TMMOB Odalar 22 Kasım 2024, Cuma
Yayınlayan Birim: GENEL MERKEZ
Yayına Giriş Tarihi: 05.06.2018
Güncellenme Zamanı: 18.08.2020 15:58:49

Eskişehir-Alpu’da (kurulması) planlanan kömür üretimi ve buna dayalı kurulacak termik santral projesine ait ÇED Raporu 06 Mart 2018 tarihinde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından kamuoyu yeterince bilgilendirilmeden, eleştiriler dikkate alınmadan  kabul edilerek sonlandırılmıştır.

Acele hazırlanan ÇED raporu; çevre ve insan sağlığını etkileyecek konularda yeterli çalışma/inceleme yapılmadan, ekonomik ve gerekli bir proje olup olmadığı araştırılmadan, yetersiz ve eksik verilerle hazırlanmıştır.                                       

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, Eskişehir-Alpu’da (kurulması) planlanan kömür üretimi ve buna dayalı kurulacak termik santral projesinin Nihai ÇED Raporunu, jeoloji bilim ve uygulamaları açısından değerlendirerek kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacı ile bir rapor hazırlamış bulunmaktadır.

Nihai ÇED Raporuna konu olan proje faaliyeti kapsamında; Alpu-B Sektörü Rezerv Alanı’ndan yeraltı madencilik yöntemleri ile linyit kömürü üretilip, kurulacak termik santralde yakılarak elektrik enerjisi elde edilmesi planlanmaktadır. Linyit kömürünün yakılması sonucu ortaya çıkacak atık kül, proje alanı içinde yeri belirlenmiş Kül Düzenli Depolama Tesisinde depolanacaktır.

Alpu-B Sektörü Rezerv Alanı’nda üretilecek ve ortalama alt ısıl değeri 2107 kcal/kg olan kömürün görünür rezerv miktarı 568 milyon ton, işletilebilir rezerv miktarı 296 milyon tondur. Alpu Termik Santrali’nde elektrik üretimi için ihtiyaç duyulacak yıllık kömür miktarı 7.854.000 ton olacaktır. Kullanılacak kömür % 27,5 kül içeriğine sahip olup, oluşacak toplam uçucu (kül+kazan altı külü) miktarı 2.163.000 ton/yıl (309 ton/saat- 2.163.000 m3/yıl) olacaktır.

Söz konusu projenin boyutlarına bakıldığında, projenin kapsamlı çevresel etkileri olabileceği açıkça görülmesine rağmen nihayete erdirilen ÇED raporu ciddi eksiklikleri barındırmaktadır. ÇED Raporu üzerinde Jeoloji Mühendisliği Hizmetleri açısından yapılan değerlendirme sonucunda;

  • ÇED Raporunun dayanağı olarak ekinde sunulan ODTÜ ve MTA’nın hazırladığı teknik raporlar, bu ÇED raporuna yönelik olarak hazırlanmamıştır. Çevresel Etki Değerlendirilmesi için hazırlanmayan ODTÜ ve MTA raporlarının bu amaçla kullanılması doğru ve etik değildir.
  • Termik Santral, Kül Deposu ve yeraltı madenciliğinin yapılacağı sahanın kuzeybatısında aktif fay hatları bulunmaktadır. Bu aktif faylar bilinmesine rağmen olası bir depremin tesis üzerinde yaratacağı riskler Nihai ÇED raporunda irdelenmemiştir. Ayrıca olası heyelan riskleri ile Porsuk Nehri ve önemli kollarına dair sel ve taşkın analizi de yapılamamıştır. Sonuç olarak, Projenin doğa kaynaklı afet riskleri ve bu risklerin getireceği deprem, heyelan ve sel durumunda yaşanılacak olumsuzluklar ortaya konulmamış, proje sahasında bulunan aktif faylar ve bu fayların oluşturabileceği depremler proje tasarımında dikkate alınmamıştır.
  • Yeraltı madenciliğinde karşılaşılacak su problemlerinden, kurulması planlanan termik santral için gerekli soğutma suyu ihtiyacına kadar bu proje için işletme öncesinde ve işletme sırasında yapılacak faaliyetlerin büyük bir kısmı suya dayalı olacaktır. Ancak, ÇED kapsamında hidrojeolojik amaçlı verilen çalışmalar, amaca yönelik teknik içeriği, yönetmeliklere uyumu ve kapsamı bakımından “Nihai ÇED Raporuna” temel oluşturmamaktadır. ÇED Raporu ekinde sunulan ODTÜ Raporunda yer alan hidrojeoloji etüt çalışmalarının ise  “Çevresel Etki Değerlendirilmesi” amacıyla hazırlanmamıştır.Bu durum söz konusu rapor içerisinde açıkça belirtilmesine rağmen göz ardı edilmiş ve rapor ÇED kapsamında düzenlenmişçesine kabul edilmiştir.Yani ÇED kapsamında herhangi bir “Hidrojeoloji Etüt Çalışması” yapılmamıştır.
  • Projenin, Porsuk Çayı’nın yerel su havzasına ve maden işletmesi sırasında oluşacak su drenajının yeraltı ve yüzey sularına etkileri ile “İşletmenin Gereksinimi Olan Suyun Temini” konusunda ciddi belirsizlikler ve eksiklikler söz konusudur.
  • Su havzasındaki bir değişimin tüm diğer çevresel bileşenleri (korunması gereken alanlar, ekosistem ve sosyoekonomik bileşenler dâhil) etkileyeceği göz ardı edilmiştir. Yapılacak faaliyetlerin doğal ve yapay (tarım, orman ve ekosistemler gibi) ortamları nasıl etkileyeceği ve bu etkileşimin yöredeki diğer sanayi tesislerinin etkileriyle birleşmesinin kümülâtif (toplam) etkisi ortaya konmamıştır.
  • Alpu Termik Santrali’nin, kömür sahalarının ve kül depolama sahasının özellikle işletme evresinde etkileyeceği alanların sınırları ve oluşacak hava kirliliğinin boyutları ve etkileri ortaya konulmamıştır.
  • Maden ocağı pasalarının -2 değerli kükürt (S-2) bileşeni incelenmediğinden asit maden drenajının, başta toprak ve su kaynakları olmak üzere çevreyi nasıl etkileyeceği irdelenmemiştir.
  • Kül Depolama Alanı olarak seçilen yer, dünya çapında korunması gereken doğal ve kültürel mirası temsil eden, ender Eskişehir Lületaşı Ocaklarının bulunduğu alana karşılık gelmektedir. Lületaşı gibi dünyada eşi bulunmayan bir doğal kaynak alanı tahrip edilerek yok edilecektir. Buna ilişkin bir değerlendirmede ÇED raporu içerisinde yer almamaktadır.
  • Gerek kömür, gerekse kül depolama sahalarının hesaplamalarında, kömürün özellikleri dışında, bu amaçla seçilen zeminin jeoteknik özellikleri ve depolanacak malzemenin jeokimyası gibi önemli özellikler irdelenmemiştir.
  • Kömür üretimi sırasında yeraltı maden işletmesinden yeryüzüne çıkarılacak suyun, uygunsa tarım arazilerine verileceği gibi bir anlayış ortaya konulmuş; ancak, uygun olmayan suyun nasıl bertaraf edileceği belirtilmemiştir.
  • Yatırımın mevcut çevre üzerine etkilerinin fayda-maliyet analizine yer verilmemiştir. Maden ekonomisi açısından kömürün çıkarılması maliyeti ile çevresel değerlere verilecek zararın karşılaştırılması yapılmamıştır.

Sonuç olarak; sadece jeoloji mühendisliği mesleki uzmanlık alanlarımızla ilgili olarak ortaya koyduğumuz bu olumsuzluk ve eksiklikler, Eskişehir-Alpu’da kurulması planlanan kömür işletmesi ve buna dayalı kurulacak termik santralin toprağa, suya ve havaya ciddi olumsuz etkilerinin olacağını ve ülkemizin önemli tarımsal üretim alanlarından biri olan Alpu Ovasını tahrip edileceğini göstermektedir.

Bütün bilimsel-teknik itirazlar ve yükselen kamuoyu tepkisine karşın 26 Nisan 2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan acele kamulaştırma kararıyla, Alpu termik santralinin yapımı amacıyla EÜAŞ’a, özel mülk arazilere el koyma yetkisi verilmiştir

Benzerlerinden çok daha pahalıya çıkacağı şimdiden belli olan, yarardan çok zarar getireceği çok açık olan bu projeden derhal vazgeçilmesi gerektiğini bir kez daha ifade ediyor; Eskişehir Alpu Termik Santral Projesi Nihai ÇED Raporu hakkında TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası’nın görüşlerini kamuoyunun ve meslektaşlarımızın bilgisine sunuyoruz.

Saygılarımızla,

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası

 


Okunma Sayısı: 3177