıştır. Hazırlanması öngörülen plana esas raporlar sadece afet olaylarını kapsamamakta aynı zamanda, yer altı sularındaki flor ve asnenik gibi ağır mineraller, afet olarak kabul edilmeyen jeolojik riskler ve tıbbı jeolojik değerlendirmeler içermesi, raporların fiziki planlamanın bir parçası olması sebebiyle bütünleşik plan yapma yetkisinin Bayındırlık ve İskan Bakanlığında olması nedeniyle söz konusu yönetmeliğin Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca hazırlanması gerekmektedir.

 

Dolaysıyla bu madde de konuya bu yönde açıklık getirilmesi;  maddenin 1.fıkrasındaki "etütleri Valiliklerce yapılır veya yaptırılır" yönündeki ifadenin etüt hizmetlerinde satın alma sürecini öngürmesi ve bu hizmeti kamusal alan dışına çıkartması nedeniyle "yaptırılır" ifadesinin çıkartılması; 2. Fıkrasındaki "ödenek Başkanlık bütçesinden karşılanabilir"  yönündeki ifade de Başkanlığa verilen takdir yetkisinin dayanaklarının belirsiz olması nedeniyle metinden çıkartılması uygun olacaktır.

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

Zarar Azaltma Çalışmaları

Afet etütleri ve risk haritaları

MADDE-4 (1) Olmuş veya muhtemel afetler için afet Jeolojik etütleri Valiliklerce yapılır veya yaptırılır. Afet Jeolojik etüt çalışmaları ile her türlü ölçekteki planlara esas olan yerbilimsel Mikrobölgeleme ve plana esas etüt raporlarının hazırlama ve uygulama usul ve esasları ile bu raporların kullanımı ve sürecin denetimine yönelik işlemler Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca hazırlanan yönetmeliktele belirlenir. Söz konusu raporların sonuçlarını ve alınan kararları uygulamaktan, raporun ilgili olduğu alanlarda yetkili büyükşehir belediyesi, belediyesi, il özel idaresi veya ilgili kurum/kuruluş sorumludur.

(2) Tehlike ve risk haritalama çalışmaları için ihtiyaç duyulacak ödenek Başkanlık bütçesinden karşılanabilir karşılanır. Afet Tehlike ve risk haritalarının yapılışlarına, hazırlanmasına, revizyonuna,  uygulanmasına ve sürecin denetimine yönelik işlemlere mevcut haritaların güncelleştirilmesine ilişkin usul ve esaslar Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile ortak hazırlanacak yönetmeliktele belirlenir.             

Risk ve zarar azaltma

MADDE 5- (1) İlgili kurum ve kuruluşlar; ulusal, bölgesel, yerel afet tehlike ve risk haritalarına göre alınması gereken risk ve zarar azaltmaya yönelik her türlü önlemleri almakla görevli ve sorumludur.

(2) Başkanlık, afet ve acil durumlara ilişkin tahmin, erken uyarı ve izleme sistemlerinin kurdurulması, geliştirilmesi ve işlettirilmesinin koordinasyonunu sağlar.

(3) İklim değişikliği ile ilgili çalışmaların afet risk azaltma stratejileriyle ilişkilendirilmesi konusunda Başkanlık gerekli koordinasyonu sağlar.

(4) Mevcut yapıların depreme karşı güçlendirme ve yenilenmesine ilişkin usul ve esaslar yönetmelikte belirtilir.

(5) Sorumluluk alanlarına göre, il özel idareleri, büyükşehir belediyeleri ve belediyeler tarafından yapı stoku envanteri ve kent bilgi sistemleri oluşturulur ve güncel tutulur. 

  

 

Afet Yönetim Sistemi açısından risk/zarar azaltma çok boyutlu bir süreçtir ve sürekliliğe sahiptir. Zarar azaltmanın tüm fonksiyonlarına Taslakta yer verilemeyeceğinden kapsayıcı nitelikte genel bir yaklaşımın sunulması yeterli olacaktır.

Risk ve zarar azaltma

MADDE 5- (1) İlgili Her kurum ve kuruluşlar; kişi afet yönetim sistemi ve stratejik plan kapsamında ulusal, bölgesel, yerel düzeyde afet tehlike ve risklerine  haritalarına göre karşı alınması gereken risk ve zarar azaltmaya yönelik her türlü önlemleri almakla görevli ve sorumludur.

