20.09.2018 tarih ve 30541 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan değişikle “YAPI KAYIT BELGESİ VERİLMESİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR” yeniden düzenlenmiştir. Gerek Mayıs ayında 3194 sayılı İmar Kanununa eklenen “Geçici 16. Madde”, gerekse Haziran ayında yayımlanan Tebliğ ile ilgili TMMOB ve bağlı Odalarca yapılan çok sayıdaki basın açıklamasında topluma “İmar Barışı” olarak sunulan sistemin yaratacağı olumsuzluklar anlatılmaya çalışılarak, bu yoldan geri dönülmesi çağrıları yapılmıştı. Dün Resmi Gazete’de yayımlanan değişiklikler bu çağrıların ne kadar haklı ve yerinde olduğunu açıkça göstermiştir.
20.09.2018 tarih ve 30541 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “YAPI KAYIT BELGESİ VERİLMESİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR”da yapılan değişiklerle, imar affının sadece 3194 sayılı yasa kapsamındaki yapılar ve konularla sınırlı olmadığı; Kıyı Kanunu, İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Kanun gibi farklı kanunların alanları içinde yer alan ve İmar Kanunu ile alakası bulunmayan enerji tesisleri, iskele, liman tersane, istinat duvarı, dolgu alanı, havuz gibi bina niteliği taşımayan yapılara da “YAPI KAYIT BELGESİ” verilmesi suretiyle imar affı sınırlarının hukuksuz bir şekilde genişletildiği görülmektedir.
Bu değişikliklerle;
Yukarıda belirtilen değişikliklerin imar ve çevre güvenliği üzerinde yaratacağı riskleri tarif etmeye gerek bile yok, kentlerimiz zaten birer “risk havuzu” haline gelmişken yapılan bu düzenleme ile birlikte ülke insanımızın “Sağlıklı ve Güvenli Bir Çevrede Yaşama Hakkı” tümüyle yok edecektir.
Peki, bütün bunlar ne için? Esas itibariyle “yerleşme yerleri ile bu yerlerdeki yapılaşmaların; plan, fen, sağlık ve çevre şartlarına uygun teşekkülünü sağlamaktan”, imar sisteminin güvenliğinden birinci derecede sorumlu ve yetkili kurum olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, kendi gerçekleştirdiği düzenlemeleri bile yok sayıp aykırılıkları görmezden geliyor? Bir yandan “bir imar planı nasıl yapılmalı üzerine kurallar tesis ederek mevzuat oluşturuyor” diğer yandan da mevcut imar planlarını yok sayan, kıyı yağmasına neden olan ve yapı güvenliğini afetlere karşı yok eden düzenlemelere hukuksal alt yapıyı hazırlıyor?
Rant için, para için; daha çok para için anayasal ve yasal düzenlemeler yok sayılarak kamu sağlığı ve güvenliği riske atılıyor, göl, akarsu ve denizel kıyı alanlarımız talan ediliyor.
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası olarak, bir kez daha uyarıyoruz, ülke insanımızı afetlere karşı güvencesiz bırakan, kıyı alanlarımızın talanına yol açan bu düzenlemelerle elde edilecek kaynakların çok daha fazlasının ilk doğa kaynaklı afette, doğa tarafından geri alınacağı unutulmamalıdır.
Saygılarımızla,
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu
Okunma Sayısı: 3148