ANKARA
TMMOB Yönetim Kurulu tarafından yapılan basın açıklaması yazının devamındadır.
ÜRETEREK BÜYÜYEN VE PAYLAŞARAK GELİŞEN BİR ÜLKEDE İNSANCA VE BARIŞ İÇİNDE YAŞAMAK İÇİN 8 EKİM 2005‘DE ANKARA‘DA "TMMOB MİTİNGİ"NDE BULUŞALIM
Türkiye, 1980‘li yıllardan itibaren uluslararası sermayenin küresel istemlerine uygun olarak enerjiden haberleşmeye, eğitimden sağlığa, tarımdan sosyal güvenliğe kadar hemen tüm alanlarda yapısal bir değişim programına tabi tutulmaktadır. Siyasal iktidarların biat eden tutumları nedeniyle ülkemiz, emperyalizmin küresel ölçekte yürüttüğü yeniden yapılanma süreçlerine en hevesli uyum gösteren ülkelerden biri konumuna sürüklenmektedir. İçinde yaşadığımız dönemde küresel emperyalist sisteme eklemlenme doğrultusunda; sermaye dolaşımının ve hizmet sektörleri ticaretinin serbestleştirilmesini, bunların önündeki engellerin kaldırılmasını, ulusal sınırların yok edilmesini, kamu yönetimi ve denetiminin daraltılmasını, toplumsal refleksin yok edilmesini, doğal zenginliklerimizle ilgili yetkilerin yerel yönetimlere devredilmesini, ulusal kaynaklarımızın özelleştirme ve serbest piyasa yöntemleri ile elden çıkarılmasını, devletin planlama, yönlendirme ve denetleme işlevlerinden ve sosyal devletten uzaklaştırılmasını hedefleyen yasalar çıkarılmaktadır. IMF ve sermaye çevrelerinin çıkarı için çıkarılan bu yasalar, mühendislik ve mimarlık uygulamalarını da birçok alanda doğrudan ve olumsuz etkileyecek hükümler içermektedir.
Sürekli yeni koşulların dayatıldığı AB‘ne üye olma sürecinde, Gümrük Birliği‘ne geçişte olduğu gibi uyum paketleri yürürlüğe konmakta, tarımsal üretim kısılmakta, sanayi tesisleri Avrupa‘nın taşeronu olarak düşük katma değerli ürünlerle ihracata zorlanmaktadır. Dünya Ticaret Örgütü, Dünya Bankası ve IMF gibi örgütlerin direktifi ve denetimi altında uygulanan yapısal uyum politikaları ve ekonomik programlar ile; üretime ve yatırıma dayalı, toplumun tüm kesimlerini kucaklayan bütçeler yerine, ranta, faize ve dış borç ödemeye dayalı bütçeler oluşturulmakta, ülkemiz kaynakları talan edilmekte ve sömürgeleştirilmekte, KİT‘ler satılarak ya kapatılmakta ya da yabancılaştırılmakta, sanayi yatırımları azalmakta, çiftçi tarladan uzaklaşmakta, işsizlik oranı büyümekte, dışa bağımlılık artmakta, çıkan krizlerin sık ve dayanılmaz boyutları yoksullaşma sürecini kronik hale getirmektedir.
Son dönemlerde ekonomik göstergelerde gözlenen iyileşmelerin temelinde üretim, yatırım, istihdam, teknolojik gelişmeler gibi nedenler değil, temelde iş gücü üzerindeki baskılar yer almaktadır. Bu çerçevede istihdam daralmakta, sendikal örgütlenme işlevsizleştirilmekte, işsizlik artmakta ve ücretler gerilemektedir. Bu durumdan mühendisler, mimarlar ve şehir plancıları da büyük çapta olumsuz olarak etkilenmektedir. Günümüzde mühendisler, mimarlar ve şehir plancıları, açlık ile yoksulluk sınırları arasına sıkışan ücretleriyle yaşam mücadelesi vermek zorunda kalmaktadırlar. Bilim yoluyla elde edilmiş tüm bilgilerden akıl ve deneyim yoluyla somut sentezlere vararak insana ve insanlığa yararlı oluşumları yaratma gücü ve çabası içindeki mühendisler, mimarlar ve şehir plancıları; bilimi, ekonomiyi, zamanı ve fiziksel kaynakları en iyi şekilde değerlendirip, en ekonomik, en güvenli, çevresel ve sosyal olarak en kabul edilebilir çözümleri bulurlar ve aldıkları kararları uygularlar. Bu gerçeğe karşın, ülkemizde gelişmenin önkoşulları olan planlama, üretim ekonomisi ve sanayileşme yerine ikame edilen rant ekonomisinin yarattığı plansızlık ve karmaşa ortamında, mühendislerin, mimarların ve şehir plancılarının yaşam koşulları yanında, mesleki kimlikleri de erozyona uğratılmaktadır.