(2) Başkanlık, afet ve acil durumlara ilişkin tahmin, erken uyarı ve izleme sistemlerinin kurdurulması, her türlü iş ve işlemin geliştirilmesi ve işlettirilmesinin koordinasyonundan u sağlar sorumludur.

(3) İklim değişikliği ile ilgili çalışmaların afet risk azaltma stratejileriyle ilişkilendirilmesi konusunda Başkanlık gerekli koordinasyonu sağlar.

(4) Mevcut yapıların depreme karşı güçlendirme ve yenilenmesine ilişkin usul ve esaslar yönetmelikte belirtilir.

•(5)  Sorumluluk alanlarına göre, il özel idareleri, büyükşehir belediyeleri ve belediyeler tarafından yapı stoku envanteri ve kent bilgi sistemleri oluşturulur ve güncel tutulur.

•(6)    

  

Kentsel dönüşüm

MADDE 6-  (1) Afet tehlike ve risk haritaları dikkate alınarak, afet ve acil durum riski taşıyan bölgelerdeki yerleşim yerlerinde nüfus, sanayileşme ve diğer sosyo-ekonomik ve fiziki gerekçeler dikkate alınarak kentsel dönüşüm ivedilikle gerçekleştirilir.

(2) Kentsel dönüşüme ilişkin planlar 1 nci fıkra hükümleri doğrultusunda sorumluluk alanlarına göre Büyükşehir belediyeleri, belediyeler ve il özel idarelerince yapılır ve uygulanır.

(3) Afet ve acil durum nedeniyle uygulanacak kentsel dönüşüme ilişkin usul ve esaslar Yönetmelikte belirlenir.

  

 

Gerek Deprem Şurası ve  KENTGES raporları gerekse konuya ilişkin bilimsel araştırmalarda vurgulandığı üzere kentsel dönüşüm yasal bazda bir imar mevzuatı sorunudur. İkincisi kentsel dönüşümün teknik kararlarında üst ölçekte hazırlanmış afet tehlike haritaları değil imar planına esas etütler ve/veya mikrobölgeleme gibi büyük ölçekli çalışmalar girdi sunar.

Diğer yandan kentsel dönüşümün halkın katılımına dayalı olarak yürütülmesi gereklidir.

Kentsel dönüşüm

MADDE 6-  (1) Afet tehlike ve İmar Planına esas jeolojik-jeoteknik etüt, mikrobölgeleme ve düzenlenmiş ise alt ölçek risk haritaları dikkate alınarak, afet ve acil durum riski taşıyan bölgelerdeki yerleşim yerlerinde nüfus, sanayileşme ve diğer sosyo-ekonomik ve fiziki gerekçeler ile İmar mevzuatının konuya ilişkin düzenlemeleri dikkate alınarak halkın katılımı katılımcı temelinde, kentsel dönüşüm ilgili mevzuatlarda  yetkilendirilmiş kurumlarca  ivedilikle gerçekleştirilir.

(2) Kentsel dönüşüme ilişkin planlar 1 nci fıkra hükümleri doğrultusunda sorumluluk alanlarına göre Büyükşehir belediyeleri, belediyeler ve il özel idarelerince yapılır ve uygulanır.

(3) Afet ve acil durum nedeniyle uygulanacak kentsel dönüşüme ilişkin usul ve esaslar Yönetmelikte belirlenir.

 

İmar planlarına afet verilerinin işlenmesi

MADDE 7- (1) Afete maruz alanların imar planlarına aktarılması, kadastro paftalarına işlenmesi ve bu alanlara ait tapu belgelerine şerh konulması zorunludur. Bu konuda sorumluluk ilgili idarelere aittir.

(2) İmar planına esas yerbilimsel, meteorolojik ve mikro bölgeleme etüt raporlarında belirlenen alanlar özelliklerine göre kullanıma uygunluklarının, imar planlarına işlenmesi, planlamaların bu veriler doğrultusunda yapılması zorunludur. Bu konuda sorumluluk, yetkili oldukları sınırlar içinde büyükşehir belediyesi, belediye veya il özel idaresine aittir.

