Milyonlarca yıllık jeolojik olaylar sonucu oluşan, bir kez yok edildiğinde bir daha yerine konulması imkansız nitelikteki jeolojik miras alanları tek tek yok ediliyor. Son bir yıl içinde; Gümüşhane’deki Dipsiz Göl’ün define arayıcıları tarafından yok edilmesi, Erzurum-Narman’da jeopark niteliğindeki alanda betonarme bina yapılması, Erzurum-Tortum Şelalesinde peyzaj düzenlemesi adı altında doğal çevrenin tahrip edilmesi, Mersin Cennet-Cehennem Obruğu içine asansör yapılması, Dünya’nın sayılı jeoparkı olmaya aday Kapadokya’nın, Kapadokya Alan Yönetimi Kanunu değişikliği ile imara açılması, Konya-Hadim-Çifteler Yerköprü Şelalesi’nin üzeri ve çevresine yapılan peyzaj ve çevre düzenlenmesi ile bazı tesis inşaatlarıyla tahrip edilmesi olayından sonra bugünde Antalya-Kepez’de yer alan Düden Çayı ve Düden Şelale’si de kirletilerek tüketiliyor.
Antalya’nın Kepez ilçesinde bulunan Düden Çayı ve Düden Şelalesi’nin beslenme havzasında yer alan düdenlerin bulunduğu alanın bir kısmının doldurularak imara açılması, bir kısmının ise çöp depolama alanı haline getirilmesi nedeniyle yağan yağışlarla kirlenen yüzey suların yeraltına sızması ve yeraltı sularını kirletmesi, Düden Çayı’nın beslenme havzasında yer alan bazı tesislerin kirli sularını doğrudan yeraltına enjekte etmeleri ile yeraltı sularını kirletmeleri nedeniyle Düden Çayı’nda canlı yaşamın hızla tükendiği, toplu balık ölümlerinin meydana geldiği, suyun köpük şeklinde akmaya başladığı ve Düden Şelalesi’nin denize boşaldığı yerde kıyı sularının hızla kirletildiği anlaşılmaktadır
Söz konusu durum, bir yandan jeolojik miras niteliğindeki doğal varlıklarımızın tüketilmesine neden olurken, diğer taraftan özellikle Düden Çayı çevresinde gerek tarımsal üretim, gerekse kullanımın amacıyla açılan kuyulardan çekilen kirletilmiş yeraltı sularını kullanan binlerce kişinin sağlığını da tehdit etmektedir.
Söz konusu durumun önlenmesi amacıyla;
Sonuç olarak; Antalya ülkemizin göz bebeği turizm bölgelerimizden biri olup, deniz turizm yanında doğa turizminin de rahatlıkla geliştirilebileceği, çok sayıda kanyon, karstik yapı, şelale, mağara gibi jeolojik ve jeomorfolojik yapıyı içinde barından yörelerimizden biridir. Doğal varlık ve kaynaklarını beton lobisinin istemleri ile ranta ve talana açarak tüketen bir Antalya anlayışıyla değil, bu tür kaynak ve varlıklarını koruyarak gelecek nesillere aktaran, jeoturizm yoluyla bölge insanının ekonomik gelişimine destek veren, kentin turizm potansiyelini çeşitlendirerek geliştiren bir anlayışla yönetilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Saygılarımızla,
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu
(331 KB) (21.01.2021 12:36:05)
Okunma Sayısı: 3208