Ekonomik siyasal alanda yaşanan kriz derinleşerek sürüyor.AKP Hükümeti yaşanan kriz sürecine yönelik olarak ekonomi politikalarında değişiklik olmayacağını, kamu kuruluşlarının ve kamusal hizmetlerin özelleştirmelerine, işsizliğe, yoksulluğa ve açlığa yol açan liberal politikalarına devam edeceklerini açıklamışlardı.Bu politikaların devamı olarak 2001 yılından itibaren özelleştirmeye başlanılan Tekel de özelleştirmenin 2010 yılında da süreceğini,fabrikaların kapatılacağını açıkladılar. Şimdi yaprak tütün ve tuz işletmeleri özelleştiriliyor. Bu işletmelerde 12 bin işçi kaldı. 2001‘de Tekel çalışanı sayısı 31 bindi.
Tekel işçilerinin ekmek, iş ve aşlarını kaybetmemek için dile getirdikleri taleplerini görmezden gelen iktidara karşı Ankara‘ya yaptıkları yürüyüşle süren mücadele süreci baskı ve zorbalıkla yok edilmeye çalışılıyor. Adana, Adıyaman, Ankara, Amasya, Aydın, Batman, Bursa Bitlis, Denizli, Diyarbakır, Hatay, İstanbul, İzmir, Malatya, Manisa, Muğla, Muş, Siirt, Samsun, Tokat ve Trabzon‘dan binlerce işçiyi temsilen gelen Tekel işçilerini muhatap kabul etmeyen hükümet, şiddet kullanarak demokratik hak ve talepler karşısındaki fütursuz tavrını Tekel işçilerine karşıda gösteriyor. AKP Parti binası önüne yürüyen işçilere 16 Aralıkta yapılan saldırı 17 Aralıkta Abdi İpekçi Parkı‘nda da devam etti.
17 Aralıkta, bir kış gününde, işçileri Abdi İpekçi Parkının havuzuna döken AKP baskı ve zorlamayla sorunların üzerini örtmeye toplumu tepkisizleştirmeye çalışıyor. Sorunlar karşısında ezilen, dışlanan, işini kaydeden kısaca emek ve demokrasi mücadelesi içinde birlikte olacak kesimlerin bir araya gelmelerinden korkuyor Tekel işçileriyle dayanışma için toplumun her kesiminden insanların . Abdi İpekçi Parkında bir araya geldiklerini gördüler. Mühendisler, doktorlar, Kamu çalışanları, işçiler, öğrenciler, kadınlar, kısacası toplumun tüm kesimleri Tekel işçilerinin yanındaydı. Bu görüntüden rahatsız olundu. Çıkarları ortak olanları bir araya getirecek süreçlere müdahale etmek egemenler için hayati(!) bir önem taşıyordu. 17 Aralıkta ki saldırı bu nedenle yapıldı.
Tekel işçilerine saldırıların yapıldığı bu günlerde 25 Kasımda hak direnişinde bulunan kamu çalışanlarının eylemleri nedeniyle Demiryolu çalışanlarından Birleşik Taşımacılık Sendikası (BTS) ÜYESİ 30 çalışanı açığa almaktan çekinmeyen AKP‘nin Demokratlığı ve Demokrasi anlayışı bir kez daha ortaya çıktı.
17 Aralıkta saldırının yapıldığı günde Başbakan Konya da Mevlanayı anma etkinliklerinde ‘‘Hoşgörü Günü‘‘nde hoşgörüden bahsetmesi de yaşadığımız traji komik süreçler açısından gerçekten manidar. Hoşgörü gününde saldırı, Demokratik Açılım sürecinde yok etme ve saldırı olguları AKP‘nin Adaletinin de, Kalkınma anlayışının da parlak örnekleri olarak toplum belleğinde yerini alacaktır.
AKP Neoliberal vahşi kapitalizmin Türkiye deki uygulayıcılarının koçbaşıdır.
Demokrasi mücadelesi verenlere, Emekçiler karşı geleneksel baskı ve şiddet politikalarını devam ettiren AKP,
Türkiye yi demokratikleştiremez.
Toplumsal Adaleti sağlayamaz.
Kalkınmayı gerçekleştiremez.
AKP‘nin Adaleti Adeletsizlik /Eşitsizlik, Kalkınması egemenlerin kalkınmasıdır.
Tekel işçileri, Demiryolu emekçileri yalnız değildir.
Yaşasın örgütlü mücadelemiz!
Yaşasın işçilerin, ezilenlerin birlikteliği.
TMMOB JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
YÖNETİM KURULU
18.12.2009
Okunma Sayısı: 3139