  

 

Taslak genelinde müeyyidelerin takibi ve denetimine yönelik bir hüküm yeralmadığı gibi örneğin bu madde başlığındaki temel sorumlu olan Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ve diğer ilgili kurumları da sürecin dışında görmektedir.

 

Bu nedenle bu ve benzeri maddelerin Deprem Şurası ve  KENTGES kararları da gözetilerek kurumsal işbirliği temelinde geliştirilmesi uygun olacaktır.

 

Diğer yandan maddenin 2.fıkrasında "meteorolojik etüt" kavramına yer verilmiştir ki, bu tip etüt Taslakta hem tanımsızdır hem de işlevi belirsizdir.

İmar planlarına afet verilerinin işlenmesi ve arazi kullanım planlaması

MADDE 7- (1) Afete maruz alanların İmar planına esas jeolojik-jeoteknik etüt ve diğer etüt raporlarının  imar planlarına planlara aktarılması, arazi kullanım kararlarında girdi olarak alınması, Afete Maruz Bölgelerin kadastro paftalarına işlenmesi ve bu alanlara ait tapu belgelerine şerh konulması zorunludur. Bu konuda sorumluluk ilgili idarelere aittir.

(2) İmar planına esas yerbilimsel, meteorolojik ve mikro bölgeleme etüt raporlarında belirlenen alanlar özelliklerine göre kullanıma uygunluklarının, imar planlarına işlenmesi, planlamaların bu veriler doğrultusunda yapılması zorunludur. Bu konuda sorumluluk, yetkili oldukları sınırlar içinde büyükşehir belediyesi, belediye veya il özel idaresine aittir.

(3) Yürütülecek işlemlere ilişkin konular  Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca hazırlanan yönetmelikle belirlenir.

  

Arazi kullanım planlaması

MADDE 8- (1) İlgili kurum ve kuruluşlarca, yerleşmelerin genel arazi kullanım biçimleri, gelişme yön ve büyüklükleri, başlıca bölgeleme kararları, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunlukları, ulaşım sistemleri ile yapılaşmanın genel özellikleri çerçevesinde muhtemel afet tehlikesi ve riski dikkate alınarak, arazi kullanımı planlaması yapılır.

  

 

Yukarıdaki öneri çerçevesinde bu maddenin Taslak kapsamından çıkartılması  uygun olacaktır.

Arazi kullanım planlaması

MADDE 8- (1) İlgili kurum ve kuruluşlarca, yerleşmelerin genel arazi kullanım biçimleri, gelişme yön ve büyüklükleri, başlıca bölgeleme kararları, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunlukları, ulaşım sistemleri ile yapılaşmanın genel özellikleri çerçevesinde muhtemel afet tehlikesi ve riski dikkate alınarak, arazi kullanımı planlaması yapılır.

  

Yapılarda uyulacak esaslar

MADDE 9- (1) Afet tehlikesi ve riski altında bulunan bölgelerde; yeniden yapılacak, değiştirilecek, büyütülecek veya esaslı tamir görecek resmî ve özel bütün yapıların tabi olacağı teknik şartlar ve yerleşme esasları, yönetmelikte düzenlenir. Belediye sınırları ve varsa mücavir alanlar dahilinde ilgili belediye, bunun dışında kalan yerlerde, valilik ve kaymakamlıklar bu yönetmelik hükümlerinin uygulanmasını sağlamakla görevli ve sorumludur.

(2) Yönetmelikte belirtilen esaslara aykırı olarak yapılan binalar hakkında yukarıda belirtilen merciler tarafından sahiplerine tebligat yapılarak, en fazla altı aylık süre içinde hatanın ve tehlikeli durumun giderilmesi istenir. Verilen süre içinde sahipleri tarafından ıslah edilmeyen bina veya bina kısımları; kabul edilebilir mazeret hâlinde üç aylık ek süreden sonra belediye sınırları ve mücavir alan dâhilinde belediyece, diğer yerlerde ise valilik ve kaymakamlıklarca yıktırma parası yıkıntı malzemesinden karşılanarak, yetmemesi hâlinde mahallin imkânlarından yararlanılarak yıktırılır.

