Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 44/236 ve 56/195 sayılı kararıyla 1989’da; her 13 Ekim günü “Dünya Afet Risklerinin Azaltılması Günü” olarak belirlenmiştir. Birleşmiş Milletlere üye ülkeler, bir taraftan var olan afet yönetim sistemlerini değerlendirilirken, diğer taraftan geleceğe yönelik olarak afet zararları ve kayıpları yönünden daha dirençli bir toplum yaratmanın yollarını aramakta, toplumların afet risklerine karşı nasıl hazırlandıklarını ve neler yapmayı planladıkları konusunda farkındalık yaratılmaya çalışılmaktadırlar.
Bu kapsamda her yıl farklı bir tema belirlenmekte olup, bu yılın ana teması; “Sendai Afet Risk Azaltma Çerçevesi`nin” küresel hedeflerinden birisi olan “Çoklu tehlike erken uyarı sistemlerinin, afet risk bilgisinin ve değerlendirmelerinin kullanımını ve bunların toplum tarafından ulaşılabilirliğini 2030 yılına kadar önemli ölçüde artırmak” olarak belirlenmiştir. 2015 yılında Japonya`nın Sendai kentinde düzenlenen 3. BM Dünya Afet Riskini Azaltma Konferansında; 4 öncelikli alandan biri olarak; “...afet risklerini anlama, afet risklerini yönetmek için afet risk yönetimi, güçlendirme, afet risklerini azaltmak için yatırım ile afetlere yönelik önlemler kapsamında yeniden yapılanma” öne çıkmaktadır. Afet risklerini azaltma ve afet risklerini yönetme; afetlerin meydana getirdiği kayıp ve zararları azaltma konusundaki politika, mevzuat, kurum ve uygulamalarını bu amaç, hedef ve öncelikler doğrultusunda ülkelerin hazırlık süreçleri dikkate alınarak değerlendirilmektedir.
Doğal tehlikeler, küresel, bölgesel, ulusal veya yerel ölçekte atmosferik, jeolojik ve hidrolojik kökenli olaylardan kaynaklanan ve doğal olarak meydana gelen fiziksel olaylardır. Afetler ise potansiyel doğal tehlikelerin olumsuz sonuçlarını azaltmak için yeterli önlemlerin alınmaması nedeniyle meydana gelen bir olgudur. Afet riskinin azaltılması; afetlerin nedensel faktörlerinin analiz edilerek sistematik çabalar yoluyla azaltma uygulaması olup, bu kapsamda politika, mevzuat, kurum ve uygulamalarını bu amaç, hedef ve öncelikler doğrultusunda hazırlayan ülkeler, afet riskini yönetme, afet riskini ve afetlerin meydana getirdiği kayıp ve zararları azaltma konusunda daha çok gelişim kaydetmektedirler.
Günümüzde dünya genelinde, afetlerden korunma ve afet risklerinin azaltılması stratejileri, afetler gerçekleşmeden önlemlerin alınmasına olanak sağlayacak risklerin belirlenmesi ve yönetilmesi çalışmalarını kapsamakta olup, doğal tehlikelerin afetlere dönüşmesinin engellenmesinde afet risk analizleri sonucu oluşturulan erken uyarı sistemleri; can ve ekonomik kayıpların önlenmesi ve azaltma yönünde önemli bir adım olarak görülmektedir.
Ülkemiz, bulunduğu coğrafyanın jeolojik yapısı gereği sıklıkla jeolojik/ hidrolojik kökenli doğa kaynaklı afetlerin yanı sıra meteorolojik/klimatolojik afetler ve yangınlarla sıklıkla karşı karşıya kalmaktadır. Ülkemizin farklı bölgelerindeki depremlerin yanı sıra, aşırı yağışların neden olduğu sel, taşkın, heyelan ve kaya düşmeleri, orman yangınları gibi afetler nedeniyle çok sayıda insanımız her yıl yaşamını yitirmekte, yine binlerce konut veya iş yeri yıkılmakta veya ağır hasar görmekte, milyarlarca lirayı bulan ekonomik kayıplar yaşanmaktadır. Bu durum ülkemizin doğa kaynaklı afetlere hazır olmadığını, eşgüdüm içinde uygulanan politika, strateji, kurumsal yapı ve uygulamada birlikteliği sağlanamadığının açık bir göstergesidir. Ülkemizde doğa kaynaklı afetlerle mücadele için milat olduğu düşünülen 1999 depremin üzerinden 23 yıl geçmesine ve birçok ulusal ve uluslararası çerçeve anlaşmalarına imza atılmasına rağmen, doğa kaynaklı afetler karşısındaki toplumsal, sosyal, ekonomik, kurumsal ve teknik altyapımızdaki kırılganlık katlanarak artmıştır. Hızlı kentleşme, planlama ve denetim konusundaki eksiklikler, yerel yönetimlerdeki kapasite yetersizliği, kamuda zarar azaltma ve hazırlık faaliyetlerinden ziyade kriz yönetimine odaklanma, kentsel planlama ve yapı üretim ve denetim süreçlerinde jeoloji mühendisliği başta olmak üzere, planlama ve mühendislik hizmetlerinin göz ardı edilmesi, sorunları daha da büyütmektedir. Yine geçen zaman dilimi içerisinde, bu yılın ana teması olan “ erken uyarı sistemleri” kurma konusunda ülkemizde ne deprem, ne tsunami, ne heyelan, ne çığ, nede taşkın gibi doğa kaynaklı afetlerin risklerinin azaltılması konusunda erken uyarı sistemleri kurulmamıştır.
Bu yolda başarılı olmak için TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası olarak;
Sonuç olarak; 13 Ekim 2022 "Dünya Afet Risklerinin Azaltılması Gününün" ülkemiz afet risklerinin azaltılmasında toplumsal farkındalığımızın yükseldiği bir gün olmasını ve ilgili tüm kişi ve kurumları, bu senenin teması olan “çoklu afet erken uyarı sistemlerinin” ülkemizde de hayata geçilmesini diliyoruz.
Saygılarımızla.
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu
(6900 KB) (13.10.2022 11:53:50)
Okunma Sayısı: 3499