Ulukışla‘da Gümüştaş Şirketinin siyanürle altın işletmeciliğine yönelik çabaları son günlerde giderek hız kazandı. Bu gelişme bölgede yaşayanlarda büyük bir kaygı ve endişeyle karşılanmaktadır. Gümüştaş Şirketi, Bolkar Dağları eteklerinde yaptığı maden arama faaliyeti sonucunda işletmeyi önce Bolkar dağlarının zirvesindeki Maden Köyüne yapacağını açıklamıştı. Daha sonra bu bölgede kuracağı işletmenin çıkaracağı zehirli ve öldürücü atıkların, bölgenin yeraltı sularına karışacağına yönelik bilimsel raporlar soncunda işletmeyi bu köye kurmaktan vazgeçmiştir.
Fakat bu kez işletmenin yine Bolkar Dağları eteklerindeki Porsuk ve Hasangazi köylerine taşınmaya karar verildi. Bunun için de şirket, Porsuk Göleti civarındaki 27 dönüm araziyi İl Özel İdaresinden satın almak için girişimlere başladı. Şirketin satın almak istediği arazi, daha önce köylerin tarımsal sulama ihtiyacını sağlamaya yönelik göletin bitirilmesi için kamulaştırılmıştı.
Gölet için kamulaştırılan bu alan şimdi, siyanür atık havuzu olarak kullanılmak üzere İl Özel İdaresi tarafından ihaleye çıkarılıyor. On iki Ağustos tarihinde bu alan ihaleye çıkarılmış ve bölge halkının yoğun tepkisi sonucu ihaleye katılan olmamıştı. Ancak, iki eylül tarihinde il encümeni aldığı karar ile bu alanın satışı için on altı eylülde tekrar ihaleye çıkılmasına karar verdi. Bu karar, bölgede yaşayan halkın tepkilerinin göz ardı edilmesi nedeniyle büyük bir tepki topladı. Oysa ki siyanürlü altın işletmeciliğine geçilmesinin ilk aşaması olan arama faaliyetine halk ilk örgütlü tepkisini, üç Nisan tarihinde şirketin ÇED raporunu almak için yapmak zorunda olduğu "halkın katılımı" toplantısında gösterdi. Yöre köyleri, altın madenini istemedikleri için bu toplantıyı boykot etti ve toplantı yapılamadı.
Bunun ardından 30 mayıs 2009 tarihinde maden köyünde geniş katılımlı bir miting ile altın madeninin kurulmasına karşı tepkiler dile getirildi. Bölge halkı on bin imza toplayarak valilik ve ilgili mercilere siyanürlü altın işletmesi istemediklerini ilettiler. Bu şirketin altın arama ruhsatlarının iptali için başvuruda bulundular. Halkın bu tepkisine rağmen köylerin sulama göleti ve alanı ihale ile satılmak isteniyor.
Ülkemiz son yıllarda altın şirketleri için çok karlı bir yatırım alanı haline geldi. Bergama‘da, Eşme‘de, Tunceli‘de bu acı gerçeği yakından gördük ve yaşadık. Buna karşın devlet, altın madencilerine karşı halk tepkisini görmezden geliyor. Bu antidemokratik yönetim anlayışının sonuçlarının ağır olacağı hükumetler tarafından görülmelidir. Tarım ve hayvancılığı bitiren, tarihi ve kültürel değerleri yok eden, doğada onarılmaz yıkımlara yol açan, bölge halkını ekonomik ve sosyal açıdan yok eden siyanürlü altın madenciliğinin ülkemize bir katkısının olmadığı görülmelidir.
Altın madenciliği sonucunda ülkemizin doğal varlıklarının yağmalanması yetmiyormuş gibi, bu varlıkların ekonomik değere dönüştürülmesi sonucunda elde edilen ürünler de ülke dışına çıkarılmaktadır. Buna karşın, her türlü kir ve atık ise ülkemizde kalmaktadır. Bu durum Ulukışla için de geçerlidir. Ulukışla bölgesinin temel geçimi tarım ve hayvancılıktır. Bölgede kiraz, halk için altından çok daha değerlidir. Altın madeni işletilecek havza, Çukurova bölgesinin su varlıklarının kaynağıdır. Burada ortaya çıkacak ekolojik bir felaketin sonucunu, sadece Ulukışlalılar değil aynı zamanda Çukurova bölgesi de yaşayacaktır.
Dere Yatağına Altın Madeni
Toprağın, suyun, havanın yağmalanmasının, dere yataklarında yapılaşmaya izin vermenin sonuçlarını yaşadığımız sel felaketleri ile alıyoruz. Ulukışla‘da dere yataklarına altın madeni kurulmasının sorumluğunu hiçbir siyasi iktidar üstlenemez. Bu nedenle Niğde İl Özel idaresinin ihaleyi iptal etmesini ve bölgede tarım ve hayvancılığın geliştirilmesine yönelik bir açılım bekliyoruz. Siyanürlü altın madenciliği bölgede köylerin boşalmasına, Bolkar Dağlarının doğa güzelliklerinin yok olmasına neden olacaktır. Bu nedenle, Bolkar Dağları Platformu tarafından, Niğde İl Özel İdaresi‘nin altıncılara toprak satışına yönelik 16.9.2009 tarihindeki ihalenin iptali için, aynı gün düzenleyeceği mitingin siyasi sorumluluk üstlenenler tarafından doğru anlaşılmasını bekliyoruz.
Bizler, köylerin boşaltılması sonucunu doğuran, kentleri yaşanmaz kılan, şirketleri zengin eden; doğayı ve toplumu fakirleştiren kalkınma politikalarının ülkeyi yok oluşa sürüklediğini bir kez daha vurguluyoruz. Bu nedenlerle yönetenlere sesleniyoruz, Ulukışla‘da bir an önce altın madenciliği politikasından vazgeçin. Bu nedenlerle 16 Eylül 2009 tarihinde gölet alanındaki satışa yönelik ihaleyi durdurun.
Bizler Bergama, Eşme, Ulukışla‘da ve tüm Türkiye‘de toplumun ve doğanın birlikte yaşamasına yönelik politikalar oluşturulması için mücadele ediyoruz Dünyamızı işgal politikalarına karşı dipten gelen dalgaya, halkın ve doğanın çığlığına kulak veriyoruz. Bunun için de 16 Eylül 2009 tarihinde Bolkar Dağları Platformu‘nun sesine ses veriyoruz: Biz aşağıda imzası bulunan örgütler, Ulukışla‘da altın madencilerine karşı direnişle, Bolkar Dağları Platformuyla birlikte yürümeye devam edeceğiz.
Ayamama Son Durak Beyaz Adımlar Platformu Çağdaş Hukukçular Derneği DOĞADER, Donkişot Çevre Akademisi Ekoloji Kolektifi, EKODER, GDO‘ya Hayır Platformu Gemlik Doğal Hayatı ve Hayvanları Koruma Derneği (GEMDOHAY) Gemlik Satranç Kulübü, Gemlik Yaşam Atölyesi İmeceevi, İmece Toplumun Şehircilik Hareketi, Kentsiz, KESK, Nilüfer Yerel Gündem 21, Osmaniye Çevre Platformu, Sorgun Platformu Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri (SES) Sendikası Tüketici Dernekleri Federasyonu, Tükoder, Tüketici Hakları Derneği, Turizm ve Çevre Gazetecileri Derneği TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, TMMOB Kimya Mühendisleri Odası, TMMOB Metalürji Mühendisleri Odası, TMMOB Peyzaj Mimarları Odası, TMMOB Şehir Plancıları Odası, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası |
|
| |
| |
|
Okunma Sayısı: 3152