İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Deprem Araştırma Dairesi Başkanlığı (AFAD) verilerine göre Bingöl-Karlıova’da; 14.06.2020 tarihinde Saat: 17.24 civarında yerin yaklaşık 8 km derinliğinde Mw:5.7 büyüklüğünde deprem meydana gelmiştir. Depremin hemen ardından dün büyüklükleri 4.6 ve 4.7’e, bugün ise 5.6 büyüklüğüne varan 200’ün üzerinde sarsıntı olmuştur. Bingöl başta olmak üzere Erzincan, Erzurum, Tunceli, Muş, Bitlis illerinde hissedilen depremin Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun Yedisu-Karlıova arasında kalan segmenti üzerinde meydana geldiği ve fay zonu üzerine veya hemen yakınına kurulmuş bulunan Elmalı, Dinarbey, Kayapınar ve Yeşilgöl köylerinde 30 yakın aşkın konutun yıkılarak bazı vatandaşlarımızın enkaz altında kaldığı, 1 vatandaşımızın yaşamını yitirdiği rapor edilmiştir. Depremde yaşamını yitiren vatandaşlarımız için başsağlığı diliyor, yaralılara geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
Bölgede 1949 yılında meydana gelen ve 450 vatandaşımızın yaşamını yitirdiği 6.7 büyüklüğündeki deprem ile 2005 yılındaki 5.7 ve 5.9 büyüklüğündeki depremler bölgenin sismik açıdan daha büyük depremler üretebilecek potansiyelde olduğunu göstermektedir. Son yaşanan 5.7 ve 5.6 büyüklüğündeki depremler bölgedeki sismik aktivitenin dikkatli bir şekilde takip edilmesini gerekli kılmaktadır.
2020 Ocak ayından bu yana Elazığ-Sivrice, Van-Başkale (İran-Hoy), Malatya-Pütürge ve dün yaşanan Bingöl-Karlıova depremleri sonucunda 50’yi aşkın vatandaşımızın yaşamını yitirdiği, 1700’ü aşkın vatandaşımızın yaralandığı, 20.000’i aşkın konutun ağır hasar gördüğü veya yıkıldığı, 6 milyar liranın üzerinde maddi kaybın olduğu görülmektedir. Yıkılan veya ağır hasar gören yerleşim birimlerinin fay hatları veya zonları üzerinde inşa edilmiş yerleşim birimlerinde görülmesi, TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası olarak yıllardır dile getirdiğimiz bir konuyu yeniden toplumun gündemine taşımış bulunmaktadır.
ABD başta olmak üzere tüm gelişmiş ülkelerde fay zonları üzerine “fay yasası” düzenlemesi ile yapı yapılması yasaklanmakta, mevcut olan yerleşim birimlerinde ise kentsel yenileme çalışmaları yapılmakta ve bu alanlar bertaraf edilmektedir. Ülkemizde, Bolu, Sakarya, Kocaeli, Yalova, Bursa, Balıkesir, Manisa, İzmir, Aydın, Muğla, Denizli, Kütahya, Hatay, Bingöl, Erzurum ve Hakkari başta olmak üzere 18 kent, 80’i aşkın ilçe ve 502’yi aşkın köyümüzün içinden diri fay hatlarının geçtiği, bu yerleşim birimleri içerisinden geçen fay zonları üstünde 100.000’ni aşkın binanın yer aldığı ve yüzbinlerce yurttaşımızın bu binalarda yaşadığı da göz önüne alındığında ülke insanının içinde bulunduğu risk daha da artmaktadır.
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası olarak bir kez daha uyarıyoruz!!!
2020 yılından başından bu yana ülkemizde görülen sismik hareketlilik dikkate alındığında, 1939-1945 yılları arasında olduğu gibi ülkemizin bir deprem fırtınasına yakalanabileceği düşünülmektedir. Bu kapsamda; Kuzey Anadolu Fay Zonu (KAFZ) ve Doğu Anadolu Fay Zonu (DAFZ) üzerinde “sismik boşluk” olarak değerlendirilen alanlar başta olmak üzere büyük depremlerin meydana gelmesine neden olabilecek alanların belirlenmesi ve fay hatları ile fay zonları üzerinde yer alan yerleşim birimlerinden başlamak üzere gerekli kentsel yenileme/dönüşüm çalışmalarının başlatılması gerekmektedir.
Yapılan araştırmalar ülkemizde, Mw.6.0 ve üzeri büyüklükte deprem üretecek 500’ü aşkın fay hattı ve zonu tespit edilmiş olup, çok sayıda yerleşim birimin bu fay hatlarının üstüne veya hemen yakınına kurulmuş olması nedeniyle Türkiye Büyük Millet Meclisinin acilen 7269 sayılı yasada gerekli “fay yasası” düzenlemesini yaparak, aktif fay hatları veya zonları üzerine yapı yapılmasını engellemelidir.
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası olarak bölgede ayrıntılı inceleme çalışmaları yapıldıktan sonra hazırlanacak rapor kamuoyu ile paylaşılacaktır.
Saygılarımızla
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu
Okunma Sayısı: 3411