TMMOB Odalar 21 Kasım 2024, Perşembe
Yayınlayan Birim: GENEL MERKEZ
Yayına Giriş Tarihi: 22.02.2007
Güncellenme Zamanı: 22.02.2007 13:16:40

21.02.2007 günü saat 13:05 Elazığ-Sivrice‘de 5.9 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir. Bilindiği gibi aynı bölgede 09.02.2007 tarihinde de 5.3 büyüklüğünde deprem yaşanmış ve bütün gün deprem etkinliği sürmüştür.

Deprem, çoğumuzun hareketsiz zannettiği ve güvenle ayağını bastığı yerkabuğunun, üzerinde bulunan tüm yapılarında hasara ve can kayıplarına neden olabilecek derecede hareketli olduğunu gösteren bir doğa olayıdır.

Deprem jeolojik bir gerçeklik olarak yadsınamaz. Ancak İnsanlık, bugünkü bilimsel olanaklarla, depremleri birer AFET olayına dönüştürmeden yaşamanın arayışında önemli başarılar elde etmiştir. Yerleşimlerin afetlere karşı güvenlikli hale getirilmesi süreci, ara vermeden kararlı bir şekilde sürdürülen, geniş kapsamlı, toplumsal olarak içselleştirilmiş bir mücadele kültürü ve teknik hazırlıklarla başarılabilmektedir.

Ülkemiz, sahip olduğu jeolojik, topoğrafik ve meteorolojik koşulları nedeniyle büyük can ve mal kayıplarına yol açan doğal afet olayları ile sıkça karşılaşmaktadır. Doğrudan doğal afet zararlarının her yıl Gayri Safi Milli Hasılanın % 1-3‘ü arasında arasında kayıplara yol açtığı tahmin edilmektedir. Depremin meydana geldiği Sivrice ile birlikte Elazığ, Adıyaman, Bingöl kentlerimiz gibi onlarca il ve ilçe merkezi ile köy, Doğu Anadolu Fay Zonu (DAFZ) olarak adlandırılan aktif fay kuşağında yer almaktadır.

Doğu Anadolu Fay Zonu (DAFZ) Bingöl-Karlıova‘dan başlayan ve 580 km uzunluğu boyunca Antakya‘ya doğru uzanan 4-25 km genişlikte olan bir deformasyon kuşağıdır.Yaklaşık iki milyon yıldır hareket ettiği bilinen, sol yanal atımlı DAF‘ ın bugüne kadar 15 km‘ lik yanal öteleme yapmış olduğu yani fayın yıllık kayma hızının 7.9 mm/yıl olduğu tespit edilmiştir. Karlıova-Antakya arasında DAF, belirgin sol yanal atımlı altı ana faydan oluşur. Karlıova-Antakya arasında DAF zonunun her bir depremde kırılması beklenen belirgin bölümleri (segment) şunlardır;

1-Karlıova-Bingöl fayı; 65 km uzunluğundadır.

2-Palu-Hazar fayı; 50 km uzunluğundadır.

3-Hazar-Sincik fayı; 85 km uzunluğundadır.

4-Çelikhan-Gölbaşı fayı; 50 km uzunluğundadır.

5-Gölbaşı-Türkoğlu fayı; 90 km uzunluğundadır.

6-Türkoğlu-Antakya fayı; 145 km uzunluğundadır.

Doğu Anadolu Fay Zonu (DAFZ) boyunca bu segmentlerde büyüklüğü 6.7 ile 7.8 arasında değişen birçok deprem gelişmiş ve ağır hasarlara neden olmuştur. Tarihsel deprem kayıtları, DAF‘ın farklı bölümleri üzerinde son yüzyıldır büyük yıkıcı depremlerin gelişmediğini ve bu fay zonunun yıkıcı depremlere gebe olduğunu göstermektedir.

DEĞERLİ BASIN ÇALIŞANLARI

Birçok araştırmacı, meslek odası ve demokratik kitle örgütü gibi bizlerde Jeoloji Mühendisleri Odası olarak, ülkemizin deprem gerçekliğine ilişkin duyarlılıklarımızı ve bilgi birikimimizi toplumla paylaştık. Örneğin, Doğu Anadolu Fay Zonu (DAFZ) üzerindeki kentlerde (Antakya, Osmaniye, Kahramanmaraş, Adıyaman, Malatya, Elazığ, Bingöl, Muş, Tunceli ) bir dizi konferanslar düzenledik; bugünlerde ise 24-26 Mayıs 2007 tarihleri arasında Diyarbakır‘da gerçekleştireceğimiz ESEN ARPAT DAF SEMPOZYUMU‘nun hazırlıkları sürdürülmektedir.

Ülkemizin jeolojik gerçekliğine, 17 Ağustos gibi yıkıcı afet deneyimlerine ve uyarılara rağmen bugün Ülkemizin hala afetlere yeterli hazırlığı yapmadığını, afet zararlarını azaltma yolunda politikalar üretemediğini görüyoruz.

Şubat ayı içinde Sivrice‘de yaşananları doğanın bir uyarısı olarak kabul etmek,başta siyasi iktidarlar olmak üzere toplumun tüm kesimleri ve kurumları olarak, yaşamsal öneme sahip depreme hazırlık konusunda kendini her zaman sorgulamak zorundayız.

 

UNUTMAMALIYIZ Kİ, POSEİDON‘UN ŞAKASI YOK!!

 

21.02.2007
TMMOB
JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ
ODASI
YÖNETİM KURULU

 


Okunma Sayısı: 3159