TMMOB Odalar 22 Kasım 2024, Cuma
Yayınlayan Birim: GENEL MERKEZ
Yayına Giriş Tarihi: 19.08.2010
Güncellenme Zamanı: 06.06.2011 10:24:23

Türkiye tarihsel bir sorununun, Kürt sorununun etrafında dönüp duruyor. Kaynaklarını, zamanını ama her şeyden öte çocukları başta olmak üzere insanlarını, geleceğini harcıyor.

Türkiye‘nin çatışmasız bir ortam içerisinde olmasından kendi çıkarları açısından yarar görmeyen çok sayıda gücün var olduğunu, elbette biliyoruz. Özellikle son olarak yaşadığımız İnegöl ve Dörtyol olayları bu güçlerin arzu ettikleri ortamın yeni eşiği ve sürdürülebilirliği açısından ne kadar yol alındığını da göstermektedir.

Oysaki bu çatışma ortamı Türkiye‘de yaşayan Türk-Kürt, Alevi-Sünni, kadın-erkek, çocuk-yaşlı işçi ve emekçi çok büyük bir kesimin yararına değildir. Her türlü kaybın ötesinde öldürülen biziz.

Bizim çıkarımız silahların sustuğu, çatışmanın olmadığı, toplumsal gerilimin azaldığı, sorunun demokratik çözümüne yönelik girişimlerin önünün açıldığı ve bizzat Hükümet‘çe bu yönde gereğinin yapıldığı bir süreçtedir.

Hükümet bir irade olarak bu yönde adım atmamak için sıklıkla, birçoğunu da kendisinin yarattığı bahanelerin arkasına saklanmaktadır. En başta ise yapılan saldırıları göstermektedir. Hiç birini tasvip etmeyeceğimiz her türlü saldırının sorunun çözülmesi için tesis edilecek ortamı zorlaştırdığı bilinmektedir. Ancak bu anlamda AKP iktidarında çatışmasız ama çözüm için hiçbir şey yapılmayan boşa geçirilmiş yılların, "sorun var diye inanırsan sorun olur. sorun yok dersen sorun ortadan kalkar. biz diyoruz ki, bizim için böyle bir sorun yok" yaklaşımının olduğunu biliyoruz.

Bugün herkesin, başta Meclis‘teki partiler olmak üzere, dünden farklı olarak  sonuçlardan duyulan kaygı, endişe, korku, öfke ve üzüntü temelli tepkiler yerine sorunun     çözümüne (demokrasi, barış, kardeşlik ve haklar temelinde ortak vatanda bir arada yaşamaya) odaklanarak sorumlu davranması gereken bir eşikteyiz. Yaşadığımız son ayların ve bir kez daha tekrar edersek İnegöl, Dörtyol olaylarının acısı, dehşeti ve böyle giderse engellenemezliği hepimize yeterli bir uyarı olmalıdır.

Birkaç gün önce açıklanan "eylemsizlik kararı" bu nedenle çok önemlidir. Gizlemeden söyleyelim: hepimize bir nefes aldırmıştır, memnun etmiştir. Hiçbir siyasi grup ama özellikle de Hükümet, kamuoyu ile bu kararı "okuyan" spekülasyonları değil, sunduğu çatışmasız ortamı barış ve sorunun çözümü adına nasıl değerlendireceğini paylaşmalıdır.

Beklentimiz çok açıktır: sorunun gerçek çözümünü sağlayacak, çatışmasızlık ortamını sürdürülebilir kılacak, güven verecek, demokratik zemini tesis edecek kolaylaştırıcı adımlar atılmalıdır.

Bizler dün olduğu gibi bugün de toplumun hassasiyetlerini bilen, her türlü acıyı hisseden ve hürmet eden bir duyarlılıkla üzerimize düşen her görevi yerine getirmeye hazırız.

Biliyoruz ki bizlerin çabası kadar ve daha önemli olan Hükümet‘in yaklaşımı ve atacağı adımlardır. Sınırlı zamanın boşa geçirilmemesi çok kritiktir. Sorumluluk almamanın, geçiştirmenin ise vebali çok ağır olacaktır.

 

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu DİSK
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu KESK
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği TMMOB
Türk Tabipleri Birliği TTB

 


Okunma Sayısı: 3183