“Batı Uygarlığı” Dostoyevski’yi doğruluyor. Ne ki Dostoyevski’nin saptaması emperyalizmin zulmü ve katliamları yanında pek naif kalıyor. Şimdilerde yoksul Afganistan köylerinde çocuklar uranyumlu mermilerle öldürülüyor. Irak’ta ülkelerinin işgaline karşı olma suçu işleyen yedi yüz Felluce’li iki günde katlediliyor. Düğün çadırları çocuk ve yaşlıların kanlarıyla boyanıyor. “Beyaz ve uygar batılı” “vahşi” Arapların kadınlarına tecavüz ediyor, erkeklerini alçakça işkencelerle aşağılayıp, canice yok ediyor. Emperyalizmin bölgedeki yardakçısı Siyonizm, Filistin halkına kan kusturuyor. Şimdilerde “çağdaş uygarlık” Dostoyevski’yi eksikli kılıyor. “Uygarlık” artık sadece “iğrenç bir cana kıyıcı” değil, aynı zamanda “daha çok kan dökücü”dür.
“Batı dünyayı kazandıysa, bu, kültürünün, dininin ya da değerlerinin üstünlüğünden değil, örgütlü şiddeti kullanmadaki üstünlüğündendir. Batılıların ekseri unuttuğu, diğerlerinin de asla akıl etmediği gerçek budur...” Samuel P. HUNTİNGTON
Şimdilerde küresel kapitalizm doymak bilmez kar ve sömürü hırsıyla Cezayir’den Ortadoğu’ya, Kafkaslardan Orta Asya’ya kadar geniş bir coğrafyayı kana bulamaya geliyor. Bu katliam ve sömürü senaryosunun adı Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)’dir. İlk adımları Afganistan ve Irak’taki vahşi kıyımlarla atılmıştır. Sadece bölgenin zengin yeraltı kaynaklarını talan etmekle sınırlı kalmayacak olan bu saldırı, aynı zamanda “doğu”nun kültürel ve ekolojik değerlerini, yani halkların tarihini ve kimliğini yok etmeyi de hedefliyor. “Beyaz batı uygarlığı” üstünlüğünü kabul ettirmeye yönelik ırkçı, kolonyalist, faşist bir ideali şiddetle ve “uygarca” cinayetlerle doğu halklarına dayatıyor.
Bölge halklarını birbirine kırdıracak Büyük Ortadoğu Projesi’ zulüm senaryosunun ayrıntılarının 28-29 Haziran’da İstanbul’da, NATO zirvesinde görüşülmesi planlanıyor. Zirveye işkenceci katiller Bush ve Blair’in katılacağı belirtiliyor. Afganistan ve Irak’ta halkların direnişiyle karşılaşan ABD ve İngiliz emperyalizmi talan ve katliamlarının faturasını da bölge halklarına ödetmek istiyor. Mazlum halkların kendi kendilerinin ve komşularının celladı olması planlanıyor. Zirvede bölgedeki işbirlikçi, uşak yöneticilere emperyalizmin çıkarları için ülkelerini, insanlarını katletmeye ortaklaştırmalarının yöntemlerinin dikte edileceği biliniyor. Ülkemizin de bu cinayet şebekesine emperyalizmin kanlı maşası NATO aracılığıyla “meşrulaştırılarak”, bu cinayet şebekesine katılmasına çalışılıyor.
İnsanlık bugün her zamankinden daha tehlikeli bir dönüm noktasında. Önümüzdeki yakın süreçte ya küresel kapitalizm daha fazla sömürü ve kar uğruna sadece bölgemizi değil, tüm dünyanın geleceğini karartacak bir büyük saldırıyı gerçekleştirecek, ya da emperyalizm bölge halklarının eşitlik ve kardeşlik temelindeki mücadelesiyle püskürtülecek.