(3) Bu maddenin uygulanmasından, belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeler; belediye ve mücavir alan sınırları dışında ise valilikler sorumludur.

  

 

Yapılarda uyulacak usul esaslar, proje düzenleme esasları, deprem yönetmeliği,zemin ve temel etütleri, yapı malzemeleri yönetmelik ile TSE tarafından yayınlanan standartlar ile AB mevzuatı çerçevesinde yürürlüğe giren birçok yönetmelik ve standarda göre imar kanunu ve yapı denetimi kanunu çerçevesinde  doğrudan Bayındırlık ve İskan Bakanlığı yetkisinde tanımlanmıştır. Dolaysıyla konunun bu çerçevede değerlendirilmesi uygun olacaktır.

 

Taslakta "yapı" kavramı binaları da kapsayan geniş bir olgu olup,  Mühendislik yapıları bu tanımın içindedir. Dolaysıyla bu madde içeriğinde "binalara" ve "yapılara" ilişkin ifadeleri değiştirmek uygun olacaktır.

 

Yapılarda uyulacak esaslar

MADDE 9- (1) Afet tehlikesi ve riski altında bulunan bölgelerde; yeniden yapılacak, değiştirilecek, büyütülecek veya esaslı tamir görecek resmî ve özel bütün yapıların binaların tabi olacağı teknik şartlar ve yerleşme esasları, Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca hazırlanan yönetmelikle belirlenir yönetmelikte düzenlenir.  Belediye sınırları ve varsa mücavir alanlar dahilinde ilgili belediye, bunun dışında kalan yerlerde, valilik ve kaymakamlıklar bu yönetmelik hükümlerinin uygulanmasını sağlamakla görevli ve sorumludur.

(2) Diğer yapılar için yönetmelikler ilgili Kurumlarca hazırlanır.

             (3) Yönetmelikte belirtilen esaslara aykırı olarak.......

             (4)  Birinci fıkranın Bu maddenin  uygulanmasından belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeler; belediye ve mücavir alan sınırları dışında ise valilikler sorumludur.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Afet ve Acil Duruma Müdahale

  

 

Taslağın bu bölümünde "afet" ve "acil durum" kavramları eşdeğer kullanıldığı için her iki duruma yönelik müdahale yöntemleri aynı içerikte ifade edilmiştir. Bu durumun uygulamada sorun çıkartma potansiyeli taşıdığı inancındayız.

Bu bağlamda, bu bölümden  başlamak üzere Taslak metnindeki "acil durum" kavramının açıklığa kavuşturulması uygun olacaktır.

 

  

Afet İlanı

MADDE 16- (1) Genel hayatı etkileyecek nitelikte olduğu yetkili makamlarca değerlendirilen bir olay ortaya çıktığında, bir il dâhilinde valilikçe, birden çok ili kapsıyorsa Başkanlıkça afet ilanı yapılır.    

(2) Afet ilanıyla ilgili usul ve esaslar yönetmelikte belirlenir.

  

 

 "Afet İlanı" konusu oldukça belirsizdir. Bu ilanın ne anlama geldiği, hangi sonuçları yaratacağı Taslak içeriğinde ifade edilmemiştir.

 

Bu nedenle "afet ilanı" konusunun açıklığa kavuşturulması uygun olacaktır.

  

Genel hayata etkililik kararı

MADDE 17- (1) Olmuş veya muhtemel afet ve acil durumlarda, oluşan ya da oluşabilecek zararın, afete maruz yerin genel hayatına etkili olup olmadığına, yönetmelikte belirlenen usul ve esaslara göre etkilenen il valiliklerinin teklifi üzerine Başkanlıkça karar verilir.

.......

(4) Genel hayata etkililik kararı, afetin etkilediği meskûn yerlerin sayısı, afetin etkilediği alanın büyüklüğü gibi hususlar gözetilerek bölgesel düzeyde alınabileceği gibi; jeolojik etütlerin ve hasar tespitlerinin sonuçlarına veya afetin cinsi ve durumu da değerlendirilerek hazırlanacak diğer raporlara göre afetin meydana geldiği veya gelebileceği belirli bir yer için de alınabilir.