Günümüzün yüklü gündemi ve sorunları karşısında; üyelerinin sorunlarının toplumun sorunlarından ayrılamayacağı bilinciyle, halktan ve emekten yana tavır alan, bu doğrultuda politikalar üreten ve mücadele veren, toplumsal sorumluluğu gereği toplumsal muhalefetin odağında yer alarak onurlu yürüyüşüne ve dik duruşuna devam eden TMMOB;
* Üretimden ve sanayileşmeden hızla uzaklaşan ülkemizde, bilim ve teknoloji politikaları temelinde ulusal kalkınma stratejilerinin uygulanmasının ve yeniden üretim, yatırım, istihdam ve hakça bölüşüm temelinde politikalara dönülmesi için,
* kamuda çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarının çalışma alanlarının yok edilmemesi için;
* ücret yetersizliği ve dengesizliği sorununun çözülmesi için;
* mühendis, mimar ve şehir plancılarının işsiz kalmaması için;
* ücretli çalışan üyelerimizin giderek yoksullaşmaması için;
* emekli meslektaşlarımızın yaşam koşullarının iyileştirilmesi için;
* mesleki kimliğimize yabancılaşmamak için;
* işe alınmada kadın-erkek ayrımcılığı yapılmaması için;
* toplu görüşme masalarının toplu sözleşme masalarına dönüşmesi için;
* çalışma yaşamının esnekleştirilmemesi ve kuralsızlaştırılmaması için;
* baskı, sürgün ve siyasi kadrolaşma uygulamalarına derhal son verilmesi için;
* fırsat eşitliğine dayalı kaliteli eğitim için;
* çağdaş, bağımsız, onurlu, daha insancıl, daha demokratik, daha kalkınmış bir Türkiye için;
* daha adil, daha sosyal, daha paylaşımcı bir dünya için;
* ranta, faize ve silahlanmaya odaklı değil, toplumun çıkarına yönelik bütçeler için;
* üreterek büyüyen ve paylaşarak gelişen bir ülkede insanca ve barış içinde yaşamak için;
* birlikte karar alma, birlikte üretme, birlikte yönetme ilkesini yaşama geçirmek için;
* bugüne dek söylediklerimizi bir kez daha hep birlikte söylemek için;
8 Ekim 2005 Cumartesi günü, Ankara‘da, "TMMOB Mitingi" düzenliyor.
Sıkıntılı, sancılı ve sorunlu bir ülkede çalışmalarını belirlediği ilkeler doğrultusunda sürdüren TMMOB; bilimi ve teknolojiyi toplumla buluşturan bir mesleğin örgütü olarak, insan odaklı bir mesleğin örgütü olarak, üyelerinin çok önemli bir kesimi ücretli çalışanlardan oluşan bir meslek örgütü olarak, geleceğimize birlikte sahip çıkmanın bizlerin elinde olduğunu bilmektedir.
Ekonomik büyümeden ve artan ulusal gelirden bir çalışan olarak hak ettiğimiz payı almanın bizlerin elinde olduğunu bilmektedir.
Haklı istemlerimizi ülke gündemine taşımanın ve çözüm arayışlarını hızlandırmanın bizlerin elinde olduğunu bilmektedir.
Evet, teslimiyetin ve suskunluğun egemen kılınmaya çalışıldığı günümüzde, "umutsuzluğu umuda dönüştürmek" üzere ülkenin dört bir yanından 8 Ekim 2005 Cumartesi günü Ankara‘ya gelmek ve sesimizi en gür şekilde duyurmak bizlerin elindedir.
Bizler; çağdaş, bağımsız, onurlu, kalkınmış ve demokratik bir Türkiye‘de insanca ve barış içinde yaşamak için, "Başka bir yaşam mümkün. Başka bir Türkiye mümkün. Başka bir Dünya mümkün." demek için bir araya gelirken; unutma, "Sen Yoksan Bir Eksiğiz".
Mühendislik-mimarlık eğitiminden, uygulamaya ve istihdama kadar yaşanan ve biriken sorunlar yumağı karşısında "birlikte karar alma, birlikte üretme, birlikte yönetme" ilkesine inananlar ve bu ilkeyi her düzeyde yaşama geçirenler biliyorlar ki"Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber, Ya Hiç Birimiz."
YAŞASIN TMMOB ÖRGÜTLÜLÜĞÜ,
YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ.
TÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİ
YÖNETİM KURULU
Okunma Sayısı: 3214