TMMOB Odalar 21 Kasım 2024, Perşembe

Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Dayanışma Günü’nde dünya geneline baktığımızda ülkelerin gelişmişlik oranlarının değiştiğini ancak kadına yönelik şiddetin hiç değişmediğini görmekteyiz. Tam anlamıyla küresel bir salgınla karşı karşıyayız; bu salgının adı erkek şiddetidir.

Yayınlayan Birim: GENEL MERKEZ
Yayına Giriş Tarihi: 25.11.2020
Güncellenme Zamanı: 02.12.2020 11:42:08

Bugün, 25 Kasım. Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü.

Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Dayanışma Günü’nde dünya geneline baktığımızda ülkelerin gelişmişlik oranlarının değiştiğini ancak kadına yönelik şiddetin hiç değişmediğini görmekteyiz. Tam anlamıyla küresel bir salgınla karşı karşıyayız; bu salgının adı erkek şiddetidir.

Ülkemizdeki genel duruma bakıldığında ise görülen tek şey kadın cinayetleri ve kadına yönelik her türlü şiddetin gün be gün arttığıdır. Toplumsal cinsiyet eşitliği için vazgeçilmez önemde olan, kadına yönelik şiddete karşı bağlayıcılığa sahip ve 2011 yılında yürürlüğe girmiş bulunan İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden tartışmaya açılmış olması dahi Ülkemizin bu konuda nasıl bir düzeyde olduğunun göstergesidir.

Siyasetten ekonomiye, istihdamdan eğitime birçok alanda cinsiyet eşitsizliğinin hüküm sürdüğü Ülkemizde erkek egemen siyasi erkin gerek bakış açısı, gerekse özensiz söylemleri ile derinleştirdiği cinsiyet ayrımcılığı, toplumsal cinsiyetçi şiddeti her alanda daha cüretkar, pervasız ve kural tanımaz hale getirmektedir. Her gün bir yenisine tanık olduğumuz kadına şiddet haberleri, görüntüleri toplumun kanıksadığı sıradan hatta dikkat dahi çekmeyen bir haber portalına dönüşmekte, bu kahredici sessizlik ve görmezden gelme çoğunlukla cinayetle sonlanmaktadır. Aile içi ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Değerlendirme Toplantısı`nda konuşan İçişleri Bakanı, "Nereden çıktı bu kadın dövmek, nereden çıktı bu kadına şiddet, nereden çıktı bu kadın cinayeti? Erkeklere sesleniyorum: Kendinize gelin yahu. Fiziksel olarak güçlü olabilirsiniz. Böyle bir ayıp olur mu? Neyi tatmin ediyorsun? Neyi ortaya koyuyorsun?" diye seslendi. Ayıp olarak tariflenen hareket ayıp değil, suçun ta kendisidir.

Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nü anlamlı kılacak yol, hukuki ve sosyal alanda gerçekçi adımların atılması, “amasız ve bahanesiz” toplumun her kesiminde toplumsal cinsiyet eşitliğinin hayata geçirilmesi, her türlü şiddetin suç olarak kabul edilmesi ve şiddeti alelade hale getiren konuşma dilinden vaz geçilmesinden geçmektedir.

Toplumsal cinsiyet eşitliği için vazgeçilmez önemde, kadın mücadelesinin bir sonucu olan İstanbul Sözleşmesi’nin hayata geçirilmesi için kaç kadının daha hayatını kaybetmesi, fiziksel, ekonomik, psikolojik şiddete maruz kalması gerekmektedir.

Toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılık ve şiddeti önlemeyi temel alan kadına ve çocuğa yönelik her türlü şiddetin önlenmesi, şiddet mağdurlarının korunması, suçların kovuşturulması, suçluların cezalandırılması, kadına karşı şiddet ile mücadele alanında bütüncül, eş güdümlü ve etkili bir işbirliği içeren politikaların hayata geçirilmesini kapsayan İstanbul Sözleşmesinin işlerlik kazanması Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı vazgeçilmez bir öneme sahiptir.

Bugün, 25 Kasım. Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü. Kadının kendi iradesi dışında ona atfedilen tüm sıfatlara karşı durarak, erkek egemen ideolojiye ve toplumun değer yargılarına karşı mücadelesi dün olduğu gibi yarınlarda da artan bir ivmeyle devam edecek ve hak ettiği yeri bulacaktır.

Saygılarımızla

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası

Yönetim Kurulu

 


Okunma Sayısı: 3192