  

 

Taslağın değişik maddelerinde de belirtildiği üzere "acil durum" kavramı açık olmadığından örneğin bu maddede de ifade edildiği şekliyle acil durumlara dayalı etkililik olurunun nasıl alınacağı (hangi acil durumlar için geçerli vb) uygulama açısından  soru  işaretleri taşımaktadır.

 

Diğer yandan maddenin 4. Fıkrasında genel hayata etkililik kararı için dayanak gösterilen "diğer raporlar" ifadesindeki rapor tipi de açık değildir.

  

Görev ve Sorumluluklar

MADDE 19-(1) Olmuş veya muhtemel afet ve acil durumlarda;

.............

g) Kültürel miras ve her türlü vakıf eserlerinin; afet ve acil durumlar ile seferberlik ve savaş hallerinden dolayı zarar görmesini önlemek amacıyla, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü ile ilgili diğer bakanlık ve kurumlar tarafından gerekli tedbirler alınır.

h) Su baskınına uğramış veya uğrayabilecek bölgelerde dere ıslah çalışmaları belediye sınırları içerisinde belediyesince, belediye sınırları dışında ise il özel idarelerince Devlet Su İşlerinin bağlı bulunduğu Bakanlığın proje ve teknik desteği ile öncelikli olarak yaptırılır. Islah edilemeyen ve yerleşime uygun bulunmayan alanların imar planlarında Devlet Su İşlerinin bağlı bulunduğu Bakanlığın görüşü alınarak gerekli revize çalışmaları ilgili idarelerce yapılır.

 

 

Maddenin 1. fıkrasının (g) alt bendine doğal miras alanlarının da afet ve acil durumlara karşı korunması yönünde bir yaklaşımın maddeye eklenmesi uygun olacaktır.

Diğer yandan (h) alt bendindeki su baskınına ilişkin uygulamalar hem araştırma ve önlem geliştirme hem de planlara işlenmesi yönünden DSİ ve Bayındırlık ve İskan Bakanlığı sorumluluğunda olduğundan bu durumun genel hatlarıyla belirtilmesi uygun ve yeterli olacaktır.

Görev ve Sorumluluklar

MADDE 19-(1) Olmuş veya muhtemel afet ve acil durumlarda;

.............

g) Kültürel ve doğal miras ve her türlü vakıf eserlerinin; afet ve acil durumlar ile seferberlik ve savaş hallerinden dolayı zarar görmesini önlemek amacıyla, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü ile ilgili diğer bakanlık ve kurumlar tarafından gerekli tedbirler alınır.

h) Su baskınına uğramış veya uğrayabilecek bölgelerde dere ıslah çalışmaları belediye sınırları içerisinde belediyesince, belediye sınırları dışında ise il özel idarelerince Devlet Su İşlerinin bağlı bulunduğu Bakanlığın proje ve teknik desteği ile öncelikli olarak yaptırılır. Islah edilemeyen ve yerleşime uygun bulunmayan alanların imar planlarında Devlet Su İşlerinin bağlı bulunduğu Bakanlığın görüşü alınarak gerekli revize çalışmaları ilgili idarelerce yapılır. Su baskını ve yamaç sellenmesi konularında ilgili kurumlarca hazırlanan düzenlemelere uygun davranılır.

İtiraz, süre, tahliye, yıkım

Madde 30-..............

.............

(10) Köy ya da beldelerde genel hayata etkili olmuş veya muhtemel bir afet ve acil durum nedeniyle, bir kısmının taşınarak köyün ya da beldenin bölünmesi halinde bütünlüğün sağlanması amacıyla geriye kalan meskûn topluluğun da taşınmasına Bakanlar Kurulunca karar verilir.

 

  

  

  

  

 

Taslağın 30. Maddesinin 10.fıkrasındaki bu düzenleme halen yürürlükte olan 5543 sayılı İskan Kanunu ile ilgili bir noktayı düzenlemekte olup Taslak metninden çıkartılması uygun olacaktır.

İtiraz, süre, tahliye, yıkım

Madde 30-..............

.............

(10) Köy ya da beldelerde genel hayata etkili olmuş veya muhtemel bir afet ve acil durum nedeniyle, bir kısmının taşınarak köyün ya da beldenin bölünmesi halinde bütünlüğün sağlanması amacıyla geriye kalan meskûn topluluğun da taşınmasına Bakanlar Kurulunca karar verilir.

  

  

İnşaat ve imar planı işleri

MADDE 43- (1) ..........

(2) .........

(3) İnşaat ve imar planı hazırlanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikte belirlenir.

İmar ve planlamaya ilişkin olarak 3194 sayılı Kanun ve bu kanuna dayanılarak çıkarılmış onlarca yönetmelik bunmasına rağmen bir de Taslakta imar yönetmeliği çıkarılmasının öngörülmesi zaten  kaos içindeki kentleşme ve planlama süreçlerini daha da karmaşık hale getirecektir. Bu nedenle 3. fıkranın madde metinden çıkarılması uygun olacaktır.

 

İnşaat ve imar planı işleri

MADDE 43- (1) ..........

(2) .........

(3) İnşaat ve imar planı hazırlanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikte belirlenir.

Arazi sağlanması, parselasyon, tapuya tescil ve tahsis

MADDE 44- (1) Yeni yerleşme yeri olarak tespit edilen alanlar içindeki taşınmaz mallardan Vakıflar Genel Müdürlüğü taşınmaz malları ile Hazineye ait taşınmaz malların bir kamu hizmetine tahsis edilenleri hariç olmak üzere; Hazine‘ye ait taşınmazlar, tescil ve kadastro haricî araziler, özel idareye, belediyeye, köy tüzel kişiliğine ait taşınmazlar ile meralar, ayrıca orman ve zeytinlik vasfını kaybetmiş hazine arazilerinden ihtiyaca yetecek miktarı Valiliğin isteği üzerine bedelsiz olarak tahsis ve temlik olunur.

(2) ................

Orman alanlarından arazi sağlanması

MADDE 47- .......

............

 

Hem Anayasaya, hem de Zeytinciliği Koruma Kanununa aykırılık teşkil eden 44.maddedeki  üstü çizilen ibareler ile 47. maddenin tümden Taslaktan çıkartılması uygun olacaktır.

Arazi sağlanması, parselasyon, tapuya tescil ve tahsis

MADDE 44- (1) Yeni yerleşme yeri olarak tespit edilen alanlar içindeki taşınmaz mallardan Vakıflar Genel Müdürlüğü taşınmaz malları ile Hazineye ait taşınmaz malların bir kamu hizmetine tahsis edilenleri hariç olmak üzere; Hazine‘ye ait taşınmazlar, tescil ve kadastro haricî araziler, özel idareye, belediyeye, köy tüzel kişiliğine ait taşınmazlar ile meralar, ayrıca orman ve zeytinlik vasfını kaybetmiş hazine arazilerinden ihtiyaca yetecek miktarı Valiliğin isteği üzerine bedelsiz olarak tahsis ve temlik olunur.

(2) ................

Orman alanlarından arazi sağlanması

MADDE 47- .......

............

Alt yapı ve inşaat

MADDE 49- (1) Afete uğrayanlara veya uğraması muhtemel olanlara, inşaat ve onarım için ne şekilde yardım yapılacağı, miktarı, istekliler arasında gözetilecek sıra esasları, müracaat ve istek şekilleri, inşa olunacak bina yerleri, sayıları, tipleri, yapı şartları, inşa tarzları, çeşitli kısımların boyutları ve diğer hususlar Başkanlıkça takdir ve ifa olunur.

Bir çırpıda Taslaktaki tüm düzenlemeleri silen ve imar planı, bina inşaatı vb konularda Başkanlığın takdirini tek yetkili nokta haline getiren bu fıkra tarafımızdan anlaşılamamıştır. 

Ayrıca bu fıkradaki ifadeleri madde başlığı ile de uyuşmadığı açıktır.

Alt yapı ve inşaat

MADDE 49- (1) Afete uğrayanlara veya uğraması muhtemel olanlara, inşaat ve onarım için ne şekilde yardım yapılacağı, miktarı, istekliler arasında gözetilecek sıra esasları, müracaat ve istek şekilleri, inşa olunacak bina yerleri, sayıları, tipleri, yapı şartları, inşa tarzları, çeşitli kısımların boyutları ve diğer hususlar Başkanlıkça takdir ve ifa olunur.

 


Okunma Sayısı: 3211