Kentsel dönüşüm İstanbul‘ da deprem güvenli olmayan yapıların yenilenmesini ve bununla birlikte estetik değeri düşük bölgelerin rehabilitasyonunu amaçlıyor ki bunu mühendislerin desteklememesi mümkün değil. Ancak kafamızı karıştıran, bizleri kuşkulandıran bazı gerçekler de ortada duruyor.
Madem ki deprem afetine o kadar duyarlısınız. O halde neden depremde en sorun yaratacak heyelan bölgelerindeki yüksek yapıların kontrolsüz bir şekilde doludizgin yapımına sessiz kalıyorsunuz? Esenyurt bölgesinde yoğunlaşan bu yapılara neden kimse dur diyemiyor?
İstanbul madem kentsel dönüşüme alınıyor ve nüfusu en az 3 - 5 milyon artacak ki bu konutların yıkılıp yapılmasının finansmanı açısından kaçınılamaz. Neden büyümede kontrolü kaybetmeyelim, şimdilik sadece dönüşümle ilgili inşaatları izin verelim denilmiyor? Dev uydu kentler, işyeri gökdelenler İstanbu‘ un özellikle de batısında yükseliyor. Kentsel dönüşüme paralel yürüyeceği anlaşılan bu gidişe dur diyecek misiniz?
Kentsel dönüşüm neden sadece konut hedefli? Fay hattına cephe tersaneler, fabrikalar, kıyılardaki rafineri tesisleri ve bunların yapıları çok mu güvenli? Yoksa siz sadece konut rantlarının mı peşindesiniz?
Afeti önemsiyorsanız neden hala bölgesel afet yönetim modeline geçemediniz ? Neden hala illerle sınırlı ilkel bir afet yönetimi anlayışının peşindesiniz? Neden hala bir kaç ilin valileri, belediye başkanları ve ordu üçlüsünden oluşan toplantılar yapılamadı?
İstanbul‘ da kentsel dönüşüm ile ilgili yapılaşma sonrası nüfus, yeşil alan, gürültü, hava kirliliği gibi değerlerin nereden nereye ulaşacağı konusunda bir öngörünüzü, sınırlamalarınızı kentlilerle paylaşmıyorsunuz. Neden hiç bir söz vermiyorsunuz?
Üçüncü, yarın dördüncü , beşinci köprüler, yeni yeni havaalanı ve mezarlıklar, atık depolama alanları, atık yakma tesisleri, yeni su tünelleri, ekzos - toz duman içinde en az 20 - 25 milyonluk bir İstanbul. Böyle bir İstanbul yaşanabilir olabilecek mi? Deprem afetinden kurtarsa da diğer afetlerden ne kadar kurtarır?
İstanbul kentsel yenilenmeyle ilgili afete daha hazır mı olacak yoksa , afetten kaçarken bir başka afete mi tutulacak? Pandora‘ nın kutusunun içine ne konulduğunu bilemediğimizden, kutudan da ne çıkacağını da bilemiyoruz. Bu durum haklı olarak bizleri endişelenmeye ve kentsel dönüşüme karşı olmaya götürüyor. Tekrarlıyoruz; İstanbul yenilenmelidir, büyütülmeden, kar hırsı taşımadan.
Prof. Dr. Hüseyin ÖZTÜRK
Jeoloji Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı
08.10.2012
(322 KB) (10.10.2012 15:00:18)
Okunma Sayısı: 3083