TMMOB Odalar 21 Kasım 2024, Perşembe
Yayınlayan Birim: GENEL MERKEZ
Yayına Giriş Tarihi: 11.02.2006
Güncellenme Zamanı: 11.02.2006 11:28:22

 

BASINA VE KAMUOYUNA

TMMOB-JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI’NIN

NİKSAR (TOKAT) DEPREMİ ÜZERİNE SPEKÜLASYONLARA İLİŞKİN BASIN AÇIKLAMASI

Fırat Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Metal Eğitimi Bölümünden bir Profesörün “DEPREMLERİN OLUŞU HAKKINDAKİ BİLİMSEL GÖRÜŞLERİM VE NİSAN 2006‘‘DA TOKAT İLİNDE OLACAĞINI DÜŞÜNDÜĞÜM DEPREMLE İLGİLİ AÇIKLAMALARIM” adıyla gönderdiği mektupların TOKAT ilinde önemli yansımalar yaptığı, kamuoyunda telaş yarattığı basından öğrenilmiştir.

TOKAT-NİKSAR bölgesi Ülkemizin en aktif tektonik faaliyetlerinin izlendiği Kuzey Anadolu Fayı (KAF) ile Ezine Pazarı Fayının kesiştiği noktada yer almaktadır. Her iki fay diri fay özelliğinde olup, Kuzey Anadolu Fayı 7 ve daha fazla büyüklükte deprem üretebilecek tektonik özelliğe sahiptir. Bu hususta jeolojik veri ve değerlendirmeler uzmanlarca zaman zaman dile getirilmiştir. 1942 yılında meydana gelen Niksar-Erbaa Depremi Tokat yöresinde büyük can kaybı ve yıkıma neden olmuştur.

Türkiye’nin jeolojik özellikleri ve aktif tektonizması göz önüne alındığında, ülkemiz yerleşim alanlarının deprem riskiyle karşı karşıya kaldığı; aslında bir doğa olayı olayın depremin düşük standartlarda sağlıksız ve yasadışı bir yapılaşma, ranta dayalı hızlı ve düşük nitelikli kentleşme, bilimsel normlara dayalı arazi kullanım ve yer seçimi kararlarının rantsal kaygılara yenik düşmesi vb faktörler nedeniyle AFETE dönüştüğü bilinmektedir. Siyasi iktidarların afet zararlarının azaltılmasına yönelik kalıcı politikalar oluşturamaması yurttaşlar arasında afet olaylarına karşı SUBJEKTİF YAKLAŞIMLAR gelişmesine uygun ortam yaratmıştır. TOKAT’ta yaşanan telaş, bilimsel temellerden yoksun bir açıklamanın yöre halkı üzerinde etkili olması bunun somut bir örneğidir.

1999 Depremlerinin acı faturası sonrasında halkımızın depreme karşı son derecede hassas olması doğaldır. Deprem gibi hassas bir konuda bilimsel herhangi bir çalışma yapmadan ve jeolojik verilerden yoksun bir şekilde depremin oluş tarihini verecek düzeyde açıklamalar yapılması son derecede sakıncalıdır.

Bütün dünyada depremin önceden bilinmesine yönelik bilimsel temellerde konuyla ilgili meslek disiplinlerince sürdürülen çalışmalar bilinmektedir. Ancak bu araştırmalardan hala kesin bir sonuç alınamamıştır. Bugünkü teknoloji ile belirli tahminler yapılabilse de kesin bir sonuç alınamamıştır.

Ülkemizin jeolojik gerçekliği ve yerleşim alanlarımızın “birer risk havuzuna” dönüşmüşlüğü karşısında tüm toplumun öncelik vermesi gereken nokta, DEPREME HAZIRLIKLI OLMAK ve AFET ZARARLARINI AZALTICI çalışmalardır. Bu nedenle TOKAT ve çevresinde yaşayan yurttaşlarımızın spekülasyonlara inanmak yerine depreme hazırlıklı olmayı kendilerine rehber edinmeleri gereklidir.

Hepimiz için en temel konu, AFETLERE KARŞI DİRENÇLİ BİR TOPLUM OLMANIN mekanizmalarını yaratmaktır.

Saygılarımızla

11.02.2006

TMMOB-Jeoloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu


Okunma Sayısı: 3169