TMMOB Odalar 22 Kasım 2024, Cuma

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası olarak, Maden Kanunu’nun aşağıda belirtilen konuları içerecek şekilde düzenlenmesi önem taşımaktadır.

Yayınlayan Birim: GENEL MERKEZ
Yayına Giriş Tarihi: 15.01.2020
Güncellenme Zamanı: 25.01.2020 11:35:25

Yeni bir Maden Kanunu hazırlanmasına ilişkin çalışmalar Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) tarafından sürdürülmektedir.

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası olarak, Maden Kanunu’nun aşağıda belirtilen konuları içerecek şekilde düzenlenmesi önem taşımaktadır.

Tarih boyunca uygarlıkları şekillendiren, bulundukları ve kullanıldıkları çağlara ismini veren madencilik, günümüzde de yüksek katma değer yaratan, emek yoğun bir sektör olması nedeniyle, ülke sanayinin gelişimine ve işsizlik sorununun çözümüne önemli katkılar sağlayan bir potansiyel taşımaktadır.

Anayasamızda da belirtildiği üzere, yer altı kaynaklarımız devletin hüküm ve tasarrufunda olup, “Milli Servet” olan madenlerimizin yenilenemez kaynaklar olması, bu kaynakların toplumsal fayda sağlayacak şekilde değerlendirilmesini de zorunlu kılmaktadır. Madencilikle ilgili doğru politikaların hayata geçirilerek, yenilenemez doğal kaynağımız olan madenlerimizin en verimli biçimde, çevresel değerleri gözeterek işletilmesi; yurt içinde yüksek katma değer yaratacak şekilde uç ürünlere dönüştürülerek ülkenin gelişmesinde, toplumsal refahın yükseltilmesinde madenciliğin katkılarının arttırılması perspektifi, madenciliğe ilişkin en temel yaklaşımı oluşturması gerekmektedir.

Bu kapsamda,

Maden Kanunu, ulusal madencilik politikalarımızı belirleyen ve aşağıda belirtilen temel ilkeleri de içinde barındıran bir nitelikte hazırlanmalıdır.

  1. Madencilik, ülke ve toplum yararına yapılması gereken bir faaliyet olmalıdır.
  2. Madencilik faaliyetlerinin çevreye ve sosyal dokuya uygun ve uyumlu yöre halkının onayı da alınarak yürütülmesi esas alınmalıdır.
  3. Madencilik faaliyetlerinin her aşamasında, uluslararası bilimsel ve teknik kriterler ile en iyi endüstri pratikleri uygulanmalıdır.
  4. Gelecek kuşakların ihtiyaçları da gözetilecek şekilde sürdürülebilir ve öngörülebilir bir madencilik yapılması önemsenmelidir.
  5. İş güvenliği ve işçi sağlığı ön planda tutulmalıdır.
  6. Madencilik faaliyetleri, donanımlı, birikimli, mesleki etik değerleri benimsemiş teknik elemanlarca yürütülmelidir.

Bu temel yaklaşımlar kapsamında Maden Kanunu;

  1. Madencilik faaliyetlerinin ana unsurlarını içerecek şekilde hazırlanmalı, kısa ve öz olmalıdır.
  2. Uygulamaya dönük konular yönetmeliklere düzenlenmelidir.
  3. Maden Kanunu sürekli değiştirilen bir mevzuat olmamalı, orta-uzun vadeli yatırımlara ortam hazırlayan ve güven veren bir anlayışla, uzun soluklu olmalıdır.
  4. Her bir maden projesinin belirleyici aşamaları olan potansiyel kaynak ve rezerv tanımları uluslararası normlara uygun olarak kanunda mutlaka yerini almalıdır.
  5. Arama ve işletme safhalarında mutlaka jeoloji mühendisinin yer alması sağlanmalıdır. Maden ruhsat sahalarındaki işletme faaliyetlerinde işletme tekniği, büyüklüğü ve yapısal durumu göz önüne alınarak asgari bir jeoloji mühendisi istihdam edilmesi zorunlu hale getirilmelidir.
  6. Arama faaliyeti olmadan ve buna yönelik jeoloji mühendisi tarafından hazırlanan arama faaliyet raporu hazırlanmadan hiçbir grup maden için işletme ruhsatı verilmemelidir. Yetersiz kaynak tespiti yapılan alanlar için işletme ruhsatı düzenlenmemelidir.
  7. Her madenin oluşumları, bulundukları jeolojik ortamları, aranmaları, projelendirilmeleri, işletmeleri, finansmanları, proje ömürleri, çevresel-sosyal etkileri, bağlı oldukları diğer mevzuatlar açısından birbirlerinden tamamen farklı olarak madenciliğin alt sektörlerini oluşturmaktadırlar. Bu nedenle, kanun ve uygulama yönetmeliklerinin mutlaka maden gruplarına göre ayrı ayrı düzenlenmesi gerekir. Bu alt grupları dünyadaki genel kabullere uygun olarak aşağıdaki guruplara ayırmak yararlı olacaktır.
  • a-Metalik Madenler,
  • b-Enerji Ham Maddeleri,
  • c-Endüstriyel Ham Maddeler,
  • d-Yapı-Altyapı Malzemeleri,
  • e) Değerli/Yarı Değerli Taşlar.

Kanunda bu alt guruplara ait madenler teker teker sayılmamalı, hangi madenin hangi guruplarda yer alacağı yönetmeliklere bırakılmalıdır.

8. Maden sahalarının terk edilmesine ilişkin konular uluslararası örneklerinde olduğu gibi tanımlanmalı ve madenlerin işletme sonrası terk edilmesinin çevre ile uyumlu ve insan sağlığını olumsuz etkilemeyecek bir şekilde yapılması sağlanmalı ve MAPEG eliyle denetlenmelidir.

9. Madencilikle ilgili izinler, keyfiyetten ve herhangi bir şüpheden uzak ve objektif değerlendirilerek verilmelidir.

10. Kanunun maden ruhsat ihaleleri bölümü, tartışmalara meydan vermeyecek açık ve şeffaflığı sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.

11. Madencilik faaliyetlerinde görev yapan mühendislerin 6235 Sayılı Kanun kapsamında TMMOB bağlı ilgili odaları ile rapor ve teknik belge düzeyinde ilişkilendirecek düzenlemeler yapılmalıdır. YTK lar ilgili Maden ve Jeoloji Mühendisleri Odalarına ayrı ayrı kuruluş kayıtlarını/büro tescilleri yaptırmalıdırlar.

12. Parasal cezalar ve yaptırımlar makul ve kabul edilebilir bir düzeyde tutulmalıdır.

13. Küçük ölçekli madencilik korunmalıdır.

14. Madencilik faaliyetlerinde çalışan başta teknik personel olmak üzere çalışanların günün bilgi ve teknoloji ile donatılması amacıyla eğitim süreçleri planlanmalı, eğitimlerin ilgili meslek örgütleri tarafından düzenlenmesi sağlanmalıdır.

15. Ulusal Maden ve Kaynak Komisyonu (UMREK) tüm gelişmiş dünya ülkelerinde olduğu ilgili meslek örgütlerini de içine alacak şekilde idareden bağımsız olarak yeniden yapılandırılmalıdır

16. Milyonlarca yıllık jeolojik süreçlerle oluşan yer altı kaynaklarımızın etkin bir şekilde aranması, bulunması, işletilmesi, rehabilite edilerek terk edilmesi süreçlerinde yapılması gereken tüm çalışmaların günümüz bilim ve teknolojisinin ulaştığı uluslararası norm ve standartlara göre yapılması sağlanmalıdır. Madencilik alanıyla doğrudan ilgili olan mühendislik disiplinlerinin sorumluluk ve görev alanları, almış oldukları eğitim ve uzmanlık konularına göre birbirinin yerine ikame edilmeden mevzuatlarda doğru bir şekilde tanımlanması gerekmektedir.

Bu kapsamda, madencilik alanındaki jeoloji mühendisliği hizmetleri, sadece madenin aranıp bulunması ile sınırlı olmayan; işletme projesinin hazırlanması ve madenin işletilmesi süreçlerinde de devam eden, maden sahalarının terkedilmesini de kapsayan bir hizmet alanını oluşturmaktadır. Bu nedenle maden işletmelerinde işletme tekniği ve büyüklüğüne göre en az bir jeoloji mühendisinin çalıştırılması zorunlu hale getirilmelidir.

Sonuç olarak, TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası olarak Maden Kanunu’nun yukarıda belirtilen görüş ve düşüncelerimizin dikkate alınarak hazırlanması gerektiğini kamuoyuna saygıyla duyururuz.

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası

Yönetim Kurulu

 

 


Okunma Sayısı: 3160