TMMOB Odalar 21 Kasım 2024, Perşembe
Yayınlayan Birim: GENEL MERKEZ
Yayına Giriş Tarihi: 21.07.2009
Güncellenme Zamanı: 21.07.2009 14:05:39

Bundan tam üç yıl önce Sinop‘ta düzenlenen Nükleersiz Yaşam Şenliği‘nde, Soner Balta‘yı, kardeşi Öner Balta‘yı ve Güneş Korkmaz‘ı Karadeniz‘e verdik.

"Nükleere İnat Yaşasın Hayat" için hayatlarını veren gençlerimizi kaybedişimizin üçüncü yılında, onları duygu ve düşüncelerini yaşatarak bir kez daha anıyoruz.

Nükleersiz bir yaşam yolundaki kayıplarımızın ardından geçen bu üç yıllık sürede, AKP İktidarı‘nın nükleer santral kurma inadı geniş kesimlerin muhalefetine rağmen hala sürmektedir.

Mersin ve Sinop‘ta başta yöre halkı olmak üzere tüm duyarlı kesimlerin gerçekleştirdiği mitinglere, nükleer santral karşıtı yüz bin imzaya, bilim insanlarının, meslek odalarının, sendikaların açıklamalarına karşı sürdürülen bu nükleer santral macerasındaki yakın süreci NKP olarak bir kez daha kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz.

AKP Hükümeti, 8 Mayıs 2007 tarihinde 5654 sayılı Nükleer Güç Santrallerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışına İlişkin Kanun‘u TBMM Genel Kurulu‘ndan geçirmiş, ancak daha sonra yasanın bazı maddeleri bir kez Cumhurbaşkanı‘ndan ve bir kez de Anayasa Mahkemesi‘nden geri dönmüştür.

Yeniden düzenlenen yasasından, yönetmeliğine, teknoloji seçiminden, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) ölçütlerine kadar; nükleer santral kurulmasına yönelik her aşama, "ciddiyetsizlik, duyarsızlık, geniş toplum kesimlerini yok sayma" anlayışıyla sürdürülmüştür.Sonuç olarak TETAŞ tarafından yapılan ihaleye yalnızca 1 firma katılmıştır.

Yasa ve yönetmelikteki yarışma koşulları ortadan kalkmış olmasına rağmen hukuksuz ihaleye devam edilmiş, tek firmanın fiyat teklifinde ise kilovat saat başına 21.16 sent fiyat verdiği görülmüştür. Verilen bu fiyatın gerek Türkiye‘deki elektrik fiyatları, gerekse dünyadaki elektrik fiyatlarına göre, hatta nükleer santrallerde üretilen elektrik fiyatlarına göre oldukça fahiş bir rakam olduğunun ortaya çıkması üzerine yönetmeliğe aykırı olarak katılımcı firma teklifini revize etmiştir.

Yarışma Komisyonu‘nun olumsuz görüşüne rağmen, revize teklifin değerlendirmeye alınması için çeşitli baskı ve hukuka aykırı uygulamalara başvurulmuş, garip bir şekilde TETAŞ süreci tamamlanmış, ihale dosyası Enerji Bakanlığı‘na gönderilmiştir. Yeni Enerji Bakanı kendisine gelen dosyalarda "mütereddit" durumlar bulunduğunu, bu nedenle detaylı inceleme istediğini söylemiştir. İptal edilmesi gerektiği açık olan bir ihale zorla sürdürülmekte, iktidar eliyle "mütereddit" haller yaratılmakta, bu durumdan da faydalanılarak ihale sonuçlandırılmaya çalışılmaktadır.

Nükleer ihale süreci skandal gelişmelerin ötesinde açıkça hukuka aykırı uygulamalar içerirken, tek katılımcılı ihalenin birkaç ay içinde sonuçlandırılacağı yeni Enerji Bakanı tarafından açıklanmıştır.

Bakanlar Kurulu‘nun Yarışma Komisyonu‘nun olumsuz görüşünü yok sayarak ihaleyi sonuçlandırmasını kamu yararı ve hukukun gerekleri açısından kabul etmek mümkün değildir. Daha fazla hukuksuzluğa ve şaibeye yol açılmadan 86 milyar dolarlık kamu zararına yol açacak bu ihale iptal edilerek, nükleer santral kurma macerasından hemen vazgeçilmelidir.

Nükleersiz bir hayat yolunda yitirdiğimiz gençlerimizi anarken Nükleer Karşıtı Platform olarak bir kez daha ifade ediyoruz ki;

-        Nükleer santral kurulması ülkenin enerji ihtiyacından değil, siyasal bir tercihten kaynaklanmaktadır.

-        Ülkemizde yaşanacak bir elektrik açığının nedeni, enerji alanından kamunun çekilerek bu hizmetin sermayenin rant alanı haline getirilmesi olacaktır.

-        Enerji sorununun nedeni de çözümü de nükleer santraller değildir.

-        Bu ülkenin değerlendirilmeyi bekleyen hidrolik, rüzgar, jeotermal, güneş, linyit ve biyoenerji gibi yerli ve yenilenebilir kaynakları dururken nükleer enerjiye ihtiyacı yoktur.

-        Türkiye‘nin kendi potansiyelini değerlendirmesi durumunda bile önümüzdeki 30 yıllık talebi karşılayabilecek kaynağı mevcuttur.

-        Enerji tasarrufu ve verimliliği ile ülkedeki yüzde 30‘lara varan enerji tasarrufu potansiyelinin yüzde 15‘lik bölümü hiçbir harcama gerektirmeyen, sadece bilinçlenme ve planlama ile kazanılabilecek bir haldedir.

Bu gerçekler ortadayken;

-        Çok büyük ve geri dönülemez bir çevre kirliliği, risk ve toplumsal maliyet yaratan,

-        Finansman -yatırım-işletim-söküm maliyetleri açısından en pahalı,

-        Yakıt ve teknoloji olarak dışa bağımlı,

-        Hala çözülemeyen radyoaktif atık sorunu bulunan,

-        Ekolojik dengeyi bozan,

-           Kaza-risk açısından üretim güvenilirliği en tehlikeli enerji üretim teknolojisi olduğu yaşanarak görülmüş olan ve dünyada miadını dolduran NÜKLEER SANTRALLARDAN VAZGEÇİLMELİDİR:

Bütün bu bilimsel, teknik ve toplumsal gerçeklerin yanı sıra yasasından yönetmeliğine kadar; ciddi eksikli bir düzenlemeyle, hukuka aykırı süreçlerin işletildiği; teknoloji seçiminden, TAEK ölçütlerine kadar; her aşaması ülke geleceğini ve canlı yaşamını tehlikeye atan NÜKLEER SANTRAL İHALESİ DERHAL İPTAL EDİLMELİDİR.

AKP Hükümeti‘ni, nükleer maceradan biran önce vazgeçerek, insana ve doğaya duyarlı temiz enerji kaynaklarına yönelmeye, ülkenin öz kaynaklarını kamusal bir hizmet anlayışı ve planlama ile değerlendirmeye çağırıyoruz.

Nükleersiz bir yaşam mücadelesinde Karadeniz‘e verdiğimiz üç gencimizi anarken bir kez daha ifade ediyoruz.

Ne Türkiye‘de ne dünyanın herhangi bir yerinde nükleer santral istemiyoruz.

Nükleere inat, yaşasın hayat...

  

  

21.07.2009

  

NÜKLEER KARŞITI PLATFORM

 

 

 

 

 

 

 

 

SONER ÖNER GÜNEŞ‘İ ANMA PROGRAMI

 

22 Temmuz 2009

Mezar Anması

Saat 17.30, Karşıyaka Mezarlığı

 

23 Temmuz 2009

Şiir Dinletisi

Mehmet ÖZER

  

Söyleşi "Gençlik ve Muhalefet"

Temel DEMİRER

Metin ÖZUĞURLU  

 

Saat 18.00, EMO Ihlamur Sokak No:10


Okunma Sayısı: 3137