Bu emperyalist zulme ve sömürgeci talana karşı durmak acil insanlık görevidir. ”Yeryüzü tanrıları”nın çizdiği, yüzyıllardır tarihsel ve kültürel bağlarla aynı coğrafyayı paylaştığımız bölge halklarını kanlı bir boğazlaşmaya mahkum edecek bu kadere HAYIR demek için tüm yurtseverleri, demokratları, barışseverleri ve sosyalistleri göreve çağırıyoruz. Ankara’yı ve İstanbul’u emperyalistlere dar edelim.
-Şimdi “BOP”a karşı durmak, 60 yılda katledilen 70 milyon Amerika yerlisinin hesabını sormaktır.
-Şimdi bu katliam girişimine tavır koymak Bolivya’da gümüş madenlerinde 40 yaşında ölmek zorunda bırakılan 8 milyon Kızılderili’nin ruhlarını “Manitu”nun değil emperyalistlerin aldığını göstermektir.
-Şimdi bu zulme karşı savaşmak Afrika’da Alman sömürgecileri tarafından birkaç ayda katledilen 70 bin “Herero”nun ruhunu şad etmektir.
-Şimdi ABD, AB ve NATO’nun bölgemize uranyumlu “demokrasi ve barış bombaları” yağdırmalarına göz yummamak, milyonlarca zenciyi Afrika ve Amerika’da madenlerde ve plantasyonlarda kölelik koşullarında inleterek sömüren “beyaz batı uygarlığı”na yanıt vermektir.
-Şimdi zalimin zulmüne direnmek; Hiroşima’da, Vietnam’da, Filipinler’de, Şili’de, Arjantin’de Filistin’de ve Türkiye’de gelişmiş savaş makineleri ve işkencelerle öldürülen ve kaybedilen milyonlarca yurtsevere gönderilecek insanlık selamıdır.
-Şimdi bu neoliberal vahşetin askeri saldırganlığına yanıt vermek, Bergama’yı işgal eden “Altıncı Filo”yu denize dökmeye yönelmektir.
-Şimdi bu “uygar barbarları” durdurmak; ulusal kurtuluş mücadelesinde ölenlere, Mustafa Suphi’lere, Dr. Hikmet Kıvılcımlı’lara, Deniz’lere ve Mahir’lere karşı bir vicdan borcumuzdur.
Emperyalizmin Büyük Ortadoğu Projesine karşı büyük insanlık projesiyle karşı çıkalım. Halkların eşit ve özgür olduğu, dünya nimetlerini adil olarak paylaştıkları, sınıfsız, sömürüsüz ve savaşsız bir dünya mümkündür. Coğrafyasındaki her renk ve milliyetten halkların kendi kültür ve uygarlıklarıyla kardeşçe yaşadığı ve hayatın bir şenliğe dönüştüğü dünya, halkların emperyalizme ve kapitalizme karşı ortak mücadelesiyle kurulacaktır.
-Ya barbarlık kazanacak ya insanlık.
-Yaşasın halkların kardeşliği ve mücadelesi.
-Katil Bush, cinayet şebekesi NATO, DEFOL.
Bir çocuk ağlarsa dağ başında/ Gözyaşında Amerika akar./Vurdularsa birini, kanı şorladıysa
Bilin ki o kurşunlarda Amerika var./…/Ama biz yine de direneceğiz / Sonuncumuza kadar.
Cahit KÜLEBİ
BUSH’A, NATO’YA EMPERYALİZME KARŞI
26 Haziran 2004 Cumartesi, ANKARA MİTİNGİNE (Toplanma Yeri: Gar önü Saat:14.00 Miting: Sıhhıye Saat :16.00)
27 Haziran 2004 Pazar
İSTANBUL MİTİNGİNE KATILIMINIZI BEKLİYORUZ.
TMMOB JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
Güvenliğimiz değil! Geleceğimiz tehlikede!
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Haber Bülteni 2004/2 sayılı yayının ekidir.
Okunma Sayısı: 3172