TMMOB Odalar 24 Kasım 2024, Pazar

2009 yılında 5902 sayılı kanunla büyük umutlarla oluşturulan Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının ( AFAD) görev ve yetkileri tek tek elinden alınmaya devam ediyor.

Yayınlayan Birim: GENEL MERKEZ
Yayına Giriş Tarihi: 05.07.2019
Güncellenme Zamanı: 05.07.2019 14:23:03

1999 yılında yaşanan Marmara depremlerinden sonra 2004 yılında gerçekleştirilen “Deprem Şurası” ile 2008 yılında yapılan “Kentleşme Şurası”ında ki tartışmalardan sonra ülkenin afetlere karşı mücadele kültürünün geliştirilmesi, depremler başta olmak üzere afetlere karşı strateji ve eylemliliklerin belirlenmesi ile kurumlar arası eşgüdüm sağlaması amacıyla 2009 yılında 5902 sayılı kanunla büyük umutlarla oluşturulan Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) görev ve yetkileri tek tek elinden alınmaya devam ediyor.

TBMM’de görüşülmeye başlanan “Tapu Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişik Yapılmasına Dair Kanun Tasarının”  26’ıncı maddesinde yapılan düzenleme ile “6306 sayılı Kanunun 6. maddesine ilave edilen 6/A bendi ile getirilen  “zemin kayması, heyelan, su baskını, kaya düşmesi, yangın, patlama gibi sebeplerle ağır hasar gören yapıların bulunduğu alanlarda maliklerin ve ilgililerin muvafakati aranmaksızın Bakanlıkça resen yapılabilir ve yaptırılabilir” hükmü ile gümümüze kadar 7269 sayılı yasa gereği AFAD Başkanlığının sorumluluğunda olan iş ve işlemler elinden alınarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığına verilmektedir. Yapılan bu düzenleme ile gerek deprem, heyelan, kaya düşmesi, su baskını, çığ gibi doğa kaynaklı afetler; gerekse patlama, yangın, kimyasal, biyolojik felaketler gibi teknolojik afetler konusunda uzman olmayan bir kuruma görev ve yetkilerin devredilmesini getiren bu düzenleme, kurumların kentsel imar rantının yönetilmesine kurban edilmesi amacıyla yapılmış olması nedeniyle kabul edilemez bir durumdur.

Günümüze kadar 6306 sayılı yasanın 2. Maddesinin (ç) bendinde  “Riskli alan: Zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıyan, Bakanlık veya İdare tarafından Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü de alınarak belirlenen ve Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan alanı”, tanımlamasında ifade edildiği gibi AFAD Başkanlığından görüş alınarak gerçekleştirilen söz konusu işlemler, Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine geçildikten sonra, 700 sayılı KHK’nin 196. maddesin gereğince “Cumhurbaşkanlığınca kararlaştırılan alan” şeklinde değiştirilmiştir. TBMM’de görüşülmeye başlanan “Tapu Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişik Yapılmasına Dair Kanun Tasarının”  25’nci maddesi ile AFAD Başkanlığının tüm bu yetkileri elinden alınarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığına devredilmektedir.

Geçtiğimiz günlerde Karayolları Genel Müdürlüğü’nün uzmanlık ve görev alanı içinde olmamasına rağmen “Deprem Yönetmelik Taslak Raporlarını” hazırlamasına ilişkin düzenlemelerin ortaya çıkmasından sonra, TBMM gündemine gelen “Tapu Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” ile AFAD Başkanlığı’nın görevleri arasında bulunan önemli iş ve işlemlerin bir kez daha bu kurumun elinden alınarak başka kuruma devredildiği görülmektedir.

Arka arkaya yapılan bu yasal düzenlemeler, ülkemizdeki afet ve acil durumlara ilişkin iş ve işlemlerin tek elde toplanması ve yönetilmesi amacıyla Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Sivil Savunma Genel Müdürlüğü ile Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğünün büyük umutlarla! yine bu siyasi iktidar tarafından bundan yaklaşık on yıl önce birleştirilerek oluşturulan AFAD Başkanlığının aynı siyasi anlayış tarafından işlevsizleştirilmesine çalışılması anlaşılır ve kabul edilebilir bir durum değildir

Yılların birikim ve tecrübesi ile oluşmuş kamu kurumlarının görev yetki ve sorumluluklarını alt üst ederek, kapatma ve birleştirmeler ile kendince yeniden yapılanmaya gitmiş olan bu anlayış, şimdi de kendi yanlışı üzerine yeni yanlışlar inşa etmekte; daha fazla ihtiyaç duyduğu kentsel imar rantının yönetilmesi amacıyla yeni yasal düzenlemelere gitmektedir. 

İnsanımızın sağlıklı ve güvenli,  afetlere karşı risksiz bir alan ve yapılarda yaşamasına bilimsel ve teknik olarak hiç bir şekilde katkısı olmayacak; asıl olarak rantı tek merkezden keyfince yönetmeye hizmet edecek, Anayasanın mülkiyet edinme hakkı ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 1. No’lu Protokolünün 1. Maddesinde “Her gerçek ya da tüzel kişi, mülkiyetinden/malvarlığından müdahale edilmeksizin yararlanma hakkına sahiptir. Hiç kimse, kamu yararı uyarınca ve yasanın ve uluslararası hukuk genel ilkelerinin öngördüğü koşullara tabi olarak mülkiyetinden yoksun bırakılması hali hariç, mülkiyetinden yoksun bırakılmayacaktır” hükümlerine açıkça aykırı olarak düzenlenen “Tapu Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişik Yapılmasına Dair olan Kanun Tasarısı” derhal geri çekilmelidir.

Kamuoyunun bilgisine saygıyla sunarız.

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu

Tapu Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı için lütfen tıklayınız

 

Dosyalar

(2443 KB) (05.07.2019 14:21:43)

PDF uzantılı Makale dosyalarını veya diğer Ek Dosyaları okuyabilmeniz için Acrobat® Reader®'ın bilgisayarınızda yüklü olması gerekmektedir.
Acrobat® Reader® yüklemek için

Okunma Sayısı: 3135