BASINA VE KAMUOYUNA
12 Mart Gazi katliamı ve 12 Mart darbesinin yıldönümünde; sorumlulardan hesap sorulması, gerçeklerin açığa çıkarılması gerekiyor!
Tarihimizin iki karanlık olayının tarihi 12 Mart; birinin üzerinden 14 diğerinden tam 38 yıl geçti, ancak ülkeyi karanlığa boğanlar hala yargılan(a)mamıştır, mahkeme karşısına çıkmamışlardır.
Tarih 12 Mart 1971; "Parlamentoyu feshetmeden ekonomik gelişmeyi aşan sosyal gelişmenin önünü kesmek gerekir" diyen darbe lideri Memduh Tağmaç‘ın diğer darbeci generallerle birlikte Nihat Erim‘e bir teknokratlar hükümeti kurdurttukları 12 Mart 1971 darbesi ve daha sonraki yaşanan süreç ile toplumsal uyanışın önüne geçilmek, emekçilerin, halkın özgür sömürüsüz bir dünya mücadelesinin önü kesilmek istendi.12 Mart darbesi ile emperyalizm ve işbirlikçilerinin düzenlerini koruma ve konumlarını sağlamlaştırmaları sağlanmaya çalışılmış, toplumsal özgürlük mücadelesinin önüne geçilememiş, emperyalizmin uluslar arası finans kurumları eliyle dayattığı "24 Ocak İstikrar Paketi" ile ekonomide liberal politikalarını rahatça hayata geçirileceği bir siyasal, toplumsal ortam 12 Eylül 1980 askeri darbesiyle sağlanmıştır.
Tarih 12 Mart 1995; İstanbul Gazi Mahallesi‘nde bulunan; Dostlar, Cihan, Yavuz, Kardeşler ve Doğu Kıraathaneleri, ticari bir taksiden açılan ateşle taranmıştır. Bu olay sonunda bir insanımız ölürken beşi ağır olmak üzere 25 kişi ise yaralanmıştır. Olay sonrası gelişen süreçte müdahale adı altında gelişen katliamda 11 kişi hayatını kaybetmiştir.
Yine bu saldırıların protesto gösterileri sırasında polisin kurşun yağmurları arasında 6 kişi daha yaşamını yitirmiştir.
Katliam tarihinde İstanbul Emniyet Müdürü olan Necdet Menzir, Ulaştırma; Emniyet Genel Müdürü olan Mehmet AĞAR ise İçişleri ve Adalet Bakanlığı‘na kadar terfi ettirilmişlerdir.
12 Martların yıldönümünde karanlık dönemi başlatan olayların ardındaki gerçeklerin açığa çıkarılması, darbeler, darbe rejim ve "derin devlet" ile yüzleşilmesi, hesap sorulması, vicdanlarda ve hukuk önünde yargılanıp mahkum edilmesi sağlıklı bir toplumsal yapının kurulması için gereklidir.
Ergenekon Operasyonu ve yargılamalar da ortaya çıkanlar 12 Mart ,12 Eylül darbeleri ile oluşturulan yapılanmaların devlet içinde nasıl içselleştirilip yapısal kimlik kazandırılarak sürekliliğe dönüştürüldüğünü gözler önüne sermiştir. Türkiye‘de yaşanan katliamların, darbelerin koşullarını oluşturan faaliyetler rejimin kendisinden kaynaklanmaktadır.
Ergenekon davası ile kamuoyu gündemine bir kere daha getirilmiş olan bu yapılanmaların; egemen güç odakları arasındaki ilişkilerin izin verdiği ölçüde değil, demokrat, özgürlükçü, devrimci, ilerici sosyalist yapıların, sendikaların, odaların, demokratik kitle örgütlerinin, bilim insanlarının, aydınların ortak tutum almaları ile aydınlığa çıkarılacağına inanıyoruz.
12 Martların yıldönümünde Ergenekonla ortaya çıkan devlet yapılanmaları ile hesaplaşma tartışması, 12 Mart Gazi katliamı ve 12 Mart darbesini de içermediği sürece gerçek bir hesaplaşma olmayacaktır.
Okunma Sayısı: